GERÇEK GÜNDEM: İLERİ KKTC, GERİ TÜRKİYE

KKTC’deki Anayasa’ya Mahkemesi’nin Laiklik ilkesi doğrultusunda ‘kuran kurslarını kapatma’ kararı KKTC’nin bir Anayasa Devleti olduğunu Türkiye’nin ise Anayasa  Devleti olmayı terkt ettiğini ortaya koydu. 

Bu tarihi karar bugünkü ortamda ayrıca : Geri Türkiye ve İleri KKTC’yi de ortaya çıkarttı.

Son günlerde ortaya çıkan Türkiye ve KKTC arasındaki farklı toplumsal yapı, olanaklar, birikim ve bunun KKTC Anayasa Mahkemesinin aldığı karara yansıması, yaşam tarzı ve hukukun doğruluğu ve cesareti  artık Türkiye ve KKTC arasında yeni ve farklı bir döneme yelken açıldığınıda göstermektedir. 

Türkiye’de gerçek gündem, iktidar tarafından sürekli yeni ‘gündemlerle’ karartılırken ve günlük yaşam gündem enflasyonuna uğratılırken, KKTC  kendi açısından çok önemli olan temel bir karar aldı. Kendi gündemini hukuki gerekçeye ve aydınlanma prensiplerinden olan laikliğe oturttu. 

Kendi öz gündemini yarattı.

Bugün ise bu durum Türkiye’de baş döndürücü ve manüpulatif bir şekilde gündemler köpürtülerek ve çoğaltılarak, bir şekilde de  ülke gündem ve bilgi kirliliği enflasyonuna uğratılarak devam etmektedir. 

Türkiye’de bugün muhalefetin işaret ettiği 128 Milyar nerede, rüşvet, yolsuzluk ve hukuksuzluk, sadakalık soğan ve patates  konuları muhalefetin gündemini işgal etmektedir.

İktidardaki RTE ve şürekasının gündemini ise, sadece 128 Milyar doların hesabını değil, Türkiye’nin Allah Allah diye nasıl soyulup soğana çevirilmesinin hesabını bir an önce kapatmayı kendi  ve toplumun gündemine özel olarak oturtmaya çalışmaktadır. 

Halbuki Türkiye’de esas gündem Anayasa’nın fiilen işlememesi, TC devletinin yıkılması, rejimin değiştirilmesi, ekonomi, işsizlik, yoksulluk, hukukun, güvenliğin ve milletin gücünün sistem içinde azaltılması, milletin kuru kalabalıklara dönmesi, vatandaşlık bilincinin köreltilmesi ve bunun sonucu milletin modern millet kavramından çıkartılıp, işlev olarak sanallaştırılması ve bundan nasıl kurtulunması olması gerekirken maalesef bu olmamaktadır.

Buradaki bilinçli olarak yaratılan gündem kargaşasında, kazanan şu anlık siyasal islamcı iktidar gözükmektedir. 

Bu gündem kargaşaları sürecinde iktidar milleti bunaltmış, yormuş, etkisizleştirmiş ve bananecileştirmiş ve kendine has gündem yaratarak Atatürk’ün ve arkadaşlarının kurduğu TC Devleti’ni de iğdiş etmiş ve tüm kurumlarının içini boşaltarak  yıkmış durumdadır.

Bunu bu iktidar uzun bir sürece yayayarak bilinçlice yapmıştır.  

Bu süreçte iktidar en başta Anayasa’yı işlevsizleştirmiştir.

Rejimi değiştirmiştir. 

Bu gelişmeler ise süreç içinde Siyasal islamcı iktidar gücü ile  devletin  ve milletin  siyasal İslamcılar tarafından bir ganimet gibi soyulmasına ve yıkımına yol açmıştır.

Kısacası bugün Türkiye, göründüğü kadarıyla dinci bir siyasi hükmün sürdüğü, çağdaş Anayasa’nın ortadan kaldırıldığı ve modern devletin yıkıldığı bir durum ile karlı karşı olduğu bir vaka haline gelmiş durumdadır. 

Ve  ortada da  sanki yanlışlıkla Türkiye’de doğduğu ve insanların sanki ve kerhen devletim var dediği, ama sahip çıkmadığı sanal bir TC  Devleti ve Milleti kalmış gibi bir durum oluşmuştur. 

Selanik’li bir yetimin kendi milleti için savaşarak kurduğu ve Türklere Vatan yaptırdığı ve emanet ettiği: Laik, sosyal bir hukuk devletinden mevcut durumda, geriye bir şey kalmadığı halde, vatandaşların hala sanki hiç bir şey olmamış gibi  davranması, sürüleşmesi,  olumsuzlukları sorgulamadan yaşaması, güdülmesi, galiba sadece Türkiye’de ki sanal vatandaşlar gibi davranan kalabalıkları ve bugün tarihin derinliklerine gönderilmiş olan ülkelere mahsus bir yaklaşım olması gibi bir durumu özetlemektedir . 

Ne acı ki, Türkiye’de gerçekte bugün devletin  yıkıldığı ve özgür vatandaşlığın bittişe gittiği ve gittikçe sanallaştığı bir durumu yaşıyoruz. 

Bugün kü durumda,  bu yüzden,  Atatürk ve arkadaşlarının, kendi seferber ettikleri binlerce insan ile verdiği mücadele ve Anadolu’yu ebedi vatan yapma idealinin hepsi, bu sonuç  içinmiydi diye sormakta abes kaçmamalıdır.

Bütün çabaları, bir gün ne idüğü belirsiz birilerinin iktidara getirilip, devleti yıkması ve milleti sanallaştırması içinmiydi diye sormakta  bugünlerde aşırı bir soru olarak görülmemelidir. 

Bildiğiniz gibi Atatürk ve yol arkadaşları, TC ve milleti konusunda, subaylarımız ve aydınlarımız Türkiye Cumhuriyetine ve Milletine ebediyen sahip çıkacak ve yaşatacak demişti.

Gençliğe, aydınlara ve subaylara güvenmişti!

Buna olumlu cevap bugünlerde Türkiye’den gelmesi gerekirken, bu cevap fiili olarak bir başka Türk Cumhuriyetin den KKTC Anayasa Mahkemesi’nden geldi.

Yavru Vatan da ki Anayasa Mahkemesi’nin aldığı onurlu tavırda, Uygar Türk’ün sanallaştırılamayacağını, iğdiş edilemeyeceğini, Türk Anayasa’larının bir şaka olmadığını, buna riayet edilmesi gerektiğini, KKTC’de  aldığı bağımsız  ve onurlu kararı deklare ederek karşı kıyıdaki Anavatan’ına doğru söyledi..

Yavru Vatanımız olan KKTC’de ki Anayasa Mahkemesi,  bunu RTE ve şürekasının suratına ve sanallaşan Türkiye’de ki vatandaş kalabalığının  yüzüne karşı, aldığı ibretlik  ve tarihi bir Laiklik kararıyla doğrudan ve ışıyarak yaptı.

KKTC Anayasa Mahkemesi bunu, sanki hey oradakiler, bizimkiler, soydaşlar, bizi dinleyin, uyumayın, yıkılmayın ve sanallaşmayın ayağa kalkın dercesinde açıkça yaptı!

İşte KKTC Anayasa Mahkemesi,  bu şekilde bağımsız ve pirensipli bir devlet olduğunu irili ufaklı  dosta ve düşmana gösterdi. 

Ayrıca KKTC devletinin ve vatandaşlarının ise sanal olmadığını, Türkiye’de ki ‘yöneticilere’, yıkılmış olan devlete ve sanallaşan millete de göstererek örnek oldu. 

Atatürk ilke ve devrimlerine ve uygar Türk duruşuna, aldığı nitelikli kararla sahip çıktı.

Tüm dünyaya ve özelliklede Türkiye ‘de ki iktidara karşı sanki bir deklarasyon açıklarcasına,  Atatürk’ün ilke ve devrimleri doğrultusunda, Türk devleti ve Milleti’nin  heybetli ışığını yılmadan, uyumadan ve sanallaşmadan biz buradan devam ettiriyoruz dedi. 

Yavruyuz, ama biz gerçeğiz ve Türkiye’dekiler gibi vatandaş olarak sanallaşmayacağız ve Anayasa’ya saygılıyız dedi. 

 KKTC’nin Anayasa Mahkemesi’nde ki  Atatürkün çocukları. Bu yaptığınız ve duruşunuzla, Türk’ün yüzünü   güldürdünüz ve onurunu kurtardınız!

Sevgili KKTC kurumları ve Türkleri, karanlığın ve hukuksuzluğun ayyuka çıktığı Türkiye’nin aksine  böyle  ışımaya devam edin. 

Güneşe dönüşün. 

Kararan Türkiye’yi aydınlatıp, Türk’ün aydın yüzünün namzeti olun.

Kendi gündeminizi kendiniz yaratın! Türkiye’de ki siyasal islamcı iktidarın kuklası olmayı red edin. 

KKTC’yi bu güruhtan koruyun . 

Bağımsız bir Türk Devleti olduğunuzu tüm dosta düşmana özelliklede TC’ni yıkan Türkiye’de ki iktidara ve gittikçe sanallaşan Türkiyede ki halka gösterin!  

Sağ olun Varolun!

Önceki ve Sonraki Yazılar