Aile fedakârlık ister.

Aile olmak, bireysel tavizleri gerekli kılar.

Aile olmak, insanlığın doğasının gereğidir.

Aile olmanın iki türlü aşaması vardır.

Birincisi; doğumla başlayan ve evden ayrılmayla sonuçlanan çocukluk evresi ( Bu evre aile olmaya geçişin kuluçka evresidir.)

Diğeri ise evlilik evresidir. Evlilikle birlikte başlayan yetişkinlik süreci işsel emeklilik ve ardında da yaşlılıktır. ( Bu evreye, gelecek neslin kuluçkasına hizmet ve kendini yaşama evresidir de diyebiliriz.)

Aile olmanın en önemli öğesi karşılıklı anlayıştır. Anlaşmadır.

İyi bir anlaşmanın, barışçıl bir anlayışın temelinde, aile bireyleri arasında ve hatta bireyin kendisinin aklı ile vicdanı arasında doğru bir iletişim kanalının olmasıdır.

İletişimin olmadığı ortamlarda genelde dengesizlikler ortaya çıkar. Dengenin yeniden kurulmasının yolu da yine iletişimden geçmektedir.

Literatürde aile kurumundan “aç gözlü kurum” olarak bahsedildiği de görülmektedir. Aile müessesesi, kurulduğu andan başlayarak son üyesini yitirene kadar talepkârlığını sürdürür. Bu durum şaşılacak, hayrete kapılacak veya yadırganacak bir durum da değildir. Bilakis olması gereken durumdur diye de düşünülmelidir. O nedenledir hem birey, hem de toplum için, “aile” bir temel taşıdır.

Çünkü aile, her ferdinin gelişiminden, eğitimden kültürüne, sağlığına, güvene ve beslenmesine, sevgi ihtiyacına kadar her türden gereksinimini gidermeye çalışır. Yani aile adeta toplumu oluşturan temel organizma gibidir.

Eğer ailedeki birey duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edebiliyorsa, sağlıklı bir ailede yaşıyor demektir. Bunun tersi bir durum söz konusuysa, birey aile içinde kendini ifade edemiyorsa, zaman içerisinde o ailede sıkıntılar baş göstermeye başlayacaktır.

Bir ailede, aileyi ilgilendiren konular yüzeysel konuşuyorsa, herkes bilinmelidir ki o ailede ciddi bir iletişim sorunu vardır. Olasılıkla da yapmacık alaka gösterme, aşırı sorularla karşısındakini bunaltma gibi durumlar söz konusudur. Böyle ailelerde aile bireyleri daha çok şüphecidir ve karar varmada ve harekete geçmede, kendini ifade etmede güvensizlikten kaynaklanan tereddütleri yaşar.

Aile içinde emir kipi kullanma, , tehditler savurma, suçlama, anlaşa bilmek için sorulan sorulara bile cevap vermeme, samimiyetsizlik, alay etme, yalan söyleme gibi daha birçok neden ailenin doğru frekanslar üzerinden etkili iletişimine mani olur.

Sağlıksız iletişimin olduğu yerde, aile bireyleri kendilerini değersiz ve güvensiz hisseder ki; bu sağlıksız iletişim ortamında, aile içinde başka sıkıntıların ortaya çıkmasına sebep olur.

İyi iletişimin olduğu; sevgi, saygı ve güvene dayanan, karşılıklı hoşgörü ve anlayışı ön planda tutan, aile bireylerinin sorunlarına çözüm odaklı yaklaşan, birbiriyle fiziksel temas kuran ve pozitif bir beden dili sergilenen ailelerde yetişen bireyler, son derece sağlıklı ve mutlu olma yönünde gelişim gösteriler.

Huzurlu ve mutlu aileler incelendiğinde çoğunlukla aile içinde etkili iletişim kanallarının olduğu kolayca tespit edilebilir.

Aile danışmanı olarak ailelere önerimiz; her aile bireyi, bir diğerini anlamaya çalışmalı, her bireyin kendini ifade etmesine ortam hazırlanmalıdır. Aile içinde bazen kızgınlık ve öfkeye neden olabilecek durumlarda dahi, öfke ve kızgınlık kontrol altına alınarak, aile içi iletişimi sorunlar karşısında organize ederek sağlıklı ve etkili bir iletişim yolu açılmaya çalışılmalıdır.

Sonuç olarak sağlıklı bir aile demek; birbirine bağlılık duyan, birlikte vakit geçirmekten hoşlanan, samimi, içten, kimin ne yapacağı açıkça belli olan, kriz anında negatif düşünce ve eylemden çok, pozitif bir yaklaşım sergileyerek, olası problemlere çözüm arayan bireyler demektir.

Şayet ailenizde dediğim dedik, çaldığım düdük, her şeyi ben bilirim, ben ne dersem doğrudur türünden herkese nasihat vermeye kalkan birileri varsa bilin ki aile içi iletişiminizde doğru gitmeyen, sizleri huzursuz eden şeyler var demektir. Bu olumsuzlukları gidermenin yolu da aile içinde etkili iletişim kanalları kurmaktan geçer.

Zor mu derseniz?

Hayır kesinlikle zor değil.

Yeter ki karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve güven olsun.

Gerisi çorap söküğü gibi peşi sıra gelir.