MEHMET ALİ ÇELEBİ

Mehmet Ali Çelebi CHP’den istifa etti.

İstifa edip giderken de CHP’yi CHP’nin içinden biri olarak analiz ederek, ateşe verip gitti.

“Genel Başkan ve Grup Başkan Vekili Özgür Özel İle 26-27 Ocak 2021 tarihlerinde yapılan görüşmede iletilen başlıklar aşağıdadır. Bu konuları 1,2 milyon üye ile parti içi referanduma götürelim (elektronik) kabul görmezse milletvekilliğinden de istifa edeceğim. HODRİ MEYDAN!” dedi.

  1. Atatürk’le sorunu olanların görevden alınması. Marjinal bir yapı olan 10 Aralık hareketine geçit verilmemesi.

  2. Muharrem İnce ve diğer ötekileştirilen parti önderleri ile görüşülüp ikna edilmeleri, büyük CHP için partide birliğin sağlanması.

  3. İttifak görüşmelerinin seçim sathına bırakılması, birinci parti olmak için çaba harcanması.

  4. HDP yönetimi ile ilişkilere net mesafe konulması, aracısız olarak doğrudan seçmene yönelik politikalar üretilmesi.

  5. Kurucu değerlerle ilgili en ufak taviz verilmemesi.

  6. Parti içi demokrasi adımları atılması.

Muharrem İnce’ye ve istifa eden diğer iki milletvekiline ses çıkarmayan CHP kadroları, Mehmet Ali Çelebi’nin beyanatları hakkında ağır salvolara başladılar. Çok enteresandır ki, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bile Çelebi’yi eleştiri bombardımanına tutarken, Çelebi’nin rahatsız olduğu kadrolara methiyeler düzdü.

İmamoğlu, Çelebi ve diğerleri hakkındaki beyanatı ile hata yapmıştır. İmamoğlu’nun bir işi de elbette politika olsa da, birilerine şirinlik muskası yazama adına Çelebi’yi gömmeye kalkması, onu aşırı antipatik ve itici kılacaktır. Çünkü Çelebi sadece bir CHP milletvekili değildi. O, aynı zamanda FETÖ ve türevlerine, Atatürkçü direnişin sembol isimlerinden biridir.

Mehmet Ali Çelebi kimdir?

Ergenekon&Balyoz kumpaslarında daha gencecik pilot teğmenken, FETÖ örgütünce baş hedef görülerek tutuklanan, cezaevlerinde çürümeye terk edilen kumpas kurbanlarından biriydi.

Yargılanma sürecinde gösterdiği dirayet, tavizsiz Atatürkçü duruşu, muhteşem Türk subayı profili çizişi, onu alabildiğine sempatik gösteriyor ve Türk Milletinin sevgisini hak ederek kazanıyordu. Popülaritesi zirvedeydi. Bu sırada cezaevinde evlenirken Kılıçdaroğlu nikâh şahitliği yapıyor ve zaman içerisinde de ondan istifade etmek için CHP’den milletvekili seçileceği sıraya koyuyordu.

Ancak özgür iradeli, "doğrucu Davut" karakterli bir kişilikti. M. Ali Çelebi aklı ile hareket eden, son derece bilinçli bir yurtsever, yılmaz bir Atatürkçüydü ve CHP içindeki Anti-Atatürkçü ve Türk Milleti karşıtı yapıları da huzursuz ediyor olmalıydı.

Ama genelde, huzursuz olanlar CHP’yi elde tutmak için Mehmet Ali Çelebi ve benzerlerini kendileri için birer çeşni görüyorlardı. Atatürkçü öğüten CHP mekanizmaları kimleri öğütüp ıskartaya çıkarmaya çalışmadı ki?

Mehmet Ali Çelebi’ye getirilecek tek eleştiri; CHP madem senin için baştan beri bu kadar berbat durumdaydı dai şimdiye kadar bu partide neden kaldın, neden şimdiye kadar ses çıkarmadın olabilir?

Ancak, açıkladığı hususlarda yerden göğe kadar haklıdır. CHP’yi yöneten neoliberal kadrolar honk honk konuşurken, CHP içinde Atatürkçü olduğunu iddia edenler de, deve kuşu gibi kafalarını kuma gömmemeleri lazım gelmez mi?

Yıllardır, hele de Kılıçdaroğlu’nun başkanlığından beridir, etrafımdaki taraflı tarafsız herkes, Mehmet Ali Çelebi’nin kaleme aldığı hususlarla örtüşen benzer sebeplerle CHP’yi terk ettiğini açıkça ifade etmektedir. Ancak, ne Çelebi’nin ne de diğer insanların sesleri CHP’yi yöneten kadrolarca duyulmamaktadır. Duyulmak istenmemektedir. Çünkü CHP içinde müzmin, ıslah olmaz gettolaşma söz konusudur. Bu gettolar tıpkı Avrupa’yı kuşatan derebeylikler gibidirler.

CHP’nin iktidar olmayı asla düşünmeyen, küçük olsun benim olsun anlayışındaki odak noktaları, önümüzdeki seçimleri kaybetme gerekçelerini, Mehmet Ali Çelebi ve arkadaşlarının CHP’den istifa etmeleri ile bulmanın mutluluğu içinde de olabilirler. Çünkü artık yerden yere vuracakları bir İnce, Çelebi konuları vardır.

Ama Çelebi’nin ve İnce’nin CHP’den ayrılması Kılıçdaroğlu için sorun değildir. Yeni devşireceği birkaç ismi CHP’ye katarak günü kurtarmaya çalışması vaka-i adiyeden sayılır.

Bravo Kılıçdaroğlu’na ki, dar kadrolarını koruma uğruna, biri iki yapacak tüm Atatürkçü ve ulusalcı kadroların partiden tasfiye olmasına zımnen ve fiilen destek vermektedir. İmamoğlu Kılıçdaroğlu'dan aşağı kalacak değil ya? Ulusalcı ve Atatürkçüler partiden giderse gitsin, umurlarında değildir.

Çünkü onların HDP’si var?

Önceki ve Sonraki Yazılar