TÜRK FUTBOLUNUN YABANCILAR İLE İMTİHANI

Geçen gün arkadaşlar ile toplandık futboldan sohbet ediyoruz, konu döndü dolaştı yabancı kuralına, yabancı futbolculara geldi.

Arkadaşlardan biri, yabancı sınırı kalksın, isteyen istediği sayıda futbolcu oynatsın dedi. Bir diğeri, olur mu öyle şey Türk futboluna vereceği zarar ne olacak, peki ya Milli Takım'a futbolcuyu nasıl bulacağız dedi. 

Biz bunları konuşurken tesadüf bu ya TFF önümüzdeki 3 yılın yabancı sınırlamasını açıkladı.

Açıklamaya göre 2021-22 için 8+6

2022-23 için 7+5

2023+24 için 6+4

Gelecek yıldan itibaren kademeli olarak yabancı sayısi düşüyor gibi gorunsede geçmişteki kararlar da olduğu gibi bu planlı düşüşte ya ertelenir yada güncelleme ile yamalı bohcaya dönüyor. 

Ben bu yıldan itibaren önümüzdeki açıklanan planı destekliyorum ve bu kararın arkasında TFF'nin dik bir şekilde duracağına inanmak istiyorum. Kademeli olarak düşen yabancı sayısi ülkemiz futboluna katkı sağlayacağını ve Ülkemizden yetenekli daha fazla Futbolcunun çıkacağına inanıyorum. Eğer program uygulanırsa, uygulsnmazsa devşirme futbolcu dönemine kadar çökerek gideriz. 

Yaşı tutan okuyucularımız hatırlayacaklardır; 

Bir dönem Fenerbahçe'de Aurelio diye bir yabancı futbolcu vardı. TÜRK A Milli Takım'ında yetenekli orta saha oyuncusu bulunamadığı için bu futbolcuyu Türk yaptık ve ön adına Mehmet dedik. Bir dönem A Milli Takım'ında ülkemizden ayrılana kadar oynadı.

Mehmet Aurelio başarılı, başarısız olmuş olabilir, konu ya da beni ilgilendiren kısmı orası değil. Beni ilgilendiren kısmı Türk Milli Futbol Takımı'nın iyi, yaratıcı ve yabancı devşirme olmayan ve mümkünse yurtdışı başlangıcı dahi olmayan, tamamen Türkiye kulüpleri alt yapılarında yetişmiş sporcular ile ülkemizi dünyada temsil etmeleri.

İmkansız değil, dünyada örnekleri var.

Almanya:

Dünya Kupası'na oldukça iyi hazırlanan Almanlar, 6 ay öncesinden kurdukları tesisle Brezilya'da yer aldılar. Birkaç hektar arazi satın alan Alman Futbol Federasyonu, işe buraya özel bir tesis inşa etmekle başladı. Kendi eğitim üslerini, otelini ve sağlık merkezini kuran Almanlar, bu bölgede yaşayan yerel işçilerin yardımıyla Dünya Kupası için özel bir bölge yarattılar.

Hollanda:

Johan Cruyff, Marco van Basten, Robin van Persie ve Arjen Robben ve futbolun daha birçok büyük yeteneğini çıkarmış olan ülkenin, ABD'de Frizbi kadar bile popüler olmayan bir spora minettar olduğunu öğrenmek şaşırtıcı olabilir. Her iki sporda da ortada bir top, kale ve 22 oyuncu olsa da, iki oyunun çok fazla benzerliği de yok. Sonuç olarak hokey, bir yandan uzun bir sopayla küçük bir topu kontrol ederken, diğer yandan son sürat mücadele etmeye dayanıyor. Hokey, öncelikle bir el-göz koordinasyonu oyunu.

İngiltere:

Tuğrul Akşar Bey'in yazısından bir bölüm ile anlatalım.

Avrupa'nın her zaman sportif ve parasal anlamda en gözde liglerinden birisi olan İngiltere Ligi 1980'li yıllarda bir yandan yükselen holiganizmin etkisiyle, diğer taraftan futbolun endüstriyel yükselişi ile kendisini yenileyebilmek ve futbol pastasından daha fazla pay alabilmek için İngiltere Futbol Federasyonu'nun aldığı radikal bir kararla 1992'de feshedilerek yerine Premier Lig kuruldu. Bu yeni yapılanmayla, futbol Ada'da yönetsel, sportif, iktisadi ve mali olarak yeniden formatlandı. Rekabet yeniden kuruldu. Bu yeni yapılanmayla Premier Lig tekrar Avrupa ve dünyanın en önemli ligi haline geldi.

İngilizler lig formatını değiştirip Futbol ligini Premier Lig'e dönüştürdüklerinde önlerine üç temel hedef koymuşlardı. Bunlar;

1) Premier Ligi dünyanın en ilgi çekici ve en iyi ligi haline getirmek, 

2) Bu amaçla rekabeti artırarak, kaliteyi yükseltip Premier Lig'i tüm dünyaya satabilmek ve bu sayede futbol endüstrisinden maksimum pay alabilmek, 

3) İngiliz futbolunu başta milli takım olmak üzere uluslararası her alanda başarılı olabilmesini sağlayabilmek.

Yukarıda ifade ettiğimiz hedeflere uygun stratejilerle Premier Lig yapılanması, Avrupa'da ve dünyada kulüp futbolunun yüceltilmesinde, futbolun show business'e dönüşmesinde en önemli faktörlerden birisi oldu.

İngilizler yeni yapılanmayla, rekabeti yeniden organize ettiler. Futbola en büyük zararı veren teşvik, şike, rüşvet ve şiddet gibi anti-futbol ögelerini futbol dünyalarından çıkarttılar ve bu konularda sıfır toleransa yöneldiler.

Stadların konfor ve güvenliklerini artırıp standartlarını yükselttiler. Ayakta maç izlemek yasaklandı. Stadlara ilk kez güvenlik amaçlı kamera kurma zorunluluğu getirildi. Stadların ekonomik getirileri maksimize olacak şekilde dizayn edildi

Dünya'da futboldan başarı sağlamış takımların başında gelen birkaç ülkeyi ve bizim ülkemiz nasıl başarılı olur hakkında düşüncelerimi siz değerli okuyucularım ile paylaştım.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Önceki ve Sonraki Yazılar