TEŞEKKÜRLER İZZET BABA!

Deniz Özgüneylioğlu, 10 yaşındaydı. İzzet Baysal gibi mimar olmak istiyordu. Sakarya İlkokulu 4’üncü sınıf öğrencisiydi, 2014 yılında Şiirlerini 48 sayfadan oluşan “Deniz Esintileri” isimli bir kitapta toplamıştı.

Çok iyi bir Atatürkçüydü. İzzet Baysal hayranıydı. İzzet Baysal’a yaptıklarından dolayı büyük minnet duyuyordu. Onun için yazdığı şiir, İzzet Baysal Müzesinde yer aldı. 10 yaşındaki Deniz’in şiiri İZZET BAYSAL adını taşıyor ve şöyle devam ediyordu:

“İlk önce, senin hastanende açtım, gözlerimi dünyaya,
Zaman geçti büyüdüm, senin okulunda başladım okumaya.
Zeki, çalışkan, başarılı, senin gibi biri olmaktı hedefim.
En derin yerindesin, şu küçücük yüreğimin.
Teşekkürler İzzet Baba, çok teşekkür ederim...
Bolu halkı sonsuz minnettardır sana.
Altın öğütlerindir, en büyük hediye bana.
Yolunda durmadan ilerleyeceğim İzzet Baba.
Sana olan sevgim güç verir her zaman bana.
Artık yoksun ama, biliyorum aramızda.
Layık olduğun yer, Cennet olsun İzzet Baba...”

Şiirde altın öğütlerden söz ediliyordu. İşte İzzet Baysal’ın manevi çocuklarına on altın öğüdü:

“Düşünmeye vakit ayır, düşünce güç için kaynaktır.
Eğlenmeye vakit ayır, eğlence gençliğin sırrıdır.
Okumaya vakit ayır, okuma bilginin pınarıdır.
Duaya vakit ayır, dua güç anlarda direnmenin desteğidir.
Sevmeye vakit ayır, sevme yaşamı tatlı kılan şeydir.
Anlaşmaya vakit ayır, anlaşma yaşama güzel bir tat verir.
Gülmeye vakit ayır, gülme ruhun güzelliğidir.
Vermeye vakit ayır, verme günün aydınlığıdır.
İşini iyi yapmaya vakit ayır, iyi işi kişiyi saygın yapar.
Teşekküre vakit ayır, teşekkür yaşam pastasının kremasıdır.”

İzzet Baysal, 1907 yılında Bolu’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bolu’da, yüksek öğrenimini İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde Mimar olarak tamamladı.

İş hayatına devlet memuru olarak başladı. 1949 yılında Temper Döküm Fabrikası’nı kurdu. Türkiye’de döküm sanayisinin gelişmesinde öncü rolü oynadı. Yıllarca İstanbul’da en fazla gelir vergisi veren ilk on kişi arasında yer aldı.

"En büyük eserimdir" dediği İzzet Baysal Vakfı’nı, vergisi ödenmiş kazançlarından tahsis ederek 1987 yılında kurdu.
İzzet Baysal Vakfı 2020 yılına kadar 145 tesis meydana getirdi. Bu tesislerin maliyeti 2019 rayiç değeriyle 814.545.091,52 TL’ydı.
İzzet Baysal’ın yaptırdığı hayırlar, köy sağlık evlerinden tam teşekküllü hastanelere, camilerden huzurevlerine, kreşlerden üniversiteye kadar uzandı.
Baysalların yaptırdığı kreşe giren bir çocuk; ilk, orta, üniversite hatta doktora seviyesine kadar vakfın eserlerinde eğitim görebilir, yaşlılıkta huzurevinde kalabilirdi. Bu yardımseverliği İzzet Baysal’a halkımızın gönlünde özel bir yer kazandırmıştı.

1994 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından "TC Devlet Üstün Hizmet Madalyası" ile onurlandırıldı. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, ODTÜ, Mimar Sinan Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi senatoları "Eğitimde Onursal Doktora" payesi vermişti. TBMM 2006 Yılında İzzet Baysal Vakfına TBMM Üstün Hizmet Ödülü vermişti.

Bolulular, İzzet Baysal’a "Bolu’nun Babası" unvanını vermişti. Şehrin en işlek caddesine "İzzet Baysal Caddesi" ayrıca Bolu ve Gerede’de birer mahalleye "İzzet Baysal Mahallesi" ismi verilmişti. Kentin en merkezi yerine ve Üniversite kampüsüne sağlığında heykeli dikilmişti.

Büyük hayırsever İzzet Baysal’a, hayatı boyunca yaptığı hayırlardan hangisinin daha anlamlı ve değerli olduğu sorulduğunda; "Halkımızın ve gençlerimizin bakışlarında hissettiğim sevgi, bunların hepsine bedeldir." cevabını vermiş ve çok sevdiği gençlere şöyle seslenmiştir: “Sevgili gençler; size sunabildiğim bu imkanları dürüst ve gayretli çalışmaya, tasarruflu davranmaya ve sebatkar olabilmeye borçluyum. Sizin de aynı ilkelerle benzer imkanlara erişebileceğinizden eminim.”, “Sevgili gençler! içinizden nice Baysal’lar çıkacağına yürekten inanıyor ve sizleri seviyorum.”, Bolululara ise; Bolulular, bu vakıf sizindir ona sahip çıkınız.” demişti.
İzzet Baysal, 5 Mart 2000 tarihinde İstanbul’da hayata gözlerini kapattı. Bakanlar Kurulu kararı ile kampüsteki anıtmezarına, çok sevdiği üniversite gençliğinin ve halkımızın kalbine defnedildi.
Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi İbrahim Kıbrıs’ın 5 Mart 2003’te, değerli İnsan İzzet Baysal’ın ölümünün 3. yıl dönümünde yazdığı oratoryodan bir bölüm aktarıyorum:

“Bolu’nun kıyı mahallesinde bir çatal yürek
Ayışığına karşı umutlarını kemirip,
Son kez kulak verir geceye
Yüreğinde gelinlik bir kız
Düşlerinde kuracağı binalar
Bir yangını söndürürcesine
Diker başına kökez testisini.

Bir zamanların Çamlıbel’indesin Ruşen Ali,
Senin türkünü dinliyor
şimdi çapacı kadınlar,
Senin türkünü söylüyor
Kunduracı çırakları
Senin türkünü;
Yaylaların gelinlik kızları.

**********

Bolu’nun İzzet Babası
Bir ışıkistan kurar
Yumrukaya koruluğunda
Bırakıp yerini

Promete’nin ışıkçı çıraklarına
Engin bir iç rahatlığıyla
Yatar Anıtmezarında
Ama binler başında…”

Elbette İzzet Baba’yı ve Ülkemizi seviyoruz. Ondan Atatürk ilkelerine ilişkin ışık aldık. Hepimizle birlikte özellikle gençlerimiz ona layık olmaya çalışmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar