Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

YASA KRALIN NEFYİDİR -2

Yasa kralın nefyidir. Nefy İslami litaratürde olumsuzlama demektir. Olumsuzlama diyalektiğini en iyi kullanan iki kişi İbn Arabi ve İmam Gazali'dir. İmam Gazali'nin "İhya" isimli eseri ve Arabi'nin on sekiz ciltlik " Futuhatı Mekkiye" isimli eserleri önemlidir. Batı ve Markist felsefede bunu Hegel'e borçluyuz.

Nefy bir olgunun bağrından doğduğu şeyin, fenomenin, sürecin dışına çıkarak onu da sarıp sarmalaması demektir. Roma'da imparatorlar uygulayacakları yasaları Çıçek meydanına asarlar, ama bu yaslara kendileri de mutlak surette uymak zorunda idiler. Uymayanların kulaklarına aynı meydanda kurşun dökülürdü. Caligula bunlardan biridir.

Yasa'nın en temel özelliği yöneticilerin de onların önünde diz çöküyor olmasıdır. Bu tespit Aristo tarafından şiddetle vurgulanmıştır. Birinci yazımda son zamanlarda yasa hükmü dışında bir prosedür izlendiğini yazmış idim.
Roma'da diktatörlük bile yasal bir statü idi. Sezar'a Galya seferinde bu yetki iki yıllığına verilmiş ve fakat süre bittiğinde diktatörlük yetkisini devretmeyince o meşhur suikast düzenlenmiştir.

Yasalar hukuka uygun olmayabilirler. Zira hukuk tarihin 5000 yıllık şaryosu üzerinde kazanılan evrensel insanlık idesini içerir. Norm niteliği kazanır. Bir yasa ancak uzun tarihi ve siyasi mücadelenin sonunda hukuk normuna dönüşebilir. Yani hukuk yasa artı direniş demektir.

Bu nedenle ,Roma hukuk tarihinin başında "tüm yasalar patriciler ile pleplerin mücadelesinin sonucudur" yazar. Örneğin MÖ 380 yıllarında Decamviristler zamanında bir alacaklı borçlunun bedeninden münasip bir parça, kol, bacak ..vb alabilirdi. Ne kadar az alacağı bir Roma'lı erdemi idi. Uzun kanlı mücadelelerin sonucunda bu kural kaldırıldı ve hapse çevrildi. Bu ikinci norm bir devrimdi ve hukuk idi, ilki yasadır.

1955 yılında Montgomery'de Rosa Parks isimli bir terzi kadın, zencilerin otobüslere arka kapıdan girme ve beyazlara yer verme yasasına karşı çıktı. Kovuşturmaya uğradı. Bunun üzerine 301 gün boyunca zenciler otobüslere binmedi. Sonunda Federal Mahkeme bu yasayı iptal etti ve eşitlik önerdi. İşte yasa bir hukuk normuna dönüşmüş idi.

1848 deki Fransa ayaklanması, Viktorya çağında Poor Law yasalarına karşı sanayi işçilerinin verdiği mücadeleler de böyledir. YASALAR KRALIN NEFYİDİR FAKAT HUKUK SINIUFSAL/ SİYASİ MÜCADELELERİN ESERİDİR.

İMDİ ÜLKEMİZDE NE KADAR YASA VAR NE KADAR HUKUK BUNA KARAR VEREBİLRİSİNİZ. İŞTE SİZE BİR LÜTUF OLARAK SUNULAN "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ" DE BÖYLEDİR.

yaslar önceleri krallar tarafından yapılır idi. Çünkü bir yasama meclisi yok idi. Bunun yerini daha sonra Batı'da meclisler aldı. İşte bu devrim CUMHURİYETTİR. adı cumhuriyet olsa da, yasama yetkisini başka herhangi bir otoriteye bırakan veya bu otoritenin onay ve tasvibine sunan rejim cumhuriyet değildir. Buna Law in Parliement kuralı denilmektedir. Yani parlemento içinde yasa kuralı. Bu kurala uymayıp, ben yetkiyi Tanrı ve Kraliyetten ( vicdanımdan) alıyorum deyince, 30 Ocak 1649 günü Kral Charles'ın Londra'da "Whitehall Sarayı" önünde boynu vuruldu.

İran bunun tipik örneklerinden biridir. Bizde 12 Eylül faşist rejimi ile KHK'ler icat edildi. KHK kanun Hükmünde Kararname demektir. Böylece idari yoldan yasa tahsisinin yolu açılmış oldu. Giderek KHK'ler asıl, yasalar tali halde geldi.

İslam tarihinde ilk defa bir devrim oldu. Büyük müçtehitler , yani dört büyük mezhep imamı ( ki bunların en ünlüsü Ebu Hanife'dir) yasama işlevini üstlendiler. Bu tarihte Avrupa'da yasa kralın tekelindedir. Dört büyük Mezhep imamı büyük zulümlere uğradılar. Çünkü, halifeler birer Sasani Kisra'sı gibi keyfi yönetmeye çalışmışlar idi.

Hukukun en önemli işlevi idarenin keyfi eylem ve işlemlerini denetlemek, kısıtlamak ve ortadan kaldırmaktır. İşte bu Halifeleri çileden çıkaran bir durumdur. Dört büyük Fıkıh ekolü sadece lexio Divina (Tanrısal Hukuk) adına bu kısıtlamaları önermiştir. Oysa cumhuriyetlerde bu lexio Pozitivita ( Pozitif Hukuk ) adına yapılır.

Kıta Avrupa'sında gelişen meclis sistemine karşın İslam coğrafyasında halen bu sorun çözülmüş gözükmemektedir. tel istisnası ise Türkiye idi.

Hoş Hitler ve Musolini'nin nasıl yasama yetkisini ellerine geçirdikleri de ayrı bir devri sabıktır.

Yasa ve hukuk devletinden sonra, "yasacıl" devlet ve " yasası olan devlet" kavramlarını da açıklayacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar