DEVLET TAMAMEN ÇÖKMEDEN, ACİL MİLLİ ALTERNATİFLER YARATILMALIDIR!

Türk’ü, 1000 yıldır Arapların dininin  bir karabasan gibi üstüne çöktüğü: biat, itaat , kadercilik, sosyal yaşam ve siyaset, kültür ve tahakkümünden kurtarmadan, bu toplumdan Türkiye’yi çökerten, devleti ve rejimi yıkan yeni Tayyip Erdoğanların çıkması önümüzdeki dönemlerde de yine büyük oranda muhtemeldir.

Ayrıca RTE’ye karşı olduğunu belirten ve  muhalefetim diye ortada gezenlerin de Türk düşmanı olan iki terör örgütü; FETÖ ve  PKK ile işbirliğide yine açıkça ortadadır.

Bundan dolayıda ne bugün iktidardaki RTE’den nede sarı ‘sözde’ muhalefetten gerçekten Türk’ün yararına hiç bir şey olmaz.

İkiside Türk’ü mahvetmeye and içmiş olan emperyalistten yani ABD ye yamanmaktan başka bir şey  yapamamaktadır. 

Yani, Türkiye’de önümüzdeki kısa süreçte; Atatürkçü, bağımsız düşünen, kendi kafasını kendi omuzlarında taşıyan, anti emperyalist bir iktidar alternatifi oluşmadan, iktidarda ister RTE veya ister şu andaki sarı ‘sözde’  muhalefette olsa yinede her zaman kazanan hep ABD olmaktadır.

Çünkü RTE ve sarı ‘sözde’ muhalefette dahil, adları, şanları, söylemleri, programları ne olursa olsun, bunların  hepsi bugünkü siyasi konjektürde katıksız bir yabancı güç yani ABD sevdalısıdır. 

İki tarafta ABD’ye göbekten bağımlıdır.

Şu anda bile ABD’ye bağımlılıkta ikiside bir biriyle yarışmaktadır.

Son günlerde yine her zaman olduğu gibi,  Vaşington’da Beyaz adamın duvarlarını kimlerin aşındırdığına bir bakarsanız bunları hemen oracıktada görebilirsiniz.

Şimdiden bugünkü acil sorunların halledilmesi konularında yine Millete erken uyarı babında söylemekte yarar var: bunların peşine düşenler ve bınlardan medet umanlar  asla onmazlar. 

Sadece yeni ve okkalı bir kazık daha yerler.

Yine perişan olurlar.

Zaten bu böyle olduğu için şu anda: 
Devlet neredeyse çökmüştür.
Rejim yıkılmıştır.
Millet resmen çaresiz, örgütsüz ve kurumsuz olarak ortada kalmıştır.

Ayrıca an itibariylede Türkiye, ABD’nin yeni Büyük Sevr Projesi kapsamında, ABD’nin RTE ile gizli anlaşması gereği, Afganistan ve Suriye’den getirilenlerce bilinçli olarak büyük bir istilaya uğratılmıştır.

Türkiye’ye Afganistan ve Suriye’den getirilen insanların, kendi ülkelerinde ABD ve işbirlikçilerinin yarattıkları sorunlu durumdan dolayı, belli bir ABD planı çerçevesinde akın akın ülkelerini terk ettirildiği ve bu insanların kendi yurtlarına yine ABD tarafından yeni Taliban ve PKK devletçikleri kurdurulduğuda aşikardır.

Bugün Türkiye’de bu yüzden ciddi  bir devlette olması gereken ve vatandaşların normal olarak güveneceği, güvenecek bir güvenlik kurumu ve bunun sokaktaki yansıması bile artık  kalmamıştır.

Bunu takiben, yine son günlerde ABD’nin kaos içindeki savaş stratejisi  gereği, ABD’nin kendi ürettiği bir terör örgütü olan PKK’ya Türkiye’nin hassas bölgeleri bilerek ve planlı olarak Türkiye’de Devlet içinde ki direnen Milli güçlere tam diz çöktürmek ve onlarıda teslim almak için yaktırılmaktadır. 

ABD’nin emriyle bir ABD terör örgütü  olan PKK’nın yaptığı ve bir alt birimi olan ‘ Ateşin Çocukları İnsiyatifi ‘ tarafındanda üstlenildiği yangın teröründe ki son durumda da görüldüğü gibi, bu konuda da Millet yine yalnız, ortada ve çaresiz bırakılmıştır.

Bu konuyu bile, Milletin gözü önünde, hem iktidar hemde muhalefet, Milletin gözü önünde, ciddiyetten uzak bir biçimde, kendilerine has bir kahve ve kayıkçı kavgası halinde ele almaktadır.

Bu iki güç tarafından da, bugünlerde, görüldüğü kadarıylada yangın konusunda da sorunun esas kaynağı ABD ve onun terör örgütü olan PKK konuşulup ve bunun adı konulması gerekirken, ve ayrıcada yangını önlemeyle ilgili son yıllarda ki alt yapıdaki yok edilmeler ve öneriler konuşulması gerekirken, bunların sadece bir birini suçlamaları dışında dişe değer bir çözüm üretilmemiştir.

Zaten bunların ikisininde öyle bir dertlerinde yoktur.

Çünkü bunların ikiside, bugüne kadar yaptıklarıyla Türkiye’de hep çözümsüzlüğün anahtarı olmuştur.  

Bunlar hiç bir zaman ve bir türlüde kendileri olamadıkları için,  bu konuda bile ağababalarının yani ABD’nin düdüğünü beklemektedir. 

Çünkü yangını çıkarttıran ABD’dir. 

Sebebinide bunlar söylememektedir ama ikiside bunu bal gibi bilmektedir.

Bunlar kendi akıllarınca, ABD İsterse  tabiki bu yangını yine O durduracaktır diyede beklemektedir. 

Dikkat ederseniz bu konuda da bunlar,  ABD ve onun terör örgütü olan PKK’ya karşı bir söz bile etmemektedir.

Bunlar ABD’ye göbekten bağımlı oldukları için, bu konuda bile ABD’yi kızdırmaktan  sakınmaktadır.

Bu kadarda olmaz demeyin.

Olur oluyorda.

Biraz yangın ile ilişkin  olayları ve bunlara karşı bunların aldıkları tavırları içtenlikle sorgularsanız bunu ayan beyan olarak kişi ve kurum bazında görebilirsiniz. 

Tüm bu olumsuzluklara  rağmen hiç bir şey çözümsüz olarak asla görülmemelidir. 

Her zaman mutlaka bir çıkış yolu ve mutlaka bir çare vardır.

Tüm bunlara karşı bu Milli sorunları kökünden halletmek içinde kısaca  iki çareden söz etmekte yarar var.

Bunlardan birincisi;

Milletin tüm Milli unsurlarının farklılıklar içinde birlikte hareket etmesi ve doğru kollektif bir önderlik ve Atatürkçü bir programla Milleti iktidara getirmesi ve Devleti yerine tekrar oturtması olabilir.

Bu çeşitli zorlukları var olmasına  rağmen mümkündür.
Ama zaman alacak bir yöntem olarak ele alınabilinir ve uygulanabilinir.

İkinci alternatif  ise, Devletin  yasal güçlerinin en kısa zamanda, yasalara uygun olarak hareket edip, devleti tekrar hızla restore etmesi olabilir. 

Bu alternatifte büyük bir olasılıktır, birinci alternatife göre göre en kısa yol ve uygulama olarak ele alınabilinir.

Ama Milletin ve Devletin bekası için bu ikisinden biri yani  hangi Milli alternatif olursa olsun, birinci yada ikinci insiyatif çerçevesinde,  Devletin tüm organlarının ve Milletin istenilen hedefe yönelik olarak, Milli bir birliktelikle, Milletin ve Devletin bekası için acilen seferber edilmesi ve istenilen bir şekilde  sonuç alıcı yönde bir an önce harekete geçirilmesi ve  Devletin ve Milletin bu korkunç Milli çöküşten bir an önce kurtarılması  gerekmektedir.

Yazıyoruz, çiziyoruz, söylüyoruz ve uyarıyoruz duyan varmı  huuu... duyan varmı heeyy....

Son olarak her zaman olduğu gibi yine:
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!

Önceki ve Sonraki Yazılar