BİR ASKER ÖLDÜĞÜNDE...

Ne zaman bir asker şehit olsa yüreğim yanar.

Ne zaman bir asker şehit olsa, ağıtlar yakasım gelir.

Ne zaman bir asker vurulsa, sarsılırım.

Ne zaman bir asker şehit olsa, ocağıma ateş düşer.
 

Emekli de olsak, hâlâ ruhumuz askerdir.

Her şehit haberinde, o şehidin sorumluluğunu omuzlarımızda hissederiz.

Görev başındaki askerler ölmez, ancak şehit olur derler. Doğrudur.

Otuzlu yaşlarımda Beşiktaş İnzibat Bölge'de bölük komutanıyken nice gencin şehit cenazesine hizmet ettim.

Nice anneler, babalar, kardeşler, eşler ve çocuklar gördüm.

Halkın şehidine sahip çıkışına şahitlik ettim.

Hepsi onurlu ve gururluydu.

Hepsi vatan sağ olsun diyordu.

Her seferinde, askerlerimizle birlikte şehitlerimize hüngür hüngür ağladığımızı bilirim.

Bu sefer de, düşen helikopterimizdeki askerlerimiz için ağlıyoruz, sizin için ağlıyoruz, sevgili kahraman vatan evlatları.

Gara’da PKK’ca katledilen, helikopter kazasında şehit olan aslanlarımızın ölümlerine saygı duruşundayım.

Dualarımızla Allah'tan rahmet diliyoruz.

Elin ürettiği her uçan araca şüphe ile bakarım.

Eşref Bitlis’i, (Muhsin Yazıcıoğlu’nu) ve daha önce ve dün düşen helikopterlerin rastgele düştüğüne inanmam. Mutlaka bir operasyona hizmet için düşürüldüğü aklıma gelir.

Sebepler tesadüfi değildir, benim için.

Onun için, Türkiye derhal milli uçağını da, helikopterini de yapıp uçurmalıdır. Eğer öleceksek kendi uçağımızla, kendi helikopterimizle ölelim.

Herkes, şimdi evine bir bayrak assın. Herkes şimdi karalar bağasın.

Hepinize selam ve minnet duyuyoruz.

Mete ‘den, Alparslan’a, Osman’a, Fatih’e, Atatürk’e ismi belli, ismi unutulmuş tüm şehitlerimize dualarımızla.

Ruhlarınız şad, mekânınız cennet olsun, sevgili şehitlerimiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar