Güneş Gürseler

Güneş Gürseler

ŞEHVET…

Sosyal medyada, televizyon programlarında ve de uzatılan her mikrofonda şehvetle konuşanların bir süre sonra yanlış anlaşıldıklarını, sözlerinin çarpıtıldığını belirterek savunmaya geçmeleri değerli sosyolog Prof. Dr. Tayfun Atay’ın yerleştirdiği “görünüyorum o halde varım” ve “meşhuriyet çağı” kavramlarını hatırlatıyor.

Gerçekten de meşhuriyet çağında insanımız televizyon kanallarının bolluğu ve gelişen sosyal medya olanakları karşısında bilgi sahibi olup olmadıklarını önemsemeden, gerekli gereksiz her konuda görüş açıklama telaşına düştü.

Yapımcısına fazlaca ek bir maliyet gerektirmediği için bolca yapılan tartışma programları Prof. Atay’ın bu iki kavramının deney alanına dönüştü. Bu programlara davet edilmeyenler de internette özel yayınlar yaparak “görünüyorum o halde varım” kavramının hakkının vermeye çalışıyorlar.

İyi hoş madem “fikir özgürlüğü” var, isteyen istediğini söylesin, istediği yerde görünsün denilebilir.

İsteyen istediğini söylüyor ancak biraz eleştirildi mi arkasını getiremiyor. Bu tutarsızlık çok sık karşılaştığımız bir gerçek. Zararı öncelikle kendilerine oluyor fakat bu kişilerin taşıdıkları unvanlara ve içinde bulundukları yapılara da zarar veriyor. Daha önemlisi toplumun temellerinden birini oluşturan “güven” anlayışını yerle bir ediyor.

Bir başka ilginç durum da bu ortamlarda bulunanların bazılarının kendilerine uygun gördükleri “siyasetçi”, “siyasi analizci”, “stratejist” gibi unvanlar. Örneğin, “siyasetçi” unvanı neyi içeriyor, böyle bir sıfat ya da unvan kimde olmalıdır? Örneğin halen seçilerek geldiği siyasi bir görevi sürdüren mi yoksa böyle bir görevde bulunmuş olan mı? Daha açık da sorabiliriz, “siyasetçilik” bir meslek mi? Bu unvanları kim takdir ediyor, nasıl kazanılıyor?

“Demokrasinin Türkiye Serüveni”nde (*) gerçek hukuk devletine ve eksiksiz demokrasiye ne yazık ki ulaşamadık, “siyasi müesseseler”i(**) oluşturamadık. Bu kurumlaşmayı sağlayamayınca da her şey bir birine karıştı. Bu karmaşa içinde bilen de bilemeyen de ağzına geldiği gibi şehvetle konuşuyor.

“Boğaz dokuz boğumdur” unutmayalım.

(*) Prof. Dr. Bernard Lewis, “Demokrasinin Türkiye Serüveni”

(**) Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, “Siyasi Müesseseler ve Anayasa Hukuku”

Önceki ve Sonraki Yazılar