SAVUNMA SANAYİ

Türkiye’de savunma sanayi son yıllarda olabildiğince ivme kazanmış ve günden güne TSK’nın dolayısı ile Türkiye’nin dış ülkelere bağımlılığını azaltmaya başlamıştır.

Özellikle Ortadoğu’da cereyan eden lokal harplerin ülkemize zarar vermesi söz konusu olduğunda NATO Devletleri Türkiye’yi desteklemekten geri durmuşlardır. Özellikle yüksek irtifa hava savunma sistemlerini ısrarla Türkiye’ye ya satmak istememişler, ya da çok yüksek fiyatlarla koşullu satmaya çalışmışlardır. Gönderdikleri sınırlı sayıdaki hava savunma sistemleri ile de ABD’nin Türkiye’de bulunan üslerini ve İsrail’i koruyacak bir şekilde konumlandırmıştı.

Türkiye’yi kontrol altında tutmaya çalışan ABD, Batı devletleri, Türkiye’yi kendilerine mahkûm ve muhtaç hale getirmek içinde her türlü yolu denemektedir. Daha yakın zaman önce FETÖ militanlarının ülkemizde cirit attırıldığı, korunup kollandığı yıllarda savunma sanayimizdeki çok değerli mühendislerimiz suikastlara kurban gitmiştir. Ne yazık ki şimdiye kadar da bu suikastların failleri bulunamamıştır. Bu cinayetlerin sırrı çözülmediği sürece Türkiye’de her şey hala tehlike altında demektir. Kirli eller fırsat buldukları her fırsatta faili meçhul suçları işlemeye devam edeceklerdir.

ABD’nin, AB’nin ve bazı Arap ülkelerinin Ortadoğu’da, Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta Ege Denizi’nde Türkiye’yi kuşatmalarının ana sebebi güçlü Türkiye istememelerindedir. Bazı Arap Devletleri’nin Türkiye’ye düşmanca tavır almalarının altında yatan ana gerekçe, sadece geçmişin intikamını almak değil, Atatürk Türkiye’sinin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olarak kendilerinin de sonunu getireceği, Arap haklarında krallıklarına karşı bir bilinçlenme yaratacağı endişesidir.

Türkiye düşmanları, Türkiye’de savunma sanayinin gelişmesini istemezler. Çünkü kendi kendine yeten bir Türkiye’nin düzenlerini bozarak Asya’dan Afrika’ya kadar her yerde karşılarına rakip olarak çıkacağını çok iyi bilirler. Türkiye savunma sanayinde dev adımlar attıkça, emperyalizm dünyanın her yerinden adım adım geri çekilmek zorunda kalacaktır. Tarih bize bunu anlatıyor.

Bu bilinçle savunma sanayi atılımlarına yaklaşmak, değerlendirmek en basit yurtseverlik görevidir. Savunma sanayini iç politikanın üzerinde değerlendirmek gerekir çünkü savunma sanayi milli devlet politikasıdır. Bir bayrak yarışıdır.

Yıllardır Türkiye’yi yöneten AKP hükümetlerine bin bir türlü eleştiri getirmek kesinlikle mümkündür. FETÖ’ye zamanında sahip çıkması, gelir dağılımındaki adaletsizlik, ihaleler hakkındaki söylentiler, hukuk ihlalleri, keyfiyetler vs vs desek de, AKP’yi yerden yere vursak da, esas olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın savunma sanayi alanındaki desteğini, fikir takibini ve bu konudaki kararlı otoritesini asla inkâr edemeyiz. Savunma sanayinin son yıllardaki atılımının ardında yatan ana sebep budur.

Önümüzdeki seçimlerde AKP’nin en büyük seçim propagandası savunma sanayi atılımları olacaktır. Tankıyla, topuyla, uçağıyla, helikopteriyle, İHA’sıyla SİHA’sıyla, akıllı mühimmatıyla savunma sanayimizle halkımızı motive edecek ve gururlandıracaktır. AKP yani Recep Tayyip Erdoğan, milletin savunma sanayindeki hayallerini daha da yükseğe taşıdığını ve daha da taşıyacağını vaat ederek oy isteyecektir.

Tüm bunlar olup biterken AKP’ye rakip diğer partiler, en az AKP kadar savunma sanayine sahip çıkacağını deklare etmelidir. Savunma sanayindeki atılımların asla yavaşlatılmayacağını, daha da hızlanarak ileriye taşınacağının taahhütünü vermeli ve gerçekleşmesi mümkün çok daha yaratıcı projelerini halka sunmalıdır. Çünkü Türk Milleti savunma sanayisiyle gurur duymaktadır.

2020 yılı RAND raporundan da anlaşılacağı üzere ABD, Türkiye’nin iç işlerine müdahalesini bir kısım sanayici, iş adamı, politikacı, gazeteci ve belki de FETÖ vari cemaatler eliyle ve PKK’yı harekete geçirerek gerçekleştirebilir. Tıpkı Kemal Derviş gibi tipleri sahaya kurtarıcı olarak sürebilir. Bu kukla tiplerin ilk işte, ekonomik gerekçelerle savunma sanayi hamlelerini bir anda durdurmak ve hatta lağvetmek olacaktır. AKP’ye rakip olmayı düşünen siyasi partiler ve siyasi liderler varsa, en az AKP kadar savunma sanayi atılımlarına sahip çıkacağını şimdiden deklare etmeli ve milletin umutlarına ve beklentilerine şimdiden cevap vermelidir.

Şimdiden ilan ediyorum benim oyum savunma sanayi atılımlarını “kesin olarak sürdüreceğim” diyen, Türk Milletini ve Atatürk’ü seven partiye ya da partilere olacaktır. Atatürk’ü , Türklüğü ve Türk Milletini yok sayanlarla, savunma sanayini baltalamaya kalkanlar benim gözümde düşmandan daha tehlikeli yaratıklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar