Luvi Araştırmaları Vakfı: Aleviler ve Luviler arasında bağ olması mümkün değil!

Dünya çapında en önemli Luvi dönemi araştırmacı akademisyen olarak bilinen ve Luviler hakkında kaynak kitapların yazarı Dr. Eberhard Zangger’in başkanlığını yaptığı Luvi Vakfı Mütevelli Heyeti bir açıklama yaparak, Luviler ile Alevilerin arasında herhangi bir bağ olmadığını, Alevilerin Türk kültür dairesine ait olduğunu belirtti.

Luvi Araştırmaları Vakfı: Aleviler ve Luviler arasında bağ olması mümkün değil!

Milattan Önce 2000 ile 1000 yılları arasında bugünkü Çanakkale merkez olmak üzere, Batı Anadolu’dan Orta Anadolu’ya kadar bir bölgede yaşadıkları tahmin edilen Luviler hakkında araştırmalarıyla tanınan İsviçreli akademisyen Dr. Eberherd Zangger, aynı zamanda Luvi halkını, kültürünü ve sosyal yapısını anlatan çok sayıda kitap ve makalenin de yazarı.

Dr. Zangger, Luviler hakkındaki araştırmalarını düzenli yapabilmek ve finans kaynakları yaratabilmek için 2014 yılında Luvi Araştırmaları Vakfı kurdu. Mütevelli Hayati’ni tamamen kendisi gibi konu uzmanı akademisyenlerden oluşturan Dr. Zangger, amacını “politikacıları ve iş adamlarını, Luvi yerleşimlerini Türkiye'den ve dünyanın geri kalanından arkeologlar tarafından mümkün olan en kısa sürede daha yakından ve kapsamlı bir şekilde incelemeye teşvik etmek” olarak açıklıyor.

1982'den beri Doğu Akdeniz'deki arkeolojik saha araştırmalarında doğa bilimcisi olarak uzmanlaşan Dr. Eberhard Zangger, ABD'deki Stanford Üniversitesi'ndeki ve Büyük Britanya'daki Cambridge Üniversitesi'ndeki bilimsel çalışmalarının bir parçası olarak, diğer şeylerin yanı sıra Geç Tunç Çağı sarayları olan Iolcus, Mycenae, Tiryns ve Pylos'un etrafındaki manzaraları yeniden inşa etti.

ALEVİLERİN LUVİLERLE AKRABALIĞI YALANI

Aslında, kendisinden önce de başka meczuplar tarafından dile getirilse de, Alevilik hakkında yazdığı spekülatif kitaplarla dikkati çeken Erdoğan Çınar, Luvilerle Aleviler arasında bağlantı iddiasını ortaya atan kişi olarak biliniyor.

Yazdığı kitaplarda tahrifat yaptığı, tercümeleri değiştirdiği, olmayan alıntıları kaynak gösterdiği ve daha pek çok iddia bulunan Çınar, Luvi isminin ışık karşılığında kullanıldığını öne sürerek, zorlama ile Alevi ve Luvi kelimelerinin etimolojik kökenini birleştirmeye çalışmıştı.

Her ne kadar sözcüklerin kökenleri halkların ve inançların bağdaştırılması için yeterli bir kanıt olmasa da, Çınar’ın iddiaları, Aleviler ile Hz. Ali, dolayısıyla İslam arasındaki bağı koparmak isteyen çeşitli odaklar için kullanışlı olarak görüldü ve yayılması için çaba gösterildi.

Yayın yönetmenimiz Ali Rıza Özkan, bir süre önce, Dr. Eberhard Zangger’i konu hakkında bilgilendirmiş ve Luvilerle Aleviler arasında bir bağ olamayacağını açıklaması yönünde tavsiyede bulunmuştu.

LUVİ ARAŞTIRMALARI VAKFI MÜTEVELLİ HEYETİ’NİN AÇIKLAMASI

İşte, Luvi Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyeti’nin açıklaması:

Bazı sosyal medya paylaşımlarında, dini bir grup olan Alevilerin kadim Luvilerin akrabaları olabileceğine dair bir iddiaların ifade edildiği Luvi Araştırmaları Vakfı’nın dikkatini çekti.

Luvi Araştırmaları Vakfı'nın Alevilere büyük saygısı var. Ancak, Alevilerin Luvilerle herhangi bir ilişkileri olmaları mümkün değildir.

“Luwian” (Luviler) terimi, Orta ve Geç Tunç Çağı'nda Küçük Asya’nın batısında var olan şehir devletlerini ve küçük krallıkları ifade eder.

Bu bölgede çok ırklı ve çok dilli bir toplum olmakla birlikte, Hint-Avrupa kökenli bir dil olan Luvice, en büyük dil grubunu oluşturuyordu.

Luvi hiyeroglif yazısı M.Ö. 600’den sonraki zaman diliminde kullanımda değildi. Luvi dili Roma dönemine kadar varlığını sürdürse de artık kullanılmamaktadır.

Aleviliğin kökeni Türk kültürüne dayanmaktadır. Bu inanç, 13. ve 14. yüzyıllarda Orta Asya'dan (Horasan) Oğuz-Türkmen kabilelerinin Anadolu'ya gelmesinden sonra - yani Luvi dilinin ortadan kalkmasından bin yıldan daha fazla bir süre geçtikten sonra - yayıldı.

Arkeolojik araştırmalar, Luviler ile günümüz Türkiye'sine göç eden halklar arasında herhangi bir bağlantı olduğuna dair hiçbir kanıt sunmamaktadır. Luviler ile günümüzün dini toplulukları arasında da kesinlikle doğrudan bir bağlantı yoktur.

Luvi Araştırmaları Vakfı, Türkiye’nin batı bölgesinin çok az arkeolojik ilgi gören 2000 ile 1000 yılları arasındaki dönemini aydınlatmayı amaçlamaktadır.

Bu açıklama ile Mütevelli Heyeti, yanlış anlamaları ortadan kaldırmayı amaçlamıştır.

Luvi Araştırmaları Vakfı