Okulsuzluğun El Kitabı çıktı!

Okulsuzluk mümkün mü? Neden olmasın? Yeni İnsan Yayınevi tarafından çıkarılan, Mary Griffith’in kaleme aldığı, Duygu Kurat’ın Türkçeye kazandırdığı ve Türkiye’de bir ilk olan Okulsuzluğun El Kitabı, okulsuzluğun mümkün olabileceğini gösteriyor.

Okulsuzluğun El Kitabı çıktı!

Yayınevi tarafından yapılan tanıtım duyurusunda şu ifadelere yer verilmiş:

Okulsuzluk mümkün mü? Neden olmasın? Türkiye’de bir ilk olan Okulsuzluğun El Kitabı, okulsuzluğun mümkün olabileceğini gösteriyor. 

Yeni İnsan Yayınevi’nin Eğitim Serisi’nden yayımlanan bu eşsiz kitap, eğitim ve öğretimini evde yapan, okula gitmeyen pek çok öğrenci ve ebeveynleri ile yapılan görüşmelerle hazırlandı. Bir çıkış noktası olarak bu öğrencilerin deneyimlerini ve etkileşimlerini gözlemledi. Mary Griffith bununla yetinmeyip öğrendiklerini Okulsuzluğun El Kitabı’nda okurla paylaştı. 

Öğrenme hiçbir zaman engellenemez. Burada engel derken dışsal ödüller, ölçme değerlendirme yöntemleri, tehditler, “havuç göstermeler” ve ne öğrenileceği, ne zaman öğrenileceği yani müfredat denen akademik zırvalar kastediliyor. Öğrenme doğal bir süreçtir, eğlencelidir, hepimizde doğuştan var olan önlenemez bir dürtüdür. 

Modern okul düzeni; kendisini sürekli bir zorlama, yasalar, bakanlıklar, il müdürlükleri, bürokrasi ile düğüme dönüştürdüğü için geleneksel öğrenme yöntemleri gibi kendiliğinden değildir. Tekrara dayanır dolayısıyla sıkıcıdır.  

Evde okulsuz eğitim görenler belki de okuldaki yaşıtlarına göre çok daha az konu ile karşılaşır ancak günün sonunda okulsuz eğitim görenlerin aklında kalanlar, kendi yaşamlarına kattıkları, gündelik hayatlarında kullandıkları bilgi ve deneyimler, diğerleriyle kıyaslanmayacak kadar fazladır. Bu kitap da bunu ispatlayan denemelerle oluşturulmuştur. 

Okulsuzluğun El Kitabı sadece anaokulu ve ilkokulları değil, ortaokul ve lise öğrencileriyle öğretmenlerini de bu tutkulu sürece davet ediyor. Hepimizin bildiği gibi mevcut sistem bu sürece engel oluyor. Örneğin tarih dersini düşünelim: Bu derste öğrenciye savaşlar, katliamlar, kahramanlıklar, antlaşmalar ezberletilir. Müfredat, öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik değil, resmi ideolojinin devamı için hazırlanır. Geçmişte yaşayan halkların sosyal yaşam içindeki davranışları değil; kralların, imparatorların savaşları anlatılır. Tarih derslerinde dans, güzel yazı, dövüş sporları, yemek pişirme, metal işleri, renkli cam, kostümlü doğaçlama canlandırmalar yapılmaz. Oysa tüm bunlar, geçmişte yaşayan hakların günlük yaşamlarını temsil eder ve günümüzdeki yaşamla bağlantı kurmayı sağlar. 

Matematik için durum farklı mı? Neden ısrarla öğrencilere bir daha hiç hatırlamayacakları formüller ezberletilir, zor sınavlarda ecel terleri döktürülür? Oysa matematik örüntü tanıma, sıralama, ölçme, mantık, problem çözme, olasılık, istatistik, topoloji ve çok daha fazlasıdır. 

Matematik, ezber ve sınav baskısından kurtarılıp öğrencinin merakına bırakıldığında, pek çok okulsuz eğitim yapan öğrencide görülebileceği gibi korkulan değil hevesle öğrenilen bir ders olur. 

Mary Griffith okulsuzluğa hayran bir yazar ve aktivist. Peşinde olduğu şey de bütün çocukların iyiliği. Hazır kabuller insanı ya da toplumu bir arpa boyu daha iyi olana taşımıyor. Yeni İnsan Yayınevi olarak, aynı müfredattan geçen ve memnun olmayan büyük kitleye kulak verelim diyoruz. Elbette başka bir eğitim mümkün. İster okulsuz olsun ister okullu. Toplum olarak tartışmalı, farklı deneyimleri öğrenmeli ve kendi yolumuzu bulmalıyız. Çünkü mevcut yol çıkmaz sokak gibi görünüyor.