Kavala'nın avukatları: İddianame varsayımsal kurgular

Osman Kavala'nın avukatları, müvekkilleri hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıla kadar hapis cezası istenen yeni iddianameyle ilgili açıklama yaptı.

Kavala'nın avukatları: İddianame varsayımsal kurgular

İddianameye ilişkin 'Zorunlu açıklama' başlıklı, 'Osman Kavala Müdafileri', Avukat Köksal Bayraktar, Avukat Tolga Deniz Aytöre, Avukat İlkan Koyuncu imzalı açıklamada ise şu ifadeler yer aldı:

"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen ve Osman Kavala hakkında TCK 309. ve 328. maddeleri kapsamında ceza tayini talep eden iddianame, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ve kamu davası açılmasına karar verilmiştir. Öncelikle belirtiriz ki; söz konusu iddianame CMK 170. maddede yer alan yasal unsurları taşımamaktadır, somut delillere dayanmayan "varsayımsal kurgular"dan öte değildir ve tarafımızca herhangi bir hukuki değer taşımamaktadır, kaldı ki yasanın aradığı "suçun işlendiğine dair yeterli şüphe" iddianamenin en önemli yoksunluğudur.

"İddiaların tamamının dayandırıldığı ve Osman Kavala'ya ait olduğu ileri sürülen görüşmelere dair herhangi bir iletişim tespit ya da fiziki takip tutanağı dahi sunamayan iddianame, çareyi İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/74 No'lu Gezi Dosyasına sarılmakta bulmuştur. Vahim olan husus, bu dosyadan verilen beraat kararı adeta saklanarak, Gezi Dosyasının iddianamesinin sistemli bir şekilde Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararının önüne geçirilerek, sanık lehine olan hükümler ve deliller gizlenmek suretiyle savcılık görevi gereğinin yerine getirilmemiş olmasıdır.

"Bununla birlikte, TCK 309. ve 328. Maddelerden ceza tayini talep eden iddianame, bu suçların unsurlarını ortaya koymayarak, suç nitelemesinde keyfilik ve hukuka aykırılık kavramlarını hayata geçirmiştir."

Osman Kavala'nın avukatları, "iddiaların yegâne delili 'örtüşen HTS baz istasyonu sinyalleri'dir. Bu konuda ulusal yasal düzenlemeler bir yana, AİHM'in oybirliğiyle aldığı ve kesinleşen hak ihlali kararında yer alan 'HTS kayıtlarının ve aynı baz istasyonu verilerinin delil niteliğinde olmadığı" yönündeki kararı göz ardı edilerek, sanık lehine olan bir diğer yasal delil özenle iddianameden uzak tutulmuştur" dedi.

Avukatlar açıklamayı, 'TCK 309. maddeden tutukluluk devam kararına' ilişkin ifadelerdeki belirsizliklere atıfla sonlandırdı:

"Tarafımızca anlaşılamayan bir diğer husus, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesinin bu yetersizlikte bir iddianameyi kabulünden ötedir. Zira Ağır Ceza Mahkemesi, bugün itibarı ile imza altına almış olduğu tensip zaptının 1. maddesinde Osman Kavala'nın "TCK 309. maddeden tutukluluğunun devamına" karar vermiştir, oysa ki Osman Kavala hakkında TCK 309. maddeden verilen bir tutuklama kararı bulunmamaktadır."

İDDİANAME'DE YER ALAN SUÇLAMALAR

İddianamede, "terör örgütleri ile derin irtibatlı olduğu" iddia edilen uluslararası ilişkiler uzmanı, eski ABD Dışişleri Bakanlığı çalışanı ve akademisyen Henri Jak Barkey'nin Osman Kavala ile birlikte yaptıkları toplantıların, "Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulusal menfaatleri aleyhine yapılmış faaliyetler olduğu" ve "alt yapısı yurt dışı destekli sivil toplum kuruluşlarınca oluşturulan algılarla yönlendirilmiş vatandaşların organize bir şekilde hükümete karşı kışkırtıldıkları" öne sürüldü.

Savcılık Osman Kavala'yı "Henri Jak Barkey'nin (…) yerel işbirlikçisi" ve "Türkiye'deki faaliyetlerinde iştirak halinde birlikte hareket ettiği bir kişi" olarak tanımladı.

İddianamede ayrıca şu ifadeler yer aldı:

"Her ne kadar Cumhuriyet Başsavcılığımızca Gezi Kalkışmasına ilişkin yürütülen soruşturma sürecinde şüpheli Henri Jak Barkey hakkında yeterli bilgi ve bulgulara ulaşılamamış ise de, (…) Barkey'in Gezi Kalkışması sürecindeki tespit edilebilen eylem ve faaliyetlerinin normalin ötesinde dikkat çekici olduğu gibi Gezi Kalkışmasının yasal meşru hükümet tarafından alınan önlemlerle durdurulması sonrasında 15 Temmuz darbe girişimine kadar devam eden süreçte şüpheli Mehmet Osman Kavala ile aynı amaca yönelik olarak birbiriyle uyumlu olduğu görülmüştür."

İddianamede Barkey ve Kavala'nın cep telefonlarının çeşitli tarihlerde İstanbul'un Şişli ilçesinde aynı baz istasyonundan birkaç dakika arayla sinyal aldığı öne sürülüyor. Kavala ve Barkey'in darbe girişiminden üç gün sonra da Karaköy'de bir restoranda yemek yedikleri iddia ediliyor. Kavala daha önceki sorgusunda bu iddiayı yalanlamış, Barkey ile yemek yemediğini, bir restoranda karşılaştıklarında selam verdiğini söylemişti.

Barkey şu ifadelerle, 15-17 Temmuz 2016'da İstanbul Büyükada'da bir toplantı düzenlemek ve bu vesileyle "darbe girişiminde rol almakla" suçlanıyor:

"15 kişilik toplantı grubundan yalnızca 4 kişinin 15 Temmuz darbe girişimini sabaha kadar birlikte takip ederek yoğun şekilde uluslararası irtibatlar kurmaları, bu kişilerin tamamının şüpheli Henri Jak Barkey tarafından oteldeki programa davet edilmiş olmaları ve tamamının yabancı şahıslar olmaları nedeniyle şüpheli Henri Jak Barkey'in darbe girişiminde rol aldığı anlaşılmıştır."