DEVLET

Türkiye, günlerdir Sedat Peker’in art arda yayınladığı videoları izliyor. Sedat Peker’in dilinin kemiği yok. Ne biliyorsa doğru yanlış bodoslama saydırıyor. Açıklamaları da yenilir yutulur cinsten değil. Mesela, bodrumdaki marina. Konuya muhatap olan Mehmet Ağar kim? Tolga Ağar kim?

Mehmet Ağar devlet kademesinin vakti zamanının en güçlü figürlerinden biri değil miydi?. Her dönem iktidara yakın durmayı da seven biri olsa Sedat Peker’in iddialarına karşılık olarak “biz olmasak mafya çökerdi.” Gerçi sonradan bu sözü için özür dilese de söz söylendi bir kere. Demek ki Ağar ve çevresindekiler Türk mafyasına bile höst diyecek kadar kudretliler. O halde Ağar bu kudreti kimden alıyor? O halde devlet dururken mafya kim yada kimlerden çekinip de ayağını denk alıyor?

Sedat Peker’in iddialarını buradan sıralamaya gerek yok. Lakin bir gerçek varsa, o da Türkiye’nin kokuşmuşluğudur. Bu şartlarda her yerin toz duman olması gerekmez mi? Devlet bu iddiaların peşine düşüp, kanunsuz iş çevirenleri hizaya çekmez mi?

Normalde, hukukun işlediği ülkelerde devlet var gücüyle olayların ve sorumluların üstüne gider. Ama Türkiye normal bir ülke olmadığından devlet olaylara yaklaşımda daha mahcup hareket eder.

Şimdi oturup düşünelim?

Sedat Peker’i açıklamalara motive eden veya edenler var mıdır?

Sedat Peker şimdiye kadar neden susmuştur?

Sedat Peker üzerinden siyasi rant sağlamak isteyenler var mıdır?

Sedat Peker’in açıklamalarına her halde en çok sevinenler FETÖ cenahı ve AKP’ye karşıt olanlardır.

Her şeye rağmen devlet nerededir?

Devletin çivisi mi çıkmıştır?

AKP, Sedat Peker konusunda ve Sedat Peker’in iddiaları konusunda ne düşünmektedir?

Bu ve buna benzer daha birçok soru sorulsa da alınacak cevaplar bellidir? O da “”hiçbir cevabın alınmamasıdır.”


 

17 Mayıs

Günler sonra bugün sokağa çıkmanın ilk günü. Arabaya binip alış verişe gitmek, sokaklarda yürümek insana bir garip geliyor. Açıkçası insan içine karışmayı özlemişiz.

Çanakkale’de çarşı pazar sebze fideleriyle dolu.

Bu işlerden pek anlamam ama büyük olasılıkla tarla sebzesinin pazarlara gelmesi gecikeceğe benziyor.

Bu yıl tüm öğrencilere, evlenmeyi düşünenlere, hizmet sektöründe çalışanlara, köylüye çiftçiye, esnafa Allah yardım etsin. Tabii ki; yapılan her zammın bedelini ödemek zorunda kalan, başta dar gelirlilerle emeklilere de, Allah daha fazla yardım etsin.

Ülkede iktidara yakın olan medya bülbüllerinin seslerini dinleyecek olursak, her şey süt liman, memleket güllük gülistanlık. Vatandaşın bir eli yağda bir eli balda. İnanan var mı? Var.

İnsanca ve huzur içinde yaşamanın ne olduğunu bilenler bilir? Bilmeyenler de iktidarın medya bülbüllerinin sesine kanıp memleketi cennet bahçesi sanır.

İktidarın direksiyonunda olduğu Türkiye, 2023 yılına hızla giderken duvara toslayıp tepe taklak mı olacak, yoksa şoför değiştirip yeni bir yola mı girecek? 2002 yılından beridir iktidar olmayı becerememiş muhalefetin direksiyona geçmesi durumunda nasıl bir yolda oluruz onu da tahmin edemiyorum.

Her şeye rağmen çaresiz değiliz.

Ülkemizin yeteri kadar maddi ve manevi kaynakları vardır. Yeter ki insanları işe alırken liyakat, ekonomide de gelir dağılımında eşitlik olsun. Hukuktasa; güçlüleri kollayan hukuk değil, herkese eşit mesafede duran hukuk sistemi olsun. İşte o zaman Türkiye her alanda çıtasını yükseltecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar