EMEĞİN DEĞERİ ve ARTAGAN PROJESİ

Esasında emeğe verilen değer, insana verilen değerin de bir ölçüsüdür.

İnsanların büyük çoğunluğu ya devletin, ya da bazı müteşebbislerin kurduğu iş yerlerinde emeklerini satarak geçimlerini sağlarlar.

Bir ülkede emek sahibini koruyup kollayacak olan yegane güç devlettir.

Devleti kimin ya da kimlerin yönettiği önemlidir ve yöneticilerin kalitesi, toplumun yaşayış kalitesini de belirler.

Kapitalist patronaj aklıyla hareket eden , “nasıl kar ederim?” dürtüsüyle emeğin değerini baskılamaya çalışan devlet yöneticileri daha ziyade, tüccar-sanayici ekseninde hareket eder. Ama yine aynı şekilde kolektivist anlayışın egemen olduğu devletlerde de oligarşik bir yapının türediği bir realitedir.

Bu nedenle “sosyal hukuk devleti”, emeğini satarak geçinenlerin en büyük koruyucusudur. Sosyal hukuk devleti, geniş halk kitlelerinin insanca yaşamasının yegane garantisidir.

Adaletini yitirmiş, gelir dağılımında eşitliği hiçe saymış devletler, genellikle kifayetsiz yöneticilere teslim edilmiş devletlerdir.

Böyle devletlerin yöneticileri genellikle kendilerinin, ailelerinin ve yakın çevrelerinin çıkarlarını korumayı ilke edinirler. Bu tip toplumlarda ve devletlerde temel sorunlar çözümsüzlüğe mahkumdur.

Şimdi esas sorulması gereken sorular şunlar olmalıdır.

Aşağıdaki sorular İYİ Partinin ARTAGAN PROJESİ’nin sorularıdır. Bu soruların cevabı da yine ARTAGAN PROJESİ sayfalarında açıklanmaya çalışılmaktadır. zannımca Atatürkçe ve yenilikçi bir anlayışı ifade etmektedir.

İşte o sorular:

  • Her anlamda büyük bir zenginliğe sahip bir ülkenin vatandaşları,nasıl olur da yoksulluğun pençesinde bir hayat sürer?

  • Avrupa’nın en büyük zenginliğine sahip Türkiye, nasıl olur da devamlı krizlerle boğuşmak zorunda kalır?

  • Binlerce yıllık devlet geçmişine sahip Anadolu’da, nasıl olur da yönetim mekanizması bu kadar keyfi ve hesap vermez şekilde işletilir?

  • Bütün bu sorunların altından kalkamamamız kimilerine göre “dış güçlerin isi”. Bu durum belki de bizim tembelliğimiz ve vizyon eksikliğimizden kaynaklanıyor.

  • Ya da, yüzyıllar boyunca ticaret yollarının merkezinde bulunmamız sonucunda, ticaret zekamız, adalet duygumuzun önüne geçtiği için gelişen dünyaya ayak uydurmakta zorlanıyoruz.

  • Sahip olduğumuz bu muazzam zenginliği açığa çıkarmamız, bu zenginliği toplumun tüm katmanlarına yaymamız ve her gelir grubuna barınma, sağlık, eğitim ve sosyal yasam gibi hakları adilce sağlamamız mümkün.

  • Devletin asli işlevi: Hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, adalet, fırsat eşitliği gibi kavramlar ile taşıyıcı yapının oluştuğu demokratik bir yönetim biçimidir.

  • “Devlet, topraklarımızı koruduğu gibi, bu topraklardaki ekonomik değerleri de korumakla yükümlüdür.”

Bu bilgiler ışığında İYİ Parti Lideri Meral Akşener’e ve İYİ Parti kurmaylarına buradan soruyorum.

ARTAGAN PROJE’nizi ne kadar sürede hayata geçirebilirsiniz?

Bunu uygulayacak kadrolarınız var mı?

Uygulamayı nasıl hayata geçireceksiniz?

Uygulaması esnasında halkın suiistimal edilmesini önlemeye yönelik ne gibi tedbirleriniz olacak?

İnternetin ve iletişim ağının olmadığı, yerde sistem nasıl çalışacak? İnternetle hiçbir ilgisi olmayan teknoloji ile bağları zayıf veya hiç olmayan kimseler bu sitemden nasıl yararlanacak?

Bu proje ile kimlerin tavuğuna kışt diyeceğinizi biliyor musunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar