MISIR SANATI ELÇİSİ PERİHAN SADIKOĞLU

Piramitin çağrısında sayfaları bırakılmış insanlık yaşamlarında akan gerçekler sahipsiz kalır mı?

 Ellerin aklında yaratılan yaşam güneşleri yüzyıllar geçse de zamanın köprüsünü kurmaz mı?

 Raporlar notası binlerce eser yazarken akıl tutulmasını kim çare olabilir?

 İnsanlık mağrasında sakladığı öğretilerini çiğneyenleri öğrenmez mi?

Hukuk sanatının sanatçıları tarih sahnesine çıkmaz mı?

Aşılamayacak sorun yok diye yerinde duran bir papirüs saatinin tembelliği var mı?

Nerede saklanırsa saklansın nerede çukuruna konsa da bir fenerin elinde büyüyor insanlık geleceği!

Sözlerin nefesinde duran binlerce yaratı emeğinin yıldızlarına sevgi aşkı yağdıran insanlık sanatçıları elçisi doğuyor!

Akademilere sığmayan başarıların tarih kokusu erdemine kavuşmak zorunda değil mi?

Dünyanın ucuz tüccarlarına kalmayacak insanlık sanatının perdesi açılmak zorunda kalıyor ki

Izdırapların biten çareler biliminde çözüm aşkının erdemine yaslanan öncülerin tarih pusulası vefasında!

Kaçıncı kayıplar tanrısından af dilese de Mu kıtasının kardeşliğine gelen Ra kadar cesur Hathor rövanşı kalesinin kaptanı hala.

O yüzden ülkemizin tarihi Mısır Çarşısı bir uygarlığın en büyük anahtarı olarak okulunda dersler vermek zorundadır yoksa,satış mağazası olarak anlaşılır!

Gökyüzünün bir umut dağlarına yürüyen mutluluk tarihinin çanları çalarken hepimize alkış toplayanlar var ki

Lüks değil artık, yurdun canında bırakalın insanlık miraslarına sarılma sancısı ve Osman Hamdi Bey ışığının feneri!

Umutlarını sanatın çocuklarına taşıyan sanat görkeminin yürekli sanatçılığıyla bayrak olması boşuna değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar