THE POLİTİKACILAR

Muhalefetten umudunu kesen muhalefet içi muhalifler harekete geçmiş durumda. 2023 seçimlerine hazırlık yönünde büyük bir faaliyet içindeler.

Ama esas merak edilen konu “the politikacılar.”

CIA’nın uzantısı olduğu söylenen RAND Corporationa “Turkey's Nationalist Course;Implications for the U.S.-Turkish Strategic Partnership and the U.S. Army” isimli raporunda kısaca ne diyordu.

“Türkiye'nin daha işbirlikçi bir müttefik ve güvenilir bir bölgesel ve küresel ortak olarak rolünü eski haline getirmek için demokratik bir muhalefetin ortaya çıkması durumunda güvenilir bir stratejik ortaklığın yeniden kurulmasına yardımcı olabilecek girişimlere de ihtiyacı var.”

Yani ABD, Türkiye’yi ABD çıkarlarına hizmet edecek bir işbirlikçi müttefik haline getirmek ve tekrar ABD’nin küresel jandarmalığına soyundurmak için demokratik bir muhalefete, yani iktidar adayı yeni bir siyasete ihtiyaç var diyor.

Bu süreç başladı da diyebilir miyiz? Elbette deriz.

ABD ve AB önümüzdeki günlerde şiddetini gittikçe artıracak mahiyette Türk iç siyasetini maniple ederek, ısrarla ve inatla Atatürk ve Atatürkçü düşünceye ve TSK’ya cephe almış vaziyette, anayasamızın ilk dört maddesini ortadan kaldıracak siyasilerini, aydın ve bilim insanı görünümlü tiplerini, gazetecilerini piyasaya sürecektir. Bu tipler, Kemal Derviş vari yöntemle piyasaya salınırken, FETÖ taktikli medya harekete geçerek anayasanın ilk dört maddesine ve başlangıç kısmına ve bu değişmez maddeleri savunanlara karşı hücum etmeleri de şaşırtıcı olmayacaktır.

Açıkça ifade edelim ki herkes anlasın. Anayasanın başlangıç ve değişmez maddeleri referandumluk hale getirilirse bilin ki hedefte Türkiye Cumhuriyeti devleti vardır. Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının kurduğu devlet bir anayasa darbesi ile yıkılmaya çalışılmaktadır.

Anayasanın değişmez maddelerini ve başlangıç kısmını sulandırmaya veya açıktan değiştirmeye yelteneler ve bu yönde tarafını aktif olarak belli edenler, açıktan Türk Milletine ve Atatürk’e cephe almış, Atatürk, Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile görülecek hesabı olanlardır.

65 yaş ve üzerinin sokağa çıkma çilesi

Bir yıldır dünya ve Türkiye Corona salgınına karşı mücadele veriyor. Bu mücadelenin en büyük mağduru, 65 yaş ve üzeri insanlarımızdır. Durumları gerçekten yürek burkar mahiyettedir. Şartlar böyle devam etse dahi bu insanlara sokağı yasaklayan kural ve süreler esnetilmelidir. En azından sabah dokuzla on altı saatleri arasında bir hareket özgürlüğü verilmelidir. Büyük şehirlerin çoğunda bu insanalar üç saat içinde torunlarına gidip gelecek vakit dahi bulamamaktadır. Torun sevmek, sosyalleşmek, gezinti yapmak her yetişkin insanın en büyük moral kaynağıdır. İnsanların bu hakkı engellenmemelidir.

Çanakkale’nin çevre sorunları

Dünyada oksijen bakımından en nadir yerlerden biri Kaz Dağları bölgesidir. Dünya bitki örtüsünün en nadide türleri de bu dağlarda bulunmaktadır. Ama gelin görün ki Kaz Dağlarının günden güne artan çevre sorunları havasını ve suyunu kirletmektedir. Özellikle Çanakkale Doğa ve Çevre Platformu Çanakkale’nin çevre sorunlarına aşırı duyarlılık gösteriyor. Bu platformun sosyal medya hesaplarında çok şeyler paylaşılmakta ve çok sorunlar dile getirilmektedir. Bunlardan bazıları; Kazdağları ekosistemi içerisinde yer alan ve doğal yapısına zarar veren metalik madencilik projeleri. Olarak sıralanan Kirazlı Sahasının Rehabilite Edilmesi, Halilağa Bakır Madeni, Koza Madenciliğin Atikhisar Barajı yanı başında işletmeye açmaya çalıştığı maden, Tümad Madenciliğin maden arama sahasının Lapseki de hızla büyümesi ve Lapseki Balıkesir yolu üzerindeki enerji santrallerin sorunları ana sorun olarak ifade edilmektedir. Sanırım en can sıkıcı sorun olarak Atikhisar barının hemen yanı başında baraja tepeden bakan KOZA madenciliğin maden arama sahasıdır. KOZA Madenciliğin maden arama sahasından sızacak zararlı kimyasalların yer altı ve yer üstü su kaynaklarına ve canlılara vereceği zararın endişesi insanları derin üzüntüye sevk etmektedir. Atikhisar Barajı, Çanakkale’nin içme suyunu sağlarken diğer yandan da merkez köylerinin sulu tarım yapmasına da olanak sağlamaktadır.

Bu arada “Gelibolu’ya Doğalgaz İstiyoruz Platformu” ilçelerine doğal gazın gelmesi için temaslarını sürdürmekte CHP, AKP ve diğer yetkilileriyle görüşmektedir.

Bu kış geçti geçmesine de bakalım önümüzdeki kış Gelibolu ve Eceabat’a doğal gaz bağlanacak mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar