SİVAS KONGRESİ KARARLARI

Sivas Kongresi'nin bir özelliği de delegelerin vatanın kurtuluşu ve milletin mutluluğundan başka hiçbir kişisel amaç izlemeyeceklerine, mevcut siyasî partilerden hiçbirinin amaçlarına hizmet etmeyeceklerine dair Kongre'de yemin etmeleri olmuştu. Sivas Kongresi kararları şu şekilde özetlenebilir:

1- Millî sınırlar içinde bulunan vatan parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.

Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz vilâyetlerinin hiçbir neden ve öngörüyle ana vatandan ayrılamayacağını duyurmuştu. Sivas Kongresi tam yetki ile bu karara bütün ülkeyi kapsayan bir genişlik kazandırdı.

2- Her türlü işgal ve müdahaleye karşı, millet birlik olarak kendisini müdafaa ve mukavemet edecektir.

Erzurum Kongresi'ni toplanmaya davet eden başlıca tehlike, Doğu Karadeniz Bölgesinde kurulması düşünülen Pontus Rum devleti ile Doğu Anadolu illerini içine kalacak bir Ermenistan tehlikesi idi. Sivas Kongresi, batıdan gelen Yunan tehlikesini de göz önüne alarak, vatan topraklarına yönelik hiçbir işgal ve müdahalenin karşılıksız kalmaya-cağını mütecaviz düşmana açıkça bildiriyordu.

3- İstanbul Hükûmeti, haricî bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.

Bu madde ile İstanbul Hükûmetinin ulus yararına aykırı herhangi bir karar veya davranışına kayıtsız kalmayacağı, gerektiğinde millî iradeye dayanan bir hükûmetin der-hal kurulacağı açıkça belirtiliyordu.

4- Kuva-yı milliyeyi âmil ve irade-i milliyeyi hâkim kılmak esastır.

Erzurum Kongresi'nde belirlenen bu kural, Sivas Kongresi'nde perçinleştiriliyor-du, Memleketi kurtaracak tek kuvvet, millî ordu idi. Bu ordu, milletin iradesi ve eğilimle-ri yönünde savaşacak, bağımsızlık mutlaka gerçekleşecekti. Millet artık egemenliğini kendi eline almıştı; kendi egemenliğinden başka hiçbir güç tanımıyordu. Bu esas, gelecek-teki Cumhuriyet rejiminin temelini oluşturuyordu.

5- Manda ve himaye kabul olunamaz.

Erzurum Kongresi'nde karar altına alınan bu görüş, Sivas Kongresi'nce de onaylanarak Millî Mücadele'nin temel kuralı haline getiriliyordu. Millî kurtuluş hareketinin parolası hiçbir devletin merhametine sığınmaksızın " Ya istiklal ya ölüm!" dü.

6- Millî iradeyi temsil etmek üzere Millet Meclisi'nin derhal toplanması mecburidir.

Erzurum Kongresi kararlarında da belirtilen bu istek, artık bir zorunluluk olarak gösteriliyordu. Aksi takdirde hükûmet kararları millî iradeyi yansıtmayacaktı.

7- Aynı gaye ile millî vicdandan doğan cemiyetler "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında birleştirilmiştir.

Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz Bölgelerindeki millî cemi -yetleri "Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adıyla bir merkezde toplamıştı. Sivas Kongresi, bu örgüte -bütün Anadolu ve Rumeli Cemiyetlerini de içine almak üzere- memleket çapında bütünlük kazandırdı.

8- Mukaddes maksadı ve umumî teşkilâtı idare için Kongre tarafından bir Heyet-i Temsiliye seçilmiştir.

Erzurum Kongresi, Doğu illerini temsilen 9 kişilik bir Heyet-i Temsiliye seçmiş-ti. Sivas Kongresi'nce 6 kişi daha seçilmek suretiyle "Heyet-i Temsiliye" genişletilmiş, bu suretle Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıncaya kadar memleket mukadderatında yegâne söz sahibi bir kurul oluşturulmuştu.

Bu itibarla, Sivas Kongresi, İnkılâp Tarihi'mizde büyük öneme sahiptir Üyelerinin, tüm memleketi temsili nedeniyle Millî Mücadele başlangıcında Türkiye'nin geleceğini ve kaderini çizen, bütün milletin tek vücut halinde birlik olduğunu dünyaya duyuran millî bir Kongre'dir. Kongre Anadolu ve Rumeli'den gelen delegelerden meydana geldiği için Erzurum Kongresi gibi yerel değildi. Alınan kararlar yurdun bütününü kurtarmak amacını taşıyordu.

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-I Hukuk Cemiyeti'nin kurulması ile bütün memleketi kapsayan tek cemiyet haline geldi. Böylece kuvvetlerimiz bir merkezde ve bir amaç etrafında toplanmış oldu. Bu suretle de Bağımsızlık Savaşımızın, ulusal birliğin, Mustafa Kemal etrafında toplanması gerçekleşmiş oldu.

Birkaç gün bu konuya ara vereceğim. Daha sonra Misak-i Milli’den söz edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar