Doğal yöntemlerle yapılan geleneksel tarım uygulamalarından; yapay gübrelerin, tarım ilaçlarının, hormonların, büyüme faktörlerinin, genetiği değiştirilmiş tohumlarının yer aldığı makineleşmiş sözde modern tarım uygulamalarına geçiş yapıldı. Beslenme ve besin alımı sağlığın en önemli belirleyicilerinden biri olduğu gibi, tarım uygulamalarının çevreye ve çevrede yaşayan diğer canlılara da etkileri yadsınamaz.

Günümüzün modern tarım uygulamaları su kaynaklarının azalmasına, kirlenmesine ve toprakların tuzlanarak verimsiz hale dönüşmesine yol açmıştır. Tarım ilaçları en az sigara kadar kanser yapıcı etkiye sahiptir. Modern tarım gündelik hayatta yediğimiz birçok üründe kansere ve diğer kronik hastalık ve kusurlara yol açan birçok kalıntı bırakmaktadır.

ORGANİK TARIM OLMAZSA OLMAZ

Taze, temiz, mevsiminde ve yerel olarak üretilmiş, gökkuşağını oluşturan bütün renkleri barındıran, mümkünse organik, çoğunlukla bitkisel bir beslenme tarzı sağlığın sigortasıdır. Günümüzün modern diyeti ise et, yağ, şeker, tuz, protein, un, katkı maddeleri, renklendiriciler, boyalar, koruyucular, aroma vericilerden oluşan, taze ve organik olmayan bir diyet şeklidir. Bu uygun olmayan diyet şeklinin obezite, şeker hastalığı, hipertansiyon ve kanser gibi kronik hastalıklara yol açması kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu nedenle organik beslenme tercih edilmelidir. Organik ürünler; GDO’lu tohum, kimyasal gübre, tarım ilaçları, hormon ve büyüme faktörleri olmadan yetiştirilen gıdalardır. Bol miktarda vitamin, mineral, lif, antioksidan ve antikanserojen yararlı besinleri içerirken; sağlığa zararlı herhangi bir kimyasal ve yabancı madde içermezler. Bu özellikleriyle hastalıklardan korur ve sağlığı desteklerler.

ORGANİK ÜRÜN NASIL ANLAŞILIR?

Günümüzde organik ürünlere ulaşmak hem zor hem de pahalıdır fakat sağlıklı beslenmenin bir bedeli vardır. Sağlıklı gıdaya ve organik tarım yapan çiftçiye ödenmeyen paranın çok daha fazlası; sağlığa zararlı gıda maddelerinin tüketilmesi sonucunda ortaya çıkan hastalıkların tedavisi için hastanelere ödenmek zorunda kalınır. Bakarak, elle yoklayarak, koklayarak bir gıdanın organik olup olmadığı anlaşılamaz. Organik ürünler süpermarketlerin ilgili bölümlerinde, organik pazarlarda ve organik gıda üreten şirketlerin bünyesinde bulunabilir. Semt pazarlarında organik ürün olma ihtimali çok azdır. Organik ürünler organik ürün sertifikası ve organik etiketi olan ambalajlar içinde satılır. Doğal, köylü mahsulü, hormonsuz olduğu söylenen açıkta satılan gıdaların organik olması beklenmez. Kurtlu, yamuk yumuk gıdaların organik olduğu söylenir, bu da kesinlikle doğru değildir. Şekline ve boyutlarına bakarak gıdaların organik olup olmadığı söylenemez. Organik gıdaların kendine has koku ve tadı olması beklenir. Aynı boyutlarda birbirine benzeyen ürünlerin organik olmama ihtimali kuvvetlidir. Mevsiminde üretilmeyen gıdaların organik olma ihtimalleri çok düşüktür.

NELERE DİKKAT EDELİM?

Bazı sebze ve meyveler çok daha fazla tarım ilacına maruz kalırlar. Elma, biber, domates, ıspanak, havuç, vişne, üzüm, şeftali, taze fasulye, armut, patates ve ahududu sürekli tarım ilaçlarına maruz kalan belli başlı ürünlerdir. Bu tür gıdaların mevsiminde, sirkeli suda yıkayarak tüketilmesi önemlidir. Bu şekilde tarım ilacı kalıntılarının bir kısmının ortadan kalkması mümkündür. Bu nedenle mutlaka organik ürünler tercih edilmelidir ve riski azaltmak için sebze ve meyveler çeşitlendirilmelidir.