Selahattin Akarsu

Selahattin Akarsu

AŞIKLAR, OZANLAR SÖZ YAZARI VE BESTECİDİR

Geçenlerde bir konferansta MESAM Başkanı halk bilimci, araştırmacı, sanatçı dostum Sayın Recep Ergül’ün İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki Türk müziğinin tarihsel gelişimi ve müziğin telif sorunları ile ilgili sunumunu büyük bir ilgi ile dinledik.

Çok yönlü bir sanatçı olan Recep Ergül adeta hayatın içinden ders verdi. Bilgelik taslamadan mütevazı tavrıyla, gülen yüzü, gören gözüyle telif sorunlarını anlattı. Her sözü hayatın içinden pratik gerçekçilik taşımaktaydı. Halk edebiyatı araştırmacısı ve MESAM Başkanı Recep Ergül, Türkiye ve dünyadaki telif tarihine değinirken bizim telif konusunda ne kadar geride olduğumuzu fakat Türk müziğinin ülkemizde büyük merkezlerde çalınmadığını ve telif gelirlerinin yabancı müziğe aktarıldığını söyledi. Evet, Türk müziği yerine ülkemizde yabancı müzik çalınmaktadır. Batılı müzik besteci ve söz yazarlarının hayatları boyunca telif gelirleriyle hayatlarını sürdürdüğü gerçeğine değindi. Evet, benim ülkemde söz yazarı, besteciler servet içinde yoksul yaşıyor, ürettiğinin hiçbir değeri yok, çünkü telif de yeterli toplanamıyor.

5846 sayılı telif hakları yasasının revize edilmemesi gibi sorunları Recep Ergül doğru aktardı ve benim değinmek istediğim önemli bir konuya değinildi. İTÜ Öğretim Görevlisi bir hoca bana göre yanlış bir bilgi aktardı. Ben kendisiyle daha önceden konuşmuştum. Bu yanlış bir tezdi. Ortaya atıp uzun bir süre gündemde tutup tartışılan konu şu: “Aşıklar, ozanlar besteci değildir.” dedi ve Recep Ergül de onayladı.

Bu büyük haksızlığı onaylamıyorum. Mahzuni, İhsani, Davut Sulari, Daimi v.s…Ozanlarımız büyük söz yazarı ve bestecilerdir. Onları dikkatle dinlediğinizde anlayacaksınız. Ozanlarımız bu kadar söz güzelliğini besteleriyle de bütünleştirmişlerdir. Gerçek ozanları çakmalardan ayırarak ilerleyip bir tespit yapacağım. Hayatın içinden ve gerçeğinden yaşadığım pratikler gösteriyor ki; Mahzuni, Aşık Veysel, Daimi, İhsani, Aşık Davut Sulari söz yazarı ve besteciler.

Saz ve söz ustalığıyla avazlarına bakalım. Makam bulmada yaratıcı bir müzik kulağına sahiptirler. Neşet Ertaş, Muharrem Ertaş, yöresinin türkü formu ile besteler yaparak kendilerinin ne kadar usta olduğunu göstermiyorlar mı?

Dinleyin Mahzuni’yi, Davut Sulari’yi yaptıkları bestelerin benzeri var mı? Kendilerine özgü bir tavırları sözleri ve besteleri yapanlardır.

Bu örnek verdiğimiz ozanlar peki ozan ve âşıklar besteci değilse, bu besteleri kim yaptı? Gökten vahiy yoluyla mı geldi? Ya da çok bilen müzikologlar mı, akademisyen öğretim görevlileri mi?

Tabii ki sözleri yazan ozanlar bestelerini de kendileri yapmışlardır.

Gelelim şimdi ozan olmayan ve kendilerine ozan sıfatı alan aşıklara. Gerçek aşık-ozanların bestelerine başka bir söz yazanlar var ve çok doğrudur geçmişteki Cumhuriyet öncesi halk aşıklarının makamlarını çalarak üzerine uyduruk sözler yazarak, var olmaya çalışmışlar. Hatta gerçek ozanların sözlerini de alarak bazı yerlerini değiştirip aynı bestelerine söz dizmişlerdir.

Günümüzde Cumhuriyet döneminde saydığımız o usta aşıklar söz ve beste yapanların müziğinin üzerine söz yazmışlardır. Mesela; Dayım Muhlis Akarsu, Aşık Gülabi gibi sanatçılar Mahzuni Şerif ve Davut Sulari’yi çok taklit ettiler. Onlardan beslenip sözler yazarlardı. İlk besteyi yapanlar bu arkadaşlarını hoş görürlerdi. Beste yapamayan sanatçılar, usta bestecilerin makamıyla söz yazmaktalar günümüzde.

Sonuç olarak, gerçek halk ozanı ve aşıkları diğerlerinden ayırmak lazım. Ozanlar, söz yazarı ve besteciler ancak onları taklit eden birçok sanatçı vardır. Halk türkülerinde birçok beste anonimleşmiştir. Ama bu besteleri de yapan ozanlarımız vardı. Telif ödememek için  pek çok firma bu ozanların bestelerini anonim diye yazmışlardır. Bu konuda çok karışıklık vardır. MESAM’ın veri tabanında çelişkili kayıtlar var.

Her gün birçok dilekçe geliyor. Kim önceden tescil ettirmişse onun diye tescil edilmiş. Halbuki birçok beste anonimleşmiş olabilir. Ama sahiplenmek isteyen sahtekarlar vardır.

MESAM bu konuda bir sempozyum düzenleyerek doğru bilgileri araştırıp bir kitapta belgeleyecek, bir çalışma başlatacak bu konuyu ele alarak aydınlatacaktır.

MESAM Başkanının önerisiyle yönetimde alınan bu karar, önümüzdeki aylarda Kültür Bakanlığı'nın da katılımıyla gerçekleşecektir. Halk müziğindeki birçok karışıklığa ışık tutacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar