GELİBOLU İLAHİSİ 

Çanakkale Harbi demek Gelibolu demektir.

Osmanlının son savunmasını yaptığı, yedi düvele karşı harp ettiği topraklardır Gelibolu.

Çanakkale Savaşı dünyanın en mert muharebelerinin sahnelendiği savaştır.

Şair Mustafa Ali’nin kaleme aldığı şiir Geliboylu’yu şöyle anlatır.

Gelibolu’yu seyreyle gör ey gafil ne canlar var,

İhata eylemiş anı ki bildim yüz bin erler var,

Misal-i bağ-ı cennet teferrücgahı yerler var,

Çağırırsan bu deminde yetişir anda Pirler var.


 

Çanakkale’ye gidip gelirken Gelibolu’ya sıklıkla uğrarım. Devasa Tırların karşıya geçmek için uzun kuyruklar oluşturduğu limanın hareketliliği ayrı bir heyecan konudur benim için. Ama ne yazık ki bu tarihi efsane şehrin sokaklarını, kıyı mahallelerini beni heyecanlandırmaz ve hatta üzüntüye sevk eder beni. Kaymakamlık konutunun da bulunduğu mahalledeki bir eski dostun evinin olduğu yerden boğazı seyrederken dahi kendimi Anadolu’nun unutulmuş ücra bir kasabasında gibi hissederim.

Gelibolu, esasında muhteşem ilham verici bir şehir olması gerekirken bir hüzün şehri görünümündedir. İnsanların akın akın ziyaret ettiği şehitliklerin yanı başındaki şehrin hiç olmazsa tarihin hakkı olarak bir ayrıcalığının olması gerekmez mi?

Ne yazık ki bu güzide tarihin mirası şehrimiz adeta kaderine terk edilmiş gibidir. Gelibolu Belediyesi elindeki kıt kaynaklarla şehre hizmete çalıştığı görülse de şehrin hali gerçekten hoş değildir.

Çanakkale Savaşlarının yaşandığı tarihi Gelibolu'yu 2019 yılda 3 milyon, Çanakkale’nin müze ve ören yerlerini de 845 197 kişinin ziyaret ettiği bilinmektedir.

İşte, insanların akın ettiği Gelibolu, bugün sis ve duman altında adeta ölüm bekleyen insanlar şehri görünümündedir. Topraklarına harıl harıl dev yollar köprüler menfezler ve tüneller yapılan, Çanakkale boğazının boynuna 1915 Çanakkale Köprüsü gerdanını asan koca Türkiye, bu küçücük tarihi yarımadamızın şehrine bir doğal gazı bile getirememiştir. Gerek Gelibolu ve gerekse Eceabat kapkara soba bacalarının dumanı altında zehirlenmekte ve boğulmaktadır.

Bu durum Çanakkale Harbinin yiğit yöre halkına yapılan bir eziyet değil midir? Eğer siyaseten bu şehirlere doğalgaz verilmiyorsa gerçekten çok büyük ayıptır. Kaldı ki doğalgaz Gelibolu’ya en yakın Evreşe’ye kadar ulaşmıştır ve buranın Gelibolu’ya uzaklığı 30 Km ya vardır ya da yoktur. Bırakın devletin yapmasını Sayın Recep Tayyip Erdoğan telefon açıp da 1915 Çanakkale Köprüsünü yapan firmaya sadece rica etse dahi Gelibolu ile Eceabat doğal gaz hattının yapımı inanıyorum ki iki ay bile sürmez.

İşte bu durumdan mustarip olan insanlar bir araya gelerek “Gelibolu’ya Doğal Gaz istiyoruz  sivil inisiyatif” isimli bir STÖ hareketi başlatmışlar. Sadece kurmakla kalmamış imza kampanyasında 2455 sanal imza ve 4334 ıslak imza ile 6789 kişinin desteğini almışlar ve doğalgaz problemlerini Çanakkale Valisi ve Aksa Çanakkale Gaz dağıtım AŞ müdürünü ziyaret ederek iletmişler.

Enteresan olansa Mart 2018 tarihinde Gelibolu Belediyesi Meclisinin doğalgazın ilçelerine getirilmesi için bir karar almış olması ve bu kararlarını da ilgili kurumlara bildirmesidir. Hani Keşan’da, Şarköy’de olmasa ve Evreşe’ye kadar gelmemiş olsa, sıranızı bekleyin deriz ama Çanakkale’nin üçüncü büyük ilçesi, 31000 insanın yaşadığı Gelibolu’nun burnunun dibine kadar gelen doğal gazın Gelibolu’ya ulaştırılmaması biraz üzücü değil mi? Şehirde yaşayan koah hastalarının sayısı kaç acaba? Zaten pandemi nedeni ile sokağa çıkamamanın sıkıntısının yanına bir de hava kirliliğini sebebi eklenince bu insanlar askerdeki oda hapsi cezasına çarptırılmış gibiler.

Aralarında sevgili Serdar Azak’ında bulunduğu Gelibolu’ya Doğal Gaz istiyoruz  sivil inisiyatif ; son çare olarak Ankara’ya, TBMM’nin kapısına dayanmaya karar vermiş. Dertlerini Çanakkale Milletvekillerine anlatacaklarmış.

Ama onlara diyeceğim sakın gitmeyin. Sizin bu halinizi hâlâ bilmeyen ve sizin için gayret sarf etmeyen milletvekillerinden ne fayda bekliyorsunuz ki? Her halde sizin medet umduğunuz milletvekillerinizin daha mühim işleri var. Önce onları halletsinler sonra sizin sıkıntılarınızla ilgilenirler.

Ayrıca buradan İzmir, Eskişehir, hele de İstanbul ve Ankara belediye başkanlarına seslenmek istiyorum. Gücünüz ve haşmetiniz büyüktür. Gelin şu tarihimizin altın sayfası Gelibolu yarımadamızın iki ilçesi Gelibolu ve Eceabat’a bir destek olun. Şu şehirleri tarihimize yakışır alt yapı ve kültürel zenginliklerine kavuşturun. Kavuşturun ki tarihi olarak övünürken en başta hizmet alırken en sonda olmasın.

Gelibolu’ya hak ettiği hizmeti vermemek Türkiye’ye yakışmamaktadır.

Gelibolu’ya ve Gelibolululara yazık olmaktadır.

Gelibolu’nun hakkı Geliboluluya.

Önceki ve Sonraki Yazılar