NİHAT NİKEREL’E ÖZLEM

“Ertelenmiş umutlar düşerken / Eflatun akşamlara, / Karanlık köşebaşları / Ayaza kesiyordu ayışığını. / Paslı sustalıların şavkıması / Mehtaba göz kırpıyordu. / Geçmezdi böyle geceler / Sensiz, kimsesiz / Geçmedi zaman, pusuda. / Bir kuş öttü, / Bir çocuk ağladı, / Kahkaha attı bir kadın, / Sustu bir yürek, durdu.”

İnsan hayattayken yazılmalı gönül alıcı yazılar. Sergilenmeli sevgi sözleri, duygular anlatılmalı. Sunulmalı iltifatlar. Dostun beceri ve başarıları hayattayken ödüllendirmeli ki zayi olmasın. Nihat Nikerel’in büyük oyunculuğu, şairliği, yazarlığı ötesinde insan gibi insan olduğununun tanığıyım. Ama söylemeliydim. Geç kalmamalıydım. Önümüzde daha uzun zamanlar, konuşacak, sözler, boşalacak kadehler var sanmayacaktım. Nereden bilirdim ki, henüz elli dokuz yaşında bir gece uykusunun içine kalbini bırakacak…

Ahh! Canım kardeşim, arkadaşım Nihat Nikerel… Ne büyük gönül adamıydın. Kimseyi kırmaz, karıncayı bile incitmezdin. Şöhretin zirvesindeyken, “Şan şöhret bir gün gelir geçer... Baki kalan dostluklardır,” derdin. Sen Çorumlu, ben Sivaslı aynı burcun çocukları olarak birbirimizi iyi anlardık. Konservatuarın lokalinde dostlarla toplanırdık. Çok azımız kaldı yaşayan. Ne zaman bir televizyon programına konuk olsam, geç saat de olsa, arar, kutlar, bana moral dopingi yapardın. Kör olası zamanın çarkları, kimi öğütmedi ki?

Nihat Nikerel, 5 Şubat 1950’de Çorum’da doğdu. İkimiz de kova burcundaydık., Ben bir iki yaş daha kıdemliydim. Babasının vefatından sonra erken yaşlarda İstanbul'a geldi. Çeşitli işlerde çalıştıktan sonra, 1972-1976 yılları arasında dünyanın pek çok ülkesini gezdi. Daha sonra yurda döndü. 1985 yılında senaryolaştırılabilecek öykü yazarak sinemaya adım attı.

Çeşitli sinema ve dizi filmlerde rol almaya, kitaplar yazmaya başladı.

Nikerel, İstanbul Aydın Üniversitesinde İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünü bitirdi. Aynı zamanda öğretim görevlisi olarak İletişim bölümünde ders verdi.

1998 yılında Sıcak Saatler dizisinde canlandırdığı babacan komiser Cehennem Cevdet karakteri ile gönüllere taht kurmuştu. 2003 yılında yayınlanmaya başlayan Kurtlar Vadisi dizisinde canlandırdığı eski kabadayı Seyfo Dayı karakteri, Nikerel'e büyük ün kazandırdı...

Esernleriı arasında “Görüş Günü”, “İkinci Yarı, “Cehenemde de Çiçer Açar”, “Aralık’tı”. “Yalansız Yalnızlığım”, “Ay Zamanı Zalımca”, ”Islak İzler, “Ve Dostluklara”, “Eksik Pazartesi” gibi kitaplarını sayabilirim. Yalansız Yalnızlığım’da uzun yolculuklarını anlattı. Paris eksenli hayatında Ömer Şerif'i tanıdı sinemaya, Özdemir Asaf'ı tanıdı, şiire yakın oldu.

Aralık'tı adlı kitabıyla, Cengiz Aymatov ile aynı platformda ödül aldı. Tiyatro sahnesinde ilk defa 2004 yılında, Sadri Alışık Tiyatrosunda sahnelenen, "Ağır Roman" oyunuyla çıktı. Canlandırdığı "Arap Sado" tiplemesiyle, Magazin Gazetecileri Derneği’nin 12. Altın Objektif, "En İyi Tiyatro Oyuncusu" ödülünü aldı.

Yüze yakın film ve dizide rol aldı.

Nikerel, “Kurtlar Vadisi”yle birlikte, “Süper Baba” dizisinde “Arap Kadri” adlı bir mafya babasını, sözünü ettiğim gibi “Sıcak Saatler”de babacan ama aynı zamanda tam bir görev adamı olan “Cehennem Cevdet”i, “Bizim Ev”de “Necdet Reis”i, “Şaban Askerde”de “Kurşun Binbaşı”yı, “Deliyürek-Bumerang Cehenmemi'nde” Kerim Ağa'yı, “Zerda”da “Hasan Ali”yi ve “Ağır Roman”da “Arap Sado”yu başarıyla canlandırmıştı. Belene’de mahkum bir Türk’ü, Sonsuzluğun İki Yakası’da Ebu Kasem’i, Aynalı Tahir’de Taner Ağa’yı, Köprü’de Nihat’ı, Yaşanmış Şehir Hikâyeleri’nde Nuro Baba’yı, Susuzluk’ta, Halil’i, Ölüm Çiçekleri-Saraybosna’da Ali Fuat’ı, İpsiz Recep’te Hasan’ı, Deli Dumrul Kurtlar Kuşlar Aleminde’nde Zalim Baba rollerini oynamıştı.

Kendi sesinden dinlediğim “Aralık’tı” şiiri bir kitabına da ad olmuştu:

Aralıktı

Sabahtı

Yağmur sise yağıyordu

Sana sevmeyi anlatıyordum

Anlamıyordun

Bana özlemeyi anlatıyordun

Anlamıyordum

Aralıktı

Sabaha yakın

Karanlıktı

Herşey kaygandı

Yollarda

Orman yanıyordu

Biz yanıyorduk

Haziran başlarının baharı gibi

Nilüferlerin nazenin süzülüşleri geliyordu

Bulutlar arasında

Aralıktı

Aydınlıktı

Sevmeyi anlatıyordum

Ayak parmaklarının tırnak uçlarına

Özlemeyi anlatıyordun

Yangında kararmış yanaklarıma

Göz bebeklerin acıyordu

Gözlerini açamıyordun

Ellerimi açamıyordum

Sevmeyi anlatamıyordum

Aralıktı

Aydınlıktı

Anlaşamıyorduk

Biliyorduk

Seviyor ve özlüyorduk

Sise yağmur yağıyordu

Yollar ıslaktı

Yürekler ıslak

Gözlerin ıslaktı

Dudaklarım aralık

Aralıktı

Sabahtı

Aydınlıktı

Üşümüyorduk

Gülümsüyorduk

Haziran baharının cumartesisini istiyorduk

Üstelik öğleden sonrasını

Bugünde cumartesi

Aralıktı

Cumartesiydi

Sisliydi

Yağmurlu ve kaygan

Pazara yakındı ama cumartesiydi

Nilüferleri olmasada

Haziran baharı olmasada

Özlemeyi anlatamıyordum

Sevmeyi anlatamıyordum

Aralıktı

Cumartesiydi

Sisliydi

Yağmurlu

Aydınlıktı

Aralıktada sevilebilirmiş

Cumartesi olmayan cumarteside de

Yağmura özlemek sise sevmek anlatılabilirmiş

Aydınlığa gülümsenir karanlığa gülünebilirmiş

Söylemiştim sana mutlu olunabilirmiş

Haziran baharlarındaki gibi aşkla

Aralıktı

Cumartesiydi

Sisli

Yağmurlu ve kaygandı

Sabaha yakın

Alacakaranlıktı

26 Eylül 2009 tarihinde Beşiktaş'taki evinde oğlu tarafından ölü bulundu. Yapılan incelemede, uykusunda kalp krizi geçirerek öldüğü anlaşıldı. 28 Eylül 2009 tarihinde Levent Camisi'nde tören düzenlendi. Öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmişti.

Hemşehrisi Hüseyin Uçar Nihat Nikerel’in arkasından şu şiiri yazmıştı:

“Nihat Nikerel’e”

Kalk uyan yerlerde yatma

Kendini toprağa katma

Gücün yetmez bana çatma

Gene benden oldun atak

Kavga deme kavga ortak

Hurileri sever misin?

Arşı’alaya değer misin?

Kayıp olmaz adlar sanlar

Çekilmiş bedenden kanlar

Anıları bende canlar

Gene benden oldun atak

Kavga varsa kavga ortak

Dostlarını sever misin?

Bu yaşamı över misin?

Dostum artık beni duyman

Lanet kör şeytana uyman

Ne kadar verirsek doyman

Gene benden oldun atak

Kavga varsa kavga ortak

Yoldaşların sever misin?

Zulme boyun eğer misin?

Gel anlat bu nasıl oyun

O beyaz kefeni soyun

Nikerel’im değil koyun

Gene benden oldun atak

Kavga varsa kavga ortak

Sen kaderi sever misin?

Ak göksünü döver misin?

Yasta inan bütün Çorum

Hadi kalk da yapak yorum

Sevenlere benim sorum

Niçin benden oldun atak

Kavga varsa kavga ortak

Taş atanı sever misin?

Gece misin? Seher misin?

Önceki ve Sonraki Yazılar