YAZ GELDİ: KOVİD-10 YA DA SİVRİSİNEK...

Neresinden tutacaksınız, neresinden başlayacaksınız belli değil! Yazın yaklaşmasını mı dersiniz, sıcaklarla birlikte özellikle geceleri tutsak alacak dişi sinekleri mi dersiniz, bataklıklar koruma altına alınıyor denerek zehir saçılmasını mı dersiniz, korkusu hiç dindirilmeyen covid 19 için sivrisinek bulaşısını mı diyeceksiniz…

Yoksa şekli/ biçimi belirsiz “kapanmayı” mı,

Yoksa dar gelirlinin içine sürüklendiği kıskaç mı,

Yoksa “akıl almaz” biçimde yaygınlaştırılan yasaklar mı,

Yoksa “çalışan” delirtilerek her gün bayram yapılışı mı…

Hangisini başa alarak, hangisini sona atarak konuşalım ki!

Bir de buna, akıllara durgun getirircesine, bu süreçte bile çalıp/ çırpmak için çaba harcayan “iktidarın” aşı üzerine oynadığı oyunu mu?

***

Öncelikle şuna karar vermeniz gerekmiyor mu:

Bu covid 19 aşılarından her hangi birini herkes olmasa bile çoğunluk kullanmak zorunda mı, toplumsal bağışıklığın kazanılması için bu gerekiyor mu, bu aşılara yurttaşın ücretsiz ulaşması sağlanmalı mı, şu an aylardır tarih verilerek yinelenmesine karşın aşı darlığı var mı, aşı için anlaşma yapıldığı belirtilen firmalarla anlaşmazlıklar yaşandığı doğru mu, yaşanan anlaşmazlıklarından biri de BioNTech CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin’in aşıyı Türkiye’ye kar etmeden vermek istemesine karşın “iktidarın” bunu kabul etmemesi mi?

Söyler misiniz, orada neler oluyor?

***

Ben şu an kendi adıma değil; bir yılı aşkın süredir “algılarını” değiştirdiğiniz, “aşı nerede” diye soran, aşıdan “yarar” umduğunu belirten, aşı olmadan “korkulardan” kurtulamayacağına inananlar için yazıyorum:

Kimler için oradasınız, kimler için varlığınızı öne çekiyorsunuz, kimler için olanları gizliyorsunuz, kimler için korkuyu bile kazanca dönüştürmek için uğraşıyorsunuz?

Bu insanlar durduk yerde böyle bir “korkuyla” karşılaşmadı! Bunun nedeni yine sizlersiniz! Doğayı katlettiniz! Temiz karada bataklıklar oluşturdunuz! Kirliliklerinizi önlem alınıyor diyerek zehirlediniz! Bataklıklarda hastalıkların oluşmasının önüne geçmek için çalışmadınız! Hastalık yayıcı virüslerin yayılmasını önlemdiniz! Ormanlık alanları sanayiye açtınız! Dağları maden hırsınız yüzünden çoraklaştırdınız! Su kıyılarını HES’lerle kirlettiniz!

Tüm bunları yaparken “sizlerin” de, bu yitimin içinde olacağınızı düşünmediniz!

Yaylalarınızda, yazlıklarınızda, adalarınızda rahat değildiniz!

Gelecek bir salgının, ya da hava kirliliğinden doğacak sorunların, iklim değişikliğinden kaynaklanacak kaygıların içinde “sizlerin” de olacağını düşünmediniz!

Şu an “yine” düşünmüyorsunuz ki; kendinizi dünyaya direk kalacağınızı sanıyor, doyacağınızdan çoğunun egemenliğini üstünüze almaya çalışıyorsunuz!

Yalnız “soluduklarını” bildiğiniz/ doymamasını zevkle izlediğiniz/ zorluklarından- korkularından beslendiğiniz insanlara bu denli “acımasız” olmak nasıl bir anlayış?

***

BioNTech CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin, ürettiği aşıyı Türkiye ile Almanya’ya kar amacı gütmeden vermek istediğini söylüyor! Görüşmeler yapılıyor! “İktidar”, böyle bir anlaşmayı benimsemeyeceklerini belirtiyor! Şahin’in, önce bir aracı kuruma vermesini/ oradan bakanlığın almasını istiyorlar! Bunun için de anlaşma sağlanamıyor!

Geçtiğimiz günlerde bunun benzerini dezenfektan konusunda yaşadık! Bakan, göreve gelmesinin ardından kurduğu şirket üzerinden, fiyatı katlayarak yazdığı faturayla Bakanlığı’na/ makamını kullanarak başka birimlere dezenfektan satıyor!

Daha önce Çin aşısında da yolsuzluklardan söz edilmişti!

Rus SputnikV aşısı için de boş durulmamış! “İktidar” kanadından bir ismin firmasına günler öncesinden verilmiş!

İnsanları covid 19 olgusuyla korkulara sürükleyip, nedenleri belirsiz biçimde evde hapsedip, dışarı çıkmasalar bile “evde” açlıkla cezalandırılıp emekçinin yaşam alanını daraltma pahasına bu durumdan kazanç sağlamanın yollarını aramak “ne üstün” bir “ideolojik” duruştur?

***

Yaz ayları gelecek, güneş doğanın mikroplarını kıracak, d vitamini eksiği giderilecek, böylece covid 19 virüsünden kurtulunacak!

Bize, geçtiğimiz yıl bakan da işin içinde “böyle” tanıtmadı mı covid 19’u? Korkulacak bir şeyin olmadığını, haziran ayına dek dişlerin sıkılması gerektiği söylenmedi mi?

Bunu söyleyenler tıp dalında bilimsel eğitimi almış, ant içmiş isimlerdi!

Sonra nasıl olduysa, virüsün nerede/ nasıl varlığını sürdüreceği bile unutturularak, başta aşı tüccarları/ sonra sistem sözcüleri/ sonra işbirlikçileri işin “salgın” olduğunun altını çizdi, aşı çalışmalarının başlandığını “üstün” öngörüleriyle açıkladı!

Evet, yaz geldi, havalar ısındı, kentlerin merkezlerinde bile sivrisinekler vızıldamaya başladı.

Sivrisinekler, diyorum! Can kaybına “en çok” neden olan bir böcekten söz ediyorum;

Kuşku yok ki yerel yönetimler harıl harıl çalıştı! Bataklığı kurutmaktan çok/ bataklığın üstünü örttü! Kullandığı ne olduğu belirsiz zehirle bir yandaşına kazanç sağladı!

Yaşamı iyileştirmek için çalışmayıp, iyileştirmek için çalışıyormuş gibi yapmak, sivrisinek bataklıklarını kurutuyormuş gibi sözünü etmek, unutmayın; covid 19’u aratacak!

Önceki ve Sonraki Yazılar