Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

GENÇ NÜFUSUN İŞSİZLİK KRİZİ BÜYÜYOR

Değerli okurlarım, bu yazımın hiç bir siyasi ve eleştirel amacı yoktur, sadece bir araştırma sonuçlarını incelemek ve üzerimize düşen görevler hakkında karar verme sahiplerine bu konuda gerekli olan bilgi vermek amacıyla kaleme alınmıştır.

Amerika’nın ve dünyanın ünlü bağımsız yönetim danışmanlık şirketinin Türkiye dahil 9 ülkede 4500 genç, 2700 işveren ve 900 eğitim kurulunu kapsayan bir anket dünya üzerinde yaşları 15-24 arasında olan 75 milyon gencin işsiz olduğunu ve bunların iş bulabilmelerinin zorluğunu ortaya koydu.

Ankete katılan işverenlerin yüzde 40’İ başlangıç düzeyinde eğitim ve bilgi gerektiren gençler bulamadıklarını belirtirken, gençlerin yüzde 45’İ ise halen çalsitiklari işlerin eğitim ve öğretim gördükleri iş alanında olmadığını ve ilk fırsatta bu işleri terkedeceklerini belirttiler. McKinsey raporunda eğer eğitim ve öğretim kurumlarından mezun olanların açılacak ve açık iş alanları arasında bir denge kurulmazsa 2020 yılında dünya üzerindeki işsiz genç sayısının 85 milyonu bulacağı uyarısı yapıldı.

İŞVERENLER VE EĞİTİM KURUMLARI TAM ZIT KÖŞEDE

Ankete katılan işverenlerin yüzde 70’İ eğitim kurumlarını bitirip gelen gençlerin işi hayatında en alt basamağın gerektirdiği nitelikleri taşımadıklarını ileri sürerken, eğitim kurumlarının yüzde 70’İ iş hayatına uygun öğrenci yetiştirdiklerini iddia ettiler. Buna karşılık ankete katılan öğrenciler her ne kadar kendilerinin işverenlerce istenilen özelliği taşıdıklarına inansalar bile bunların yüzde 60’İ, eğer çekici bir iş bulma olanağı yaratılacaksa eğitim görmeye hazır olduklarını belirttiler.

Raporda, eğitim kurumlarında verilen eğitimin genel olarak kuramsal olduğu, işverenlerin ise kuram yerine pratik ve uygulama ve problem çözme özelliği aradıkları belirtilerek, bazı ülkelerde yapılan “iş üstü eğitim” veya’staj” turu ‘21inci asır çıraklık”programların eğitim kurumlarının planlarına dahil olmasını istedikleri hatırlatıldı.

BİLİM VE TEKNOLLOJİ POLİTİKASI İLE İSTİHDAM POLİTİKASININ UYUM İÇİNDE OLMASI ZORUNLUĞU

Daha önceki yazılarımdan birinde sözünü ettiğim Bilim ve Teknoloji politikası eğitim politikasını da içerir, yani bir ülke bilimsel araştırmayı, yüksek eğitimi hangi amaçla destekler, kaynakları hangi ölçütlere göre ayırır. Bu aşamada eğitim kurumları ile işverenlerin, istihdam politikalarını yürütenlerin birlikte hareket etmeleri zorunluğu bir kere daha ortaya çıkıyor. Bir anlamda iş hayatındaki arz ve talep ilişkisinin sağlam temellere ve çağın gerçeklerine uygun olması gerekmektedir. Değilse, iş bulma olanağı olmayan binlerce genci çalışamıyacakları alanlarda eğiterek, diplomalı, umutsuz ve mutsuz genç yetiştirmenin ülkeyi ileride daha büyük maliyetler getirecek sorunlarla karşı karşıya getireceğini bilmeliyiz.

Bugün için binlerce öğretmen işsiz ve iş beklerken, binlerce basın-yayın-medya mezunu genç kapasitesi sınırlı bir sektörde şans ararken, defter tutmayı bilmeyen işletme mezunları iş aramaya devam ederken artık üniversite ve yüksek okulların, YÖK’ün ve Tübitak ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji  ile Milli Eğitim Bakanlıklarının işverenlerle bir araya gelmesi gerektiği inancındayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar