Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

AŞAĞILANMANIN VE KÖLELEŞMENİN FİLMİ: MEPHİSTO

Benden ne istiyorsunuz? Ben sadece bir oyuncuyum.

Hendrik Höfgen’i sıradan bir oyuncu iken, Berlin Tiyatrosu’nun Genel Sanat Yönetmeni yapan güç, sanatçıyı ünlü Olimpiyat Stadyumu’nun ortasında maymuna çevirdiğinde, sürekli mırıldandığı bu iki cümledir.

Evet, sizin bir talebiniz olması gerekmez, çünkü faşizmin talebi, herkesin boyun eğmesidir.

Klaus Mann, uzunca bir süre Almanya’da yasaklı olan romanında, Hendrik Höfgen figürü üzerinden sanatçının politik gelişmeler karşısındaki tutumunu sorguluyordu.

Beni yalnızca sanatım ilgilendirir” diyerek, nereye kadar gidilebilir?

Klaus Mann, Mephisto romanında, böylesi bir tutumun sonuçta halka, en yakın arkadaşlarına ve hatta eşine ihanetle sonuçlandığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyordu.

Dünya edebiyat tarihinin en özgün romanlarından birisi haline gelen Mephisto 1981 yılında Macar yönetmen Istvan Szabo tarafından filme çekildi.

Sosyalist gerçekçiliğin dünya sinemasında önde gelen temsilcilerinden olan Istvan Szabo’nun elinde romandan bağımsızlaşan ve dünya çapında kendisinden söz ettiren bir başyapıt ortaya çıktı. Szabo, bu filmiyle “En İyi Yabancı Film” dalında Oscar, Cannes’da ise, “En İyi Senaryo” ödülü aldı.

Macar usta Istvan Szabo’dan insanlığa sanatçının yeri ve dünyasına dair bir sinematografik başyapıt hediye edildiğini söylemek abartı olmaz.

"MEPHİSTO'NUN DERSLERİ"

Hendrik Höfgen’in Almanya’sı ile bugünün Türkiye’si arasında parelellikler kurulabilir mi?

Bu tartışılabilir.

Ancak, günümüz Türkiye’sinde bolca Hendrik Höfgen’ler var olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Sanatsal kariyer” adına, etrafında olup bitenlere gözünü kapayan; 

Sinema, tiyatro, edebiyat, müzik, resim ve heykel sanatları gerici saldırılarla tahrip edilirken, sadece kendi kişisel ikbal kaygılarını önüne koyan;

Tüm Türkiye halkı, devleti ve geleceği ile FETÖ tarafından karanlığa götürülürken, Fethullah Gülen'i ve örgütünü öven filmler çekerek, müzikler besteleyerek vs. ceplerini dolduranlar;

Haksızlığa uğrayan sanatçı arkadaşlarını savunmaktan korkan Höfgen’ler, ne yazık ki, bolca var.

Türk Devrimi’nin müzikal yansıması olan Türk Beşleri’ne “Türk Leşleri” diye hakaret edildiğinde kulaklarını tıkayan; 

Evrensel üne sahip ender heykeltıraşlarımızdan Mehmet Aksoy’un anıt projesine, tüm yasalar çiğnenerek “yıkın” emri verilirken gözlerini kapatan; 

Tiyatrodan yönetmen ve oyuncu arkadaşları birer birer uzaklaştırılırken izin kullanan; 

Yazarlar sadece yazdıkları için sorgusuz sualsiz, iddianamesiz ve yıllarca “tutukluluk halinin devamına” karar verilirken gazete dahi okumaktan vaz geçen bir “aydın kütle” ile yaşıyoruz.

Klaus Mann, romanını “Sen ruhunu sattın, bizim dünyamızda senin gibilere yer yok” cümlesi ile bitirir.

Szabo ise, filminde, "bencilliğinin sonucu olarak" Höfgen’in paçavraya dönmüş kişiliğini yansıtmayı önemsemiştir.

Gerçekten de, Höfgen’in zavallı, aşağılanmış ve köleleşmiş kişiliğini görmek, faşizm ile uzlaşmanın insanda yaratacağı tahribatları kavramak için önemli bir klavuz vazifesi görür.

Okurlarıma hem romanı ve hem de filmi izlemelerini öneriyorum.

MEFİSTO

Yönetmen: István Szabó

Oyuncular: Klaus-Maria Brandauer, Krystyna Janda, Ildiko Bansagi

Macaristan-Almanya / 1981 / 35 mm / Renkli / 144’ /

Almanca-Macarca; İngilizce ve Türkçe altyazılı

Önceki ve Sonraki Yazılar