İSLÂMOFOBİ DEĞİL, ANTİİSLÂM

İslâm düşmanlığının arkasındaki hafıza...

"Ta", Haçlı Seferleri'nden başlar. 

Bunu Birinci Savaş'ta galip gelerek bir müddet bastırmışlardı...

O baskınlığı Afganistan'da nöbetleşe tatmin ederlerken; "İkiz Kulelerin" yıkılması ile tekrar hortlattılar.

Danimarka'da başlayan, Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya ve Belçika'ya doğru son sürat yayılan "Medeniyetler Çatışması", insanlığı buhrana sürüklüyor. 

Hem de salgın sürecinde!

Ah, Allah müsaade etseydi de Hz.İsa nasıl karikatürize edilirmiş gösterseydik... 

De, bizim inancımız öyle yüce ki, tüm peygamberleri imana bağlamış.

Bunu bildiklerinden sinir uçlarımıza dokunup duruyorlar.

Neler konuşuyorlar bir görseniz...

"Özgürlük alanı imiş. İstemeyen o karikatürlere bakmaz mış"...

"Bugün bu özgürlüğü kısıtlayan, yarın kafa kesermiş"...

"Macron kahraman mış!"...

Dünden bugüne gelişen bir süreç değil bu!

Sakalı olan, oruç tutan, içkiyi bırakan, gözünü haramdan sakınıp inancına ait bir hayat kuran herkese karşı bir algı oluşturularak...

Ötekileştirme, düşmanlaştırma ve şeytanlaştırma stratejisi bu!

Adı faşizm...

Diğer adıyla kahpelik!

Sistematik bir saldırı ile karşı karşıyayız.

İslâm'ın merkez ülkesi, sancaktarı olması hasebiyle de taarruzun siklet noktasını Türkiye oluşturuyor.

Şimdi ne olacak?

Olacağı şu: Araplar azıcık gıdıkladı, şimdi Avrupa'daki müslümanlar ayağa kalkacak...

Gösteriler, sloganlar, provakasyonlar yaşanacak...

Ekonomik kayba uğramasınlar diye üstü kapalı diplomatik özürler dilenip, birlikte yaşama arzuları dillendirilecek...

Lâkin, Paris'te mahkeme kararıyla kapatılan o cami bir daha açılmayacak...

Cami basmaya devam.

Bunu hiç bir Ortodoksa yapamazlar, Yahudiye bir daha bulaşamazlar. Lâkin, Müslümana geldi mi her hareket meşru...

Çünkü bit eniği biliyor, İslâm darmadağın...

Tek bir sebep var: Malım gidiyor, ya benim başıma patron kesilirse korkusu...

Şerefsiz, sen de adam gibi çalış...

Memleketi önünden kaçıran mı var?

Buraya kadar iyi gitti değil mi?

Durun, daha bunun Türkiye ayağı var. 

Rahatladınız, şimdi uyuz olma vakti...

Sanmayın ki, bu sadece Avrupa'ya özgü...

Burada sanki örtünen, sakal bırakan, Allah kelâmından bahsedenler münezzeh...

Onlar hiç olmazsa işi haç hilâl savaşına bağlıyor. 

Buradakiler tam münafık...

Hem "Müslümanım" deyip, hem "defolup gitsinler" politikası güdüyor. 

Buradaki gariplerin Avrupa'daki Müslümanlardan farkı ne?

"Nereye gitsin?" diye soruyorsun..

"Memleketine gitsin" imiş. 

Sanki memlekette başını sokacak bir evi ve işi kalmış. 

Adamlar patlak botla, yağmurdan kaçıp doluya tutulacaklarını bildikleri halde, ölüm yolculuğuna çıkıyor. 

Kendileri akıllı onlar saftirik ya; rahata heveslendiklerini sanıyorlar.

Hasılı kelâm; Maddiyat, faydacılık, zevk-ü sefa...

İnsanlığı öyle bir esir aldı ki...

İnsanlık kendi kendini yok ediyor, farkında değil.

Öyle bir ikiyüzlülük ki, hem tüm coğrafyayı karıştıracaksın... Hem de yüz çevireceksin.

Bir de utanmadan, yüzyıllardır sömürdüğün topraklarda yaşayan insanların inancına dil uzatıp "İslâm krizde" diyeceksin.

Hem şerefsiz, hem de alçaksın!

Bu dertten kurtulmanın tek bir yolu var.

"Ver parayı kurtul!"

O da bizde yok.

Katlanacan, mecbur.

Ya da adres belli..

Güneydeki sorospu çocuklarına başvuracaksın...

Önceki ve Sonraki Yazılar