Pekcan Türkeş

Pekcan Türkeş

KAYISI DİYARI MALATYA VE 10. MALATYA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ 

Kayısısıyla ünlenmiş Malatya tarih boyunca; Medlerin, Perslerin, Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların hakimiyeti altına girmiştir. Bir vakitler Arapların eline geçen Araplar bu şehre Malatiyye adını vermelerinin ardından Türklerin fethetmesinden sonra bugünkü ismini almıştır. 

YEŞİLYURT

Yeşilyurt;yeşilliklerin ve her yerden akan suların arasında arasında insanların şehrin karmaşasından uzaklaşıp dinlendiği, özellikle de kahvaltı ve yemek yemek için tercih ettiği, bir çok mekana ev sahipliği yapan adı gibi yeşil bir yer.

YEŞİLYURT TEKSTİL MÜZESİ 

Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar’ın organizasyonunda ilk gezi durağımız: Yeşilyurt Tekstil Müzesi.

Yün ve pamuğun kumaşa dönüşme serüveni, Malatya Yeşilyurt Belediyesinin kurduğu ve içerisinde 1500 materyalin sergilendiği tekstil müzesinde bal mumu heykellerle anlatılıyor.

Kentin yetiştirdiği tekstilcilerden Mahmut Çalık ve Hasan Çalık'ın isimlerinin verildiği tekstil müzesinde, Çırmıktı bölgesine özgü dokumacılık kültürünün gelişimi kronolojik olarak 1500 materyalle sergileniyor. Yün ve pamuktan ipin üretimi, tezgahta kumaşın dokunması ile kıyafetlerin dikimine kadar tekstil ürünlerinin tüm üretim aşamaları bal mumu heykellerle görsel olarak müzede meraklılarını bekliyor.

GASTRONOMİ KONAĞI YEŞİLYURT 

Malatya ve Yeşilyurt’un zengin yemek kültürünü yansıtan Gastronomi Konağı, balmumu heykelleri, objeleri ve bilgilendirici malzemeleriyle bölgenin turizm anlayışına farklı bir boyut kazandırıyor.

ŞİRE PAZARI

Şire Pazarı, Malatya’nın kalbinin attığı yer. Tüm alışveriş, ticaret, esnaf kültürü burada yaşanıyor. Günün her saati işlek ve kalabalık. Kuru kayısı, dut, üzüm, erik, pestil, muska, cevizli sucuk, lokum, pekmez, kuruyemiş gibi Malatya mamüllerinin hepsinin en tazesini burada bulabilirsiniz.

TÜRKİYE’NİN İLK ÇOBAN MÜZESİ 

Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği’nin ve 15 üniversitenin işbirliğiyle toplanan, çobanların kullandığı malzemeler Yeşilyurt Belediyesi tarafından Gedik Tepesi mevkiinde bulunan Gedik Sosyal Tesisi'nde kurulan Türkiye'de bir ilk olan ‘Çoban Müzesi'nde kepenekten, kavala; bastondan su testisine, çaydanlıktan, dürbüne, 80 yıllık çoban çarığından, radyoya kadar çobanların kullandıkları 155 eşya sergileniyor.

CEZAEVİ MÜZESİ  YEŞİLYURT

37 yıl cezaevi olarak kullanıldıktan sonra Cezaevi binasının bir bölümü aslına uygun olarak müze haline getirilmiş.Kalan bölümü ise konferans salonu ve tiyatro sahnesiyle bir çok kültürel etkinliğe ev sahipliği yapıyor.

ESKİ MALATYA BATTALGAZİ 

Malatya’da görülecek şeylerin bi %20’si de burada. Merkezden de zaten araba ile 20 dakika sürüyor. Malatya’nın ilk filizlendiği yer olduğundan 1988’e kadar adı Eski Malatya’ymış. Hem turistik, hem de Malatyalılar bolca ikamet ettiği bir bölge. Köklü tarihi olan ilçede gezerken Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin izlerine rastlayabilirsiniz. Battalgazi, aynı zamanda Malatya’nın en verimli topraklarına sahip ve ilçe kayısı bahçeleri ile dolu. 

SİLAHTAR MUSTAFA PAŞA KERVANSARAYI

İpek Yolu başta olmak üzere ticaret yollarının geçtiği Malatya’dan birçok kervan geçermiş.

1637 yılında buraya bir kervansaray yapılmış.

Aynı zamanda askeri işlevlerinin de olduğu biliniyor.

Günümüzde sanat ve kültür faaliyetlerine ev sahipliği yapıyor Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı.

MALATYA BELEDİYESİ RADYO GRAMAFON MÜZESİ 

Malatya'daki "Radyo ve Gramofon Müzesi", bünyesindeki nostaljik materyallerle ziyaretçilerini tarihi yolculuğa çıkarıyor. Müze, gelişen teknoloji ve küreselleşen dünya ekseninde çocuk ve gençlere sanat, kültür alanında nostaljik ve eğitici bilgiler sunuyor.1890'dan günümüze birçok radyo ve gramofonun bulunduğu müzede, TRT Radyosu'nun serüveni, İstanbul Telsiz Evi, Fahri Kayahan, Siyasal Tarih, İlk Radyo Yayını gibi birçok alan da bulunuyor.

Radyo ve gramofon adına birçok ürünün de bulunduğu müzede, ziyaretçileri taş plakla çalınan şarkılar karşılıyor.

Kronolojik olarak sıraya dizilmiş 703 parça eser bulunduğu Müze’nin ilk odasında 1920'li yıllar ikinci odada ise 1930'lu yıllar anlatılıyor.

Ayrıca Nazi döneminde kullanılmış eserler de sergileniyor.

Üçüncü odada ise, Türkiye'deki radyo yayın tarihinin başlangıcı olan İstanbul Telsiz Evi var.

Üst katta ise günümüze doğru gelen 1940 ve 2020 yılına kadar ürünler var.

MALATYA BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ FOTOĞRAF MAKİNESİ MÜZESİ

 Malatya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Selahattin Gürkan’ın destekleriyle kurulan Fotoğraf Makinesi Müzesinde toplam 2 bin 23 adet fotoğraf makinesi, 3 bini aşkın aksesuar, sinema ve projeksiyon salonu, karanlık oda ve 2 adet de iç ve dış çekim olmak üzere hatıra çekim köşesi yer alıyor.

Dünyanın üçüncü, Asya ve Avrupa’nın en büyük Fotoğraf Makinesi Müzesinde, 1876 yılından günümüze 44 ayrı segmentte fotoğraf makinaları 55 ayrı segmentte de aksesuar bulunuyor. Özellikle sinema projeksiyon salonunda gelen ziyaretçilere film makinasından kısa metrajlı film gösteriminin yanı sıra fotoğrafçılık kurs hizmeti de verilmektedir. 

Körüklü, filmli ve dijital fotoğraf makinelerinin sergilendiği müzede, en fazla ilgiyi "casus ve dedektif makineler"in bulunduğu bölüm çekiyor.

ASIRLIK ÇINAR 

Battalgazi’nin Çınarı olarak bilinen çınar ağacı Malatya’ya 7 kilometre uzaklıkta Orduzu Beldesi’nde Çarşıbaşı Mahallesi Çınarçeşme Mevkii’nde yer almaktadır.

Ağacın gövde kalınlığı 7.20 metre olarak ölçülmüştür. Boyu yaklaşık 15 m olan yaşlı ağacın gerçek yaşı kesin olarak bilinmemekle birlikte, zamanla içi boşalan ağacın ana gövdeden iki dala ayrıldığı görülmüştür.

Dalların gövde sürgününden büyümüş 8–10 metre boyunda yan dalları mevcuttur. Ağacın gövdesi iç kısımdan çürümüş ve büyük kovuklar oluşmuştur.

Ağacın kök kısmı taş bir duvar örülerek sağlamlaştırılmıştır. Ağacın etrafında gözeler halinde su akmaktadır. Battalgazi Çınarı’nın bulunduğu alan çınar ağacı ve yanındaki pınardan oluşan bir ziyaret yeridir.

Rivayete göre 8'inci yüzyılda yaşadığına inanılan Battalgazi, hayvanlarını buraya sulamaya getirmiş; suladıktan sonra elindeki çınar çubuğunu suyun kenarına dikmiş ve o çubuktan da bugünkü çınar ağacı yetişmiştir.

MALATYA KÜLTÜR EVİ

Kültürümüzde var olan fakat kaybolmaya yüz tutmuş yaşam tarzlarımızın, alışkanlıklarımızın, örf, adet ve geleneklerimizin tekrar hayat bulmasına imkan sağlamak amacıyla Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan Malatya Kültür Evi’nin içerisinde, Gündelik Yaşam Odası, Yöresel El İşlemeleri, Halı Dokuma, Kayısı Odası, ile Kemal Sunal ve Ahmet Kaya odalarında sanatçıların bal mumu heykelleri ve kişisel eşyaları da sergileniyor.

MALATYA  ARKEOLOJİ MÜZESİ

Malatya ve çevresinde yapılan bilimsel kazılar ve çalışmalar sonucu ortaya çıkan Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Hitit, Asur, Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin sergilendiği arkeoloji müzesi Kernek semtinde bulunmaktadır.

Arslantepe Höyük, Cafer Höyük, İmamoğlu Höyük, Pirat Höyük, Köşkerbaba Höyük'te yapılan kazılardan çıkan eserler v32 vitrinde kronolojik ve tematik olarak sergileniyor.

Müzede sergilenen eserlerin büyük çoğunluğunu Arslantepe buluntuları oluşturuyor.

Bugüne kadar bulunmuş dünyanın eski kılıçları ile mızrak uçları, mühür baskılar, çanak-çömlekler, Geç Hitit saray duvarını süsleyen taş kabartmalar ve diğer eserler Arslantepe vitrinlerini süslüyor.Karakaya Baraj gölü suları basmadan yapılan kurtarma kazılarında elde edilen eserler Cafer, Değirmentepe, İmamoğlu, Köşgerbaba ve Pirot höyük vitrinlerinde yer almaktadır.

Ayrıca Yenice/Maşattepe tümülüsünden elde edilen cam eserler, altın ağız bandı, küpe, yüzük, ayna, süs iğnesi, içerisinde tortulaşmış zeytinden oluşmuş zeytinyağının olduğu bir kap, Urartulara ait kemer, bilezik, halhal gibi takılar, mühürler, tıp aletleri ile İzolli Kaya Anıtı'nın kopyası; Grek, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Selçuklu, beylikler ve Osmanlı döneminden kalan sikkeler görülebilmektedir.

ARSLANTEPE HÖYÜĞÜ

Arslantepe Höyüğü UNESCO Listesinde.

2014 Yılında, UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girmeye hak kazanan Arslantepe Arkeolojik Alanının kalıcı listeye girmesi için yapılan çalışmalar sonucunda; Çin'in ev sahipliğinde 26 Temmuz 2021 tarihinde online olarak gerçekleştirilen UNESCO 44. Dünya Miras Komitesi toplantısında, Anadolu’nun en eski şehir devletinin kurulduğu Arslantepe Höyüğü’nün UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedilmesine karar verildi.

Geç Kalkolitik Dönem'den Demir Çağı’na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan, Hititlerden Roma ve Bizans’a kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Malatya’nın Battalgazi ilçesindeki Arslantepe Höyüğü, UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne girdi.

İtalya Roma Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Malatya Müze Müdürlüğü iş birliğiyle her yıl yaz döneminde başlayıp sonbahara kadar süren kazıların devam ettiği Arslantepe Höyüğü, Açık Hava Müzesi olarak tarih severlere hizmet veriyor. Anadolu’da ‘İlk Şehir Devleti’nin yapılarının ortaya çıkarıldığı Arslantepe Höyüğü'nde 2019 yılında yapılan kazılarda çok sayıda tarihi materyal ve eser bulundu.

İtalya Kazı heyeti tarafından yapılan kazılarda seramik parçalarından fincana, ok ucundan boncuk tanelerine, kemik alet ve ağırşaklardan, çakmak taşlarından müzik aletlerine ve 5 bin 700 yıllık çocuk iskeletine rastlanıldı.

ÇOCUK OYUNEVİ VE OYUNCAK MÜZESİ 

Büyükşehir Belediyesi Çocuk Oyunevi ve Oyuncak Müzesi’nde çocukların; pedagojik olarak yaş gruplarına göre uygunluğu tespit edilmiş eğitim amaçlı zeka oyunlarını oynayabilecekleri uygun araç gereçler yerleştirilmiş. Müzede Hacivat-Karagöz dijital film gösteriminin yapıldığı Hacivat-Karagöz Sahnesi de bulunuyor.

Müze yerli üretim koleksiyon oyuncaklar, bez bebek koleksiyonu, çocuk kitaplığının yer aldığı ahşap kütüphane bölümü ve kafeteryasıyla da çocuklar için vazgeçilmez özel bir merkez olmaya şimdiden aday. Ayrıca kütüphanesinde bir resim atölyesinin oluşturulduğu müzede çocukların dört mevsim ve ayları öğrenebilecekleri uzay odası da düzenlenmiş.Çocukların kendi oyuncaklarını yapabildikleri ve oyun oynayabildikleri müze özellikle çocuklu ailelerin ilgisini çekiyor.

MALATYA MUTFAĞI

Altın sarısı kayısılarıyla bildiğimiz Malatya türkülere konu olmuş zengin kültürü, tarihi değerleri ve doğal güzellikleriyle ülkemizin nadide şehirlerinden biridir.

Tarihi ve kültürel değerleriyle olduğu kadar zengin içerikli mutfak kültürüyle de şehri ziyaret edenlere unutulmaz bir gurme deneyimi sunan Malatya’da denemeniz gereken onlarca çeşit yemek vardır. Neredeyse tüm yemeklerinde rastladığımız bulgur ile yapılan birbirinden lezzetli yemeklerinden kebaplara, çorba ve farklı türdeki köftelere kadar deneyebileceğiniz yemekler bulunmaktadır.

Kayısılı Kavurma: Kavurma,soğan, biber, patates, domates, kuru kayısı, havuç ve tarçın konularak yapılıyor.

Gırık: İnce bulgur taneleri ve kıyma ile hazırlanarak patateslerle harmanlanıp kâselerde servis edilen bir yemek türüdür.

Malatya Kömbesi: Yufkaların arasına konulan kuşbaşı etlerle yapılan börek.

Patlıcan Tava: Malatya usulü yapılan patlıcanlı tavanın içerisinde ince kıyım patlıcanlar, kırmızıbiber, soğan, domates, kıyma ve baharatlar yer alıyor. 

Malatya Usulü Sıkma Köfte: Bulgurla yapılan lezzetlerden sıkma köfte, soğan ve domateslerle beraber kavrularak yapılıyor. 
 

Kiraz Yaprağı Sarması: Malatya yöresine ait kiraz yaprağı sarma yemeği diğer sarmalardan farklı olarak ekşili köfte ve yoğurt ile tüketilen bir lezzettir. 

Elmalı köfte: Köftelerle birlikte pişen ekşi elmalardan ortaya şahane bir tat .

Banık Köfte: Etle karıştırılmış bulgurlu köfte salça, reyhan ve ince kıyım soğanlara bulanarak kızartılıyor. 

İçli Köfte: İnce bulgurlardan yapılan içli köfte iç harç olarak kullanılan kıyma, maydanoz, soğan ve baharatlar ile eşsiz bir lezzete bürünüyor. Diğer içli köftelere göre haşlanarak pişirilen bu lezzet harikası içi hazırlanan kırmalı harcın içerisinde kimi zaman ceviz de katılıyor. 

Geleli Kebabı: Malatya usulü olan geleli kebabı kuzu eti ile birlikte patlıcan, domates, biber ve etle hazırlanıp fırında pişirilip üzerine tereyağı eritilerek servis edilen oldukça doyurucu bir yemektir.
Yumurtalı Köfte: Bulgur, kıyma, saçla, soğan, maydanoz ve çeşitli baharatlar ile çiğ köfte tarzı yoğrulup yassı hale getirerek yumurtaya bulandıktan sonra tavada kızartılıyor.

10. MALATYA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ 

10-14 Aralık tarihleri arasında düzenlenen 10. Malatya Uluslararası Film Festivaline katıldım.Direktörlüğünü Haydar Işık’ın yaptığı Malatya Valiliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Yeşilyurt ve Battalgazi belediyelerinin katkılarıyla düzenlenen Festivale  27 uzun metrajlı, 29 belgesel, 88 kısa film yarıştı.

Festivalin ilk akşamında  “Öyle Bir Geçer Zaman Ki'de, güzelliği kadar başarılı performansıyla da dikkat çeken Alman oyuncu Wilma Elles ve Hollywood’ta birçok dünyaca ünlü filmde (Mel Gibson-Every Other Weekend -Jack Hunter and the Lost Treasure of Ugarit) rol alan Birol Tarkan Yıldız ile hararetli bir sohbete katıldım.

Malatya Uluslararası Film Festivali'nde yabancı ve yerli film seçkileri, iklim filmlerinin gösterimleri yanı sıra sinema atölyeleri, cezaevi ve huzurevi gösterimleri gibi etkinliklerle de 5 gün boyunca Malatya halkıyla buluştu. 10. Malatya Uluslararası Film Festivalin bu yılki teması; UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesindeki Türkiye’nin en büyük höyüğü “Aslantepe" idi.

Festivalin kapanışında En İyi Film Ödülü, Fikret Reyhan imzalı “Çatlak” filmine, En İyi Yönetmen Ödülü de “İki Şafak Arasında” ile Selman Nacar’a verildi. İki yapım da son dönemdeki festivallerde öne çıkan ve övgü toplayan filmler.

“Çatlak” filmi En İyi Senaryo (Fikret Reyhan), En İyi Erkek Oyuncu (Hakan Salınmış) ve SİYAD En İyi Film Ödülleri’nin de sahibi oldu.

“İki Şafak Arasında” da Film-Yön En İyi Yönetmen ve Ulvi Saran Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.

Festivalde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ise Emel Göksu (“Koridor”) ve Ece Çeşmioğlu (“Bembeyaz”) arasında paylaştırıldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar