CUMHURİYET’İN TEMELİNİN ATILDIĞI YER

Oy verip seçenlerden olsaydım, elim kırılaydı da oy vermeseydim, derdim. Ama başkaları için ne diyeyim? Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyük Millet Meclisi’ne başkanlık etmiş birisi, Türkiye Cumhuriyeti’ne, 1923’e darbe demiş. Dilerim yanlış anlaşılmıştır. İnanmak istemiyorum.

İki gün sonra Sivas Kongresi’nin 103. Yılını kutlayacağız. 7-8 gün yazılarımı ön-cesiyle, sonrasıyla, sonuçlarıyla Sivas Kongresine ayırdım. Bıkmayacağınızı umuyorum: Ulu Önderimiz Atatürk, 13 Kasım 1937 günü Sivas’ta “Burada bir milletin kurtu-luşunu hazırlayan kararlar verildi.” demişti. Aslında “Cumhuriyet” düşüncesi 1923’den önce, 4 Eylül 1919’da “Sivas Kongresi”nde filizlenmişti. Kongrede “mandacılar” ortalığı karıştırıyorken, buna üzülen Atatürk, akşam yemeğini yedikten sonra, yanında bulunan Mazhar Müfit Bey’e dönerek; “—Hatıra defterine, bugünkü tarihi at!.. Ve oraya şöyle yaz: Bu devletin idare şekli Cumhuriyet olacaktır!...”

Atatürk bunu söylediği zaman, kimsenin kafasında Cumhuriyet’in kurulma dü-şüncesi yoktu. O, daha Sivas’ta iken bu karara varmış bulunuyordu. Yüzyıllar süren cihan imparatorluğunun çeşitli nedenlerle yıkılmasının ardından,. Büyük Önderin yeni bir devletin temellerini, 103 yıl önce Sivas'ta atması bir rastlantı de-ğildi.

Sivas, gerek coğrafyası, gerek insanları açısından özel bir şehirdi. Sivaslılar, hiçbir Sivaslının yürekten onaylamayacağı bir üzücü olayı dışında, üzerlerine aldıkları misyonu gerektiği gibi yerine getirdiler. O günden bugüne kadar Cumhuriyet'e, Atatürk ilke ve devrimlerine olan bağlılıklarını gösterdiler.

Sivas Kongresi, Atatürk’ün dediği gibi, Türk Ulusu'nun, kurtuluşa giden aydınlık yolundaki bağımsızlık kararını dünyaya ilan ettiği ilk ulusal toplantıydı. Aynı zamanda, Anadolu üzerindeki kurtuluş hareketlerinin birlik ve beraberliğinin sağlandığı bir karar organıydı. Bir başka anlatımla, dıştan ve içten gelen bütün zorluklara karşın, Türk tarihin-de başlı başına bir dönüm noktasıydı 4 Eylül 1919'da başlayıp, 7 gün süren Sivas Kongresi'yle, 7 ay sonra 23 Nisan 1920'de açılacak olan TBMM'nin, bir anlamda provası yapılmıştı.

Türk Ulusu, Sivas'ta dayanışma içerisinde kendine yeniden güven duymayı öğrenmişti. Aynı amaç doğrultu-sunda birbirine sımsıkı sarılarak, başarabilme inancını tazelemişti. Mustafa Kemal'in "Ya İstiklal, Ya Ölüm" anlayışı kayıtsız şartsız benimsenmiş, millet iradesine dayalı bağımsız, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılmıştı.

Sivas Kongresi'yle dünyaya duyurulan kararlar, Türk Ulusu'nun haksızlığa, hu-kuksuzluğa ve işgale direniş destanının unutulamaz bir sayfasıydı. Sivas Kongresi kararlarıyla, Türk Ulusu'nun, kendisiyle ilgili kararları, ancak kendisinin verebileceğinin altı bir kez daha çizilmişti. Bu kararlarla, vatanın bölünmez bir bütün olduğu, milli iradenin hakim kılınacağı, manda ve himayenin kabul olunamayacağı ve bunların sağlanması için güçlerin birleştirileceği kaydedilmişti.

Sivas Kongresi'nin bize bıraktığı en büyük miras buydu. Bu mirası, demokrat bir yaklaşımla, insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir anla-yışla geliştirip, zenginleştirerek yaşamak ve yaşatmak görevimizdir. Sivas'tan dünyaya açılan pencere, ışık dolu, aydınlık dolu bir penceredir.

Sivas'tan, geriye gidilmez. Uygarlıklara beşiklik etmiş ve adı Cumhuriyet'le birlikte anılan, hoşgörünün, sevginin, saygının, insani değerlerin ve kültürlerin harmanlandığı, sazıyla sözün en güzelinin söylendiği Sivas, Türkiye gibi ileri gitmek zorundadır. Menzile ulaşacak gücü ve enerjiyi, ancak, birlik ve beraberlik içinde çok çalışarak çoğaltabilir. İnsanlarımızın, iyi ve mutlu yaşamak haklarıdır. Artık bir dünya devleti haline gelmesi gereken Türkiye ve Türk insanı, daha büyük başarılara imza atacak güç ve olgunluktadır.

Uluslar ve ülkeler, geleceği ve gerçeği gören Atatürk gibi önderleri ile var olur-lar, büyüyerek, yollarına devam edebilirler. Geleceği göremeyen tarih miyopları, nasıl milletimizi ve Mustafa Kemal'i yo-lundan döndüremedilerse, bugün de Türkiye'yi aydınlık yolundan döndüremeyeceklerdir. Türk halkı, 1918'den, 1922 yılına kadar var olma mücadelesi verdi. Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi, Sivas Kongresi, Cumhuriyet'e giden yolun yapı taşlarını oluşturmuştu.

Bunun için, bir hafta olarak kutlanması, gençlerimize Kongrenin önemini anlatma açısından yararlı olacaktır. Yarın Mondros Mütarekesini anımsatacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar