Selahattin Akarsu

Selahattin Akarsu

KİMLER SANATÇIDIR?

Sanatın çeşitli kolları vardır. Oradan yazan çizen, insanlık adına ışık tutan, eser bırakanlar. Ölse de ölmeyenler...

Sanatçı nedir? Kimdir? Nasıl sanatçı olunur?

Ben yaşadığım pratiklerden bir analiz yapacağım. Benim alanım halk müziği icracı, besteci, söz yazarı, ozan, âşık v.s.

Şimdi yaşadığım çağda, cumhuriyet çağında türkü yakan ozanlar, cumhuriyet öncesi 7 ulu ozanlarımız, adı bilinmeyen daha nice ozanların izini sürdüğümüzde ne deryalar gelip gittiler.

Sessiz sedasız öyle sözler yazmışlar ki, iki kelimeyle çok şey anlatmışlar.

Örneğin, Âşık Hüdai'yi şahsen tanıdım. Sohbetim oldu. “Bütün evren semah döner.” demiş. “Ölüm ölür biz ölmeyiz.

Âşık Yener yüzlerce türkü yazmış. En bilinen “Kız sen İstanbul’un neresindensin.” “Başı duman pare pare yol ver dağlar yol ver.

Kuşaktan kuşağa aktarılan, eser bırakan yüzlerce sanatçı geldi, geçti, göçtü.

Nesimi Çimen de yakılarak katledilen ozanlarımızdandı. “Bedenimde değil ruhumda sızı” derken milyonların çilesini ezilmişliğini anlatmıştır.

Cumhuriyet çağının ozanlarını hepimiz biliyoruz. Kalıcı eserler yapmışlar. Türküleriyle hep yaşayacaklar, unutulmayacaklar.

Bütün evren semah döner, derken onu diğerlerinden ayıran bir üstün yetenek ve özelliktir.

Cumhuriyet öncesi 7 ulu ozan dediğimiz filozoflar nasıl bu kadar uzun yıllar, kuşaktan kuşağa unutulmamış ölümsüzleşmiştir. Halkın dilinde dolaşıp dururlar, onlar ilim ve bilim adamlarıdır.

Sanatçı ileriyi gören bilge kişidir. Herkes sanatçı olamaz. İyi türkü söylersin, sesin de yanıktır. İyi enstrüman, saz v.s. çalarsın. Usta malı eserle bir pazar açarsınız, kendinizi pazarlarsınız, ozanların yazdığı eserlerle var olursunuz.

Bir zaman deyişleri, türküleri, inançları türkü söyleyerek pazarlayanlar sanatçı değildir. Bir zaman sonra unutulup gideceklerdir.

Sanatçı, okuyan-araştıran, eser üreten ve yaptıkları eserlerle bütünleşen, yaşamıyla mütevazı, alçak gönüllü kimselerdir.

Kendini şaşırmayan, kendisini her şeyden herkesten üstün görmeyen nitelikli kimselerdir, sanatçılar.

Onları saygıyla selamlıyorum.

Tabii, günümüzde kendine sanatçı, ozan diyen, halkın güzel duygularını istismar eden, kendini kibir abidesi gören bir dolu türkücü, ozan geçinenler var üstelik.

Değerlerimizi sömüren, kültürümüzden beslenen, özünde hiçbir nitelik taşımayan iyi türkücü; bu halkın kısa bir süre baş tacı ettiği şarkıcı, türkücü, popçu, topçu ne varsa, balon gibi sönüp, patlayıp gideceklerdir.

Üretmeyen, yani yaşamından halka hiçbir katkısı olmayandan sanatçı olamaz.

Her dalda üreten, ışık tutan faydalı olanlar sanatçılardır. Sanatçı hümanist, sevgi dolu, tüm canlıları seven, tepeden bakmayan, yüce gönüllü bilge kişilerdir.

İnsanlığa ışık olan, yol gösteren, yaratılanı yaradandan ötürü sevendir.

Yoksa okumayan, araştırmayan, dünyada olup bitenlerden haberi olmayan, sadece kendi için saltanat peşinde koşan, özü-sözü bir olmayan sanatçı olabilir mi?

Asıl azmaz bal kokmaz” demiş atalarımız.

Zaten, asil ve paylaşımcı, merhametli, güzel ahlaklı, özü-sözü güzel insanlar değer görmelidir.

Araştıran, öğrenen, siyasette ve bilimde kafa yormuş, yaratıcılık, eser bırakma, iyi insan olma özellikleri taşıyanlar unutulmazlar, ölümsüzleşirler; halkın sanatçısıdırlar.

Gerisi yaşarken ölüdürler, sanatçılar ise ölmeyenlerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar