Faiz artınca ötmek kolay, şu kelli felli ekonomistlerimiz şimdi ne diyecek, merak ediyorum.

Hikayenin başına gelirsek...

Kasım 2020 başında damadın istifası beceriksizliği değil..

Faizleri yükseltmemesinden kaynaklanan, adeta "kaç para olursa olsun" denerek dövizin serbest bırakılmasıydı. 

Çünkü adam paramızı faiz lobisine kaptırmak istemiyordu.

Sanırım birileri damadı sattı...

Ekonomi konuşmak değil niyetim;  dedikodu hiç değil.

Üç dört ay önceki Türkiye'nin dışarıdan görünümü; "alayına rest" politikası idi...

O süreçte çok şey kazandık.

PKK içeride bitirildi.

Suriye'nin Kuzeyinde fetihler gerçekleştirildi.

Ardından Doğu Akdeniz ve Trablus Harekatı gerçekleştirildi.

Karabağ'ın neredeyse yüzde yetmişi kurtarıldı.

Tam "nereye kadar?" diyordum ki...

"Duracağı noktayı bilmeyen güç, kazandıklarını bırakın; ana gövdeyi de kaybeder" kuralına istinaden dizginlere asıldı.

Tüm dünyada paradigmalar değişirken, Erdoğan Dönemi Türkiyesi hiç bir yere ait değil.

Erdoğan, Atatürk kadar pragmatist...

İktisadi, sosyal, kültürel, siyasi çıkarı neredeyse anında oraya dönmekten imtina etmiyor.

İç dış siyaset farketmez. Doğu'da başka Batı'da başka konuşuyor. Hatta posta koyacağı zaman, o noktada etmemesi gereken laflar bile ediyor.

Lakin bir ayağını merkezden hiç çekmiyor.

Misal, faize uyuz oluyor. Lakin bazen öyle sıkışıyor veya öyle bir açılım yapması gerekiyor ki, "paranın rengi, dini imanı olmaz" bile diyebiliyor.

Sosyal ve siyasi alanda da bu böyle...

Bir bakmışsınız baş örtüsü, aile, "Asım'ın nesli",  "minareler süngü kubbeler miğfer"...

Bir bakmışsınız "Kadının beyanı esastır", , Batılılaşma, İstanbul Sözleşmesi" falan filan...

Derken bir bakıyorsunuz, tam dümeni AB'ye küresilcelere kırmışken..

Bir gece yarısı sözleşmeyi çöpe atıvermiş.

Hem de tam Suudi Arabia, Mısır, İsrail, Almanya, hatta Yunanistan, Almanya, Fransa, ile yumuşamışken...

Putin'e "katil!" diyen Biden'e "ayıp ettin" notunu da iliştirin bir kenara...

Erdoğan öyle bir lider ki; "Milli görüş gömleğini çıkardım" derken adama pabucu ters giydirir.

"One minute" ile gece yarısı insanları sokağa döker.

Ne mi anlatıyorum?

"Üç aylık bir sapma, nefes alma hareketiydi o!" diyorum. 

İki gün önce tekrar faiz artıran Merkez Bankası başkanı görevden azledildi. Faizler artık kademeli aşağı çekilecek!

"Biraz dolara ihtiyacım vardı hallettim, üretim üretim" diyor...

Siz ise kürselcilere, AB'cilere her türlü taviz verilecek, Erdoğan liberalcilere tekrar yol veriyor sanıyordunuz değil mi?

Diyorum ki...

"Atı alan Üsküdar'ı -her seferinde- geçiyor"..

Öyle becerikli ki bazen zihnim duruyor.