Türk İstiklâl Hareketi adına, Ergen tarafından yayınlanan basın duyurusu şöyle:

Değerli üyelerimiz !

Ülkemiz siyasi, askeri ve ekonomik bakımında tam bir buhran dönemindedir.

Halk, çaresizlik ve umutsuzluğa terk edilmiş, bu durumun sorumluları tarafından adeta yalnızlığa itilmiştir.

Bu yalnızlık, halkı sadece açlığa, yoksulluğa itmekle kalmamakta çareyi intihar etmekte bulanların sayısı da her geçen gün artmaktadır.

“Millettin efendisi olan köylü ve işçi” bile yaşanan ekonomik buhrana yenik düşmekte, çıkış noktası bulamayarak intihar etmektedir.

Türk milleti efendisini kaybetmektedir!

***

Nüfusu n % 85’i yoksulluk sınırında olup Türk-iş Nisan 2021 araştırmasına göre yoksulluk sınırı ( 9.013,53 TL.altında ) bu oranın % 40’ı ise açlık sınırında ( 2.767,15 Tl altında ) yaşamaktadır.

Umudu, sıkıntılarına çareyi, Türk İstiklal Platformunda arayan birçok üyemiz, hemen her gün iletileriyle bizden ekonomik yardım talep etmektedirler.

Platform olarak yardım taleplerine elbette duyarsız kalmıyoruz. Kıymetli üyelerimize yol göstererek onları sosyal yardım kuruluşlarına ve mülki makamlara (Valilik, Kaymakamlık vb.) yönlendiriyoruz.

Halkın içinde bulunduğu bu vahim duruma, yine halkın oylarıyla TBMM’ne gelen siyasi partilerin çare araması, halkın sesi ve umudu olması gerekirken ne acıdır ki milletin vekillerinin amacı; sadece koltuğunu korumak, yeniden seçilmek, ayrıcalıklı olmak düşüncesinden daha öteye gitmemektedir.

Halk, yoksulluk ve sefalete her geçen gün daha da sürüklenirken milletin meclisinde 5 ayrı ideolojideki parti, bir gecede milletvekili maaşlarına ve bayram ikramiyelerine zam konusunda birleşebilmektedirler.

TBMM’deki siyasi partiler inandırıcılığını yitirmiş, halkın güvenini kaybetmiştir.

Bu siyasi partiler Türk milletinin iradesine ipotek koymuş ve adeta milletvekili borsası oluşturmuş bir durum arz etmektedirler.

Parti içi liste sistemiyle halkın oyları gasp edilerek meclise gönderilen vekiller sadece kendilerini ve birinci derece yakınlarını düşünmektedirler.

Halk sadece demokrasinin olmazsa olmaz gereği olan seçimden seçime hatırlanmaktadır.

Seçimlerde bile halkın iradesi hiçe sayılmakta, halk önüne konan iki seçenek arasında tercihe zorlanmaktadır.

Ağır sansürle sınırlandırılmış ve ikiye bölünmüş yazılı ve görsel basında boy gösteren, hemen her gün demeç veren emekli milletvekilleri, seçkinler, sözde aydın geçinen aynı yüzler; halkı anlamaktan, halka sözcü olmaktan öte, inandığı ideolojileri dile getirmekte, muhalif basında bile farklı söylemlere yer verilmemektedir.

Her gün yönü değişen siyasi rüzgâr aydınlarımızı da peşinden sürüklemektedir.

***

Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk’ün, kadını, erkeği, köylüsü, kentlisiyle el ele vererek yokluklar içinde emperyalizme karşı inanılmaz bir mücadele sonucu kurulmuştur.

Ne acıdır ki büyük önderin ebediyete intikalinden sonra iktidara gelen tüm siyasiler bir şekilde yolsuzluklara çanak tutmuştur.

Halk, umut olarak oy verdiği her siyasi iktidarla biraz daha yoksullaşmıştır.

Yoksullaşan halkın sesini kısmak için her iktidar, öncelikle yasaklara başvurmuştur.

***

Siyasilerin, bürokratların, iş adamlarının ve medya patronlarının ülkemiz kaynaklarını ve halkı nasıl sömürdüklerini, hortumladıklarını, ihalelerdeki yolsuzlukları, halkın paralarının yurt dışına hangi yollarla nasıl kaçırıldığını; 2000 yılında J. Gn. K. lığı Kaç. ve Org. Suçlarla mücadele Daire Başkanı Kurmay Albay Aziz Ergen olarak yürüttüğüm “BEYAZ ENERJİ ve MAVİ AKIM” Operasyonlarında yaptığım mücadelede bizzat yaşayarak gördüm.

“BEYAZ ENERJİ ve MAVİ AKIM” Operasyonları sonucunda; şahsi menfaatleri için ülkemiz kaynakları ve halkı sömüren birtakım siyasiler, bürokratlar, iş adamları ve medya patronları ya hapse mahkûm edilmiştir ya da mal varlıklarına el koydurulmuştur.

Dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, bizzat başında bulunduğum Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonuna partisini dahi göz ardı ederek destek vermiş, yanımızda olmuş, operasyonların her safhasında vatanseverliğini göstermiştir.

‘Vatan sağ olsun!’ diyerek ve başımıza gelecekleri tahmin ederek yürüttüğümüz yolsuzluk operasyonlarında bulduğumuz ip uçları, en tepedeki siyasilere kadar uzanınca tahminlerimiz gerçekleşmiş, hem Sayın Tantan hem bendeniz görevden alınarak "Beyaz” kodu ile başlattığımız bir dizi operasyona son verilmiştir.

O günlerde yurt dışına kaçırılan para 50 milyar dolar olarak tespit edilmiştir.

Olayın üzerinden tam 20 yıl geçti.

Yurt dışına kaçırılan bu paralar, faizleriyle birlikte acaba bugün kaç yüz milyar dolar eder?

***

Son 19 yıldır iktidarda olan AKP halkı sefalete sürükleyen “Yolsuzluklar, Yoksulluklar, Yasaklar”ı bitireceğiz propagandasıyla yani “3 Y” yi kullanarak iktidara gelmiştir.

Bugün ise halk, değil cumhuriyet tarihinde dünyada görülmemiş, duyulmamış “Yolsuzluklar, Yoksulluklar, Yasaklar” la karşı karşıya kalarak ölüme terk edilmiştir.

***

Yaşanmakta olan bu vahim tabloya kayıtsız kalmayarak Mustafa Kemal Atatürk’ün bize verdiği görevin bilinciyle 6 Ağustos 2020’de “Türk İstiklal Platformu” adıyla faaliyete başladık.

Halkın ocağı, umudu ve vicdanı olma yolunda kısa zamanda büyüyen platformumuz 11 Mayıs 2021 tarihi itibariyle “HAREKET” e dönüşme kararı almıştır.

“HAREKET” kararımızdaki amacımız, T.B.M.M’ne Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan giden namuslu, dürüst vatanseverleri göndermek, bu vatanseverlerin halkın gözü, kulağı, vicdanı olmasını sağlamaktır.

Mustafa Kemal’in Amasya beyannamesiyle emperyalistlere haykırdığı gibi; “Vatanın ve milletin bütünlüğü tehlikededir. Vatanın ve milletin bütünlüğünü yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” inancını taşıyoruz.

Halkın kurtuluş umudunun yine halkın iradesinde olduğunu söylüyoruz.

Bizler bir an önce demokratik zeminde, Türkiye’nin geleceği ve bekası için şeffaf bir şekilde hukuki ve meşru bir “HAREKET!” olarak, tüzel kişilik için yol haritamızı belirlemek hedefindeyiz.

Son anket verilerine göre halk, siyasi partilerden % 40 oranında tamamen umudunu kesmiştir. % 10 civarında bir kesim ise sessizliği tercih etmektedir.

“TÜRK İSTİKLAL HAREKETİ” tabandan gelen sesi dinleyen, halka dayanan ve halkın isteklerini dile getirmeyi hedefleyen bir harekettir.

Türk İstiklal Hareketinin gerçek sahipleri “Ne mutlu Türk’üm diyebilen” tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır.

Yani halktır.

Sizlerin bu konudaki kıymetli görüşleri, dilekleri, yol haritamızda bize belirleyici olacaktır.

Bu yolda parolamız; Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Hareketimizin rehberi; onun safha safha milli mücadele fikridir.

Hiçbir güç, halkın iradesinin üzerinde olamaz.

Hiçbir güç, halkın gerçek iradesinin iktidar olmasını engelleyemez.

“Vatanın ve milletin bütünlüğünü yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”

Birlikte güçlüyüz.

Hepinize selam saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Aziz ERGEN

Türk İstiklal Hareketi Başkanı