İsmail Aydoğmuş

İsmail Aydoğmuş

İKİNCİ MURMANA AĞITI: KAHPE FELEK ŞAŞIRTTI YOLUMU

  

Ağıtlar yaşayan edebi yapıtlardır.

Ağıtlar, ağıtçı ya da yakıcı dediğimiz söyleyici kişiler tarafından olay yerinde, cenaze evinde, mezar başında irticalen anında ya da daha sonra yazılıp söylenen edebi yapıtlardır.

Ağıtlar genelde acıklı olaylar üzerine kaleme alınır. Bu felaketler; sel baskını, boğulma, yangın, deprem, salgın ve çaresiz hastalıklar, ayrılık, kaybolma, çeşitli kazalar, kasti öldürmeler, eşkıyalık, hayvan elinden yaşanan ölümler, savaşlar ve beklenmedik olaylar … nedeniyle hayatını kaybeden kişilere yakılan, yazılan, söylenen edebi eserlerdir.

Anadolu başta olmak üzere büyük bir coğrafyada özellikle köy topluluklarında yaşatılan bu ağıt geleneği, ağıtçı dediğimiz kişiler canlandırırlar. Bazı yörelerde Ağıtçı olarak bilinen mesleği yapan bazı özel kişiler de cenaze olan evlere çağrılarak para karşılığı ağıt yapıp oradaki kişileri sesleri, sözleri ile etkileyip ağlatan kişiler de vardır.

Çoğunlukla âşıkların, ozanların, şairlerin, söz konusu ölmüş kişilere, olaylara söylediği mersiyeler, kasideler de bu sınıfa girer.

Genelde ağıtların uzun hava, maya türü hüzünlü ezgileri vardır. Ağıtı yürek burkan ezgileriyle dinleyenler de ezgilerde geçen sözlerden etkilenir, ağlayarak anlatılan olayı kişinin gösterdiği yaşam çabasını hatırlar. Ağıtı ve yapılan töreni uslarının bir köşesine silmeyecek kadar nakşederler.

Ağıt yaşayan bir edebi eserdir. Çünkü halkımız sevdiği kişileri onun ağıtlarını hatırlayıp söyleyerek, yineleyerek o kişi ve olayı yüreklerinde yaşatırlar.

Ağıtlar dilden dile, elden ele, telden tele kuşaklar boyu söylenip gider. İşte bu nedenle ağıtlar ölen kişiden sonra da yaşarlar. Yakıcıları, derlemecileri, notaya alanı, söyleyenleri bile toprak olur ama ağıtlar yaşarlar.
Ağıtlar yaşarken de onu yaşatan halkımız boş durmaz. Kendisi de o ağıda yüreğinden bir şeyler katar.
Bazen bu katma işi o kadar karışır ki başka başka olaylar üzerine söylenmiş ağıtlar, ya da o an söyleyenin uydurduğu sözcükler de harman olur.
Böyle olunca da biz derleyenleri içinden çıkılmaz bir duruma sokar.
Söz konusu ağıtlar çeşitli zamanlarda kitaplara alınıp, Müzik arşivlerine, TRT repertuvarına da eklenince ortada birkaç varyant, birkaç değişik sözlü bir ağıt kalır.

Bunlardan dolayı miras sahipleri eserin kendine ait olduğunu iddia ederler, haklıdırlar. Yazarlar ben şu tarihte kayda geçtim kitabımda var derler onlar da haklıdır. Çalıp söyleyenler ben müziğini yaptım ya da söyledim derler hepsi haklıdır.

Çünkü halk edebiyatında ağıt yakıcısı (Bazen isimli bazen isimsizdir) bir şeyi söyledikten sonra halkın malı olur. Halkta kendisine göre eklemeler yapar.

Genelde yasalarımız miras sahiplerine eser sahibinin ölümünden 70 yıl sonrasına kadar bu hakkı sağlamıştır. Ya yetmişinden sonra n’olacak. Şimdi Sebahattin Ali nin ölüm tarihinden 70 yıl geçti diye eserleri telifsiz mi basılacak?

Bir de şu pencereden bakalım yetmiş yıl içerisinde ölen bir kişinin hakkında kitap çıkaramıyorsun, mirasçısı benden habersiz bir iş yapamazsın, türküsünü okuyacaksan bana şu kadar vermen lazım diyerek, fahiş fiyatlar isteyip (Bazı böyle anlayışsızlar var. İyi düşünen mirasçılar bu konunun dışındadır.) kişi hakkında yapılan anmalara bile engel olan (siz buradan para mı kazanıyorsunuz diyen) bazı bilinçsiz kişiler maalesef bulunmaktadır.

Adam babasının dedesinin yazdığı el yazması defterin fotokopisini bile paylaşmıyor. Götürüp evin çatısına tavan arsına saklıyor. Yağmur, nem, haşerat, fare parçalıyor kaybolup gidiyor. Mülkiyetçilik bencilliğiyle edebi bir yapıt kaybolup gitmiş oluyor.

KAHPE FELEK ŞAŞIRTTI YOLUMU

İkinci Murmana Ağıtı

Divriği Murmana köyü yakınında da kağnısıyla tren yolu hemzenin geçidinde uyuduğu için yaşanan kazada ölen Çamoağa (Gürpınar) köylü Bayram Şahin’e Çamşıhı yöresi köylüleri bir ağıt yakar. “Kahpe felek şaşırttı yolumu” bu ağıt yaklaşık 80 yıldır Çamşıh ellerin de Divriği de ve yakın ilçelerde söylenir. Çalıp söylendikçe de birçok yüreği yakar, sızlatır.

Değerli okurlarım Divriği ağıtlarını derlerken yaptığım araştırmalarda bu kaza hakkında yazılmış iki ayrı ağıta rastladım. Hatta bu ağıtların değişik varyantlarına rastladım. Bunlardan biri de aşağıda nakledeceğim ağıttır.

Bu ağıtın Divriği Murmana da tren kazasında ölen Çamşıhı’lı Bayram Şahin için yakıldığını yöre halkından bile çok az kişi bilir. Çünkü Battal Karababa’nın yazdığı “Tiren geldi Murmana’ya dayandı” ağıtı daha çok kişi tarafından bilinmektedir.

Divriği Çamşıhı’nın Çamoağa (Gürpınar) köyünde Mıllagiller’den Bayram Şahin köyde rençperdik yapardı. Eşinine “Gidibi” derlerdi. Asıl adı Yeter Ana’ydı.

Bayram ve Yeter Şahin Ailesi’nin üç çocuğu olur.

Satı isimli kızları 15 yaşlarındayken hakka yürüdü.

Navruz isimli kızı, Mamağan köyünden İbrahim Çetin’le evli beş çocuk annesiydi. 31 Mayıs 2010 yılında o da hakka yürüdü.

Oğlu, Hacı Hüseyin Şahin ise öğretmen emeklisi, Alanya da oturuyor. Derleme için Hacı Hüseyin beyin değerli eşi Yeter Şahin’le görüştüm. Hacı Hüseyin ve Yeter Şahin Ailesinin de dört çocuğu var.

Ne yazık ki aradığımda Hacı Hüseyin Şahin Alanya Başkent Hastanesi’nde yoğun bakımdaydı. (Allah şifa versin)

Önceki yazımda belirttiğim Battal Karababa’nın yakıcısı olduğu “Tren Geldi Murmana'ya Dayandı” “YANARIM” eseri bakınız ne kadar değişikliğe uğramış.

http://turku.sitesi.web.tr/divrigi/tren-geldi-mormanaya-dayandi.html sitesinde

Divriği Türküleri - Tren Geldi Mormana'ya Dayandı

Tren geldi Mormana'ya dayandı

Celeplerim al kanlara boyandı

Tren beni kesti bekçi uyandı

Bir felek vurdu da bir de sen vurdun

 

Hemi malım gitti hemi de canım

Bekçi yok mu senin dinin imanın

Çeksen gırmızıyı göstersen ganım

Bir felek vurdu da bir de sen vurdun

 

Tamey gümenlidir (goyunludur) oğlan olacak

Oğlan olup da ne hayrını görecek

Bir dul garı ne dayayı görecek

Bir felek vurdu da bir de sen vurdun

 

Kaynak Kişi: Haydar Doğan Olarak gösterilmiştir.

http://www.ezgidiyari.com/index.php?searchtext=&searchtype=&letter=T&adi=Tren%20Geldi%20Mormana%27ya%20Dayand%C4%B1&id=10600&start=13&total=286


Yine aynı ağıta https://edebiyatvesanatakademisi.com/siirler/detay/tren-geldi-mormana-ya-dayandi/23308 sayfasında sözler yukarıdaki gibi kaydedilmiş, altına da şu not düşülmüştür
 

Sivas Divriği/Kuluncak Köyü'ne aittir.

Tiren Geldi Mormana'ya Dayandı

TRT Repertuar No: 02972

Kaynak Kişi: Haydar Doğan
Derleyen: 05.01.1986 tarihinde Mustafa Özgül

Notaya Alan: Mustafa Özgül

Mormana, köy adı;

Tamey, kadın adı;

Goyunlu, gümenli, hamile anlamlarındadır.

Kazanın olduğu köy adı Mormana olarak geçmektedir. Murmana Köyü adı doğrusudur.

Eser Divriği Kuluncak Köyüne ait değildir. Bu derlemeyi yapan, ya da Kaynak kişi, Kuluncak Köylü olabilir,

Bu eser Çamşıhı Gürpınar (Çamoağa ) köyünden Bayram Şahin’e yazılmış bir eserdir. Olay Murmana da geçtiği için “Murmana Ağıtı” daha doğru bir tanımlamadır.

İki site de geçen eserin son (üçüncü) dörtlüğü bir başka Çamşıhı ağıtına aittir.

Çamşıhı Başören de baltayla öldürülen Hüseyin Metin’e yazılan Tamey mahlaslı ağıtıyla da karışmıştır.


“Tamey gümenlidir (goyunludur) oğlan olacak

Oğlan olup da ne hayrını görecek

Bir dul garı ne dayayı görecek

Bir felek vurdu da bir de sen vurdun”


Bu eser aynı şekilde TREN TÜRKÜLERİ başlığında da aynı sözler kullanılarak Salih Turan tarafından da okunmuştur.

https://www.google.com/search?q=tren+geldi+mormanaya+dayandi&oq=Tren+geldi&aqs=chrome.3.69i59j69i57j69i59j35i39j46j69i60l2j69i61.10603j0j7&sourceid=chrome&ie=UTF-8

https://open.spotify.com/album/4uHHUoZFIHkorUFAnEzWLh?highlight=spotify:track:5cmGbF6UaHe6urTeQ5DHkF

Şimdi Battal Karababa’nın yazdığı YANARIM adlı Murmana Ağıtı’nı okuyalım.

YANARIM

Üç gün evvel tiren girdi düşüme

Düşümü söyledim kendi eşime

Ahırında bu iş geldi başıma

Hanem harap oldu ona yanarım

 

Tiren geldi Murmana’ya dayandı

Kemiklerim alkanlara boyandı

Tiren düdük çaldı bekçi uyandı

Hanem harap oldu ona yanarım

 

Hemi malım gitti hemi de canım

Bekçi yok mu senin dinin imanın

Çeksen kırmızıyı göstersen kanım

Hanem harap oldu ona yanarım

 

Karababa der ki derdim derindir

Rızkımızı veren Mevlâ kerimdir

Az yaşa çok yaşa sonu ölümdür

Hanem harap oldu ona yanarım

Battal Karababa

Yaptığım araştırmalarda siyah renkle gösterilen iki kıtası yukarıdaki ağıtla benzer yakınlıktadır
İki kıtanın da ilk üç mısrası aynı, son dördüncü mısraları Battal Karababa’nın eserinden farklıdır.

Yani Battal Karababa da
“Hanem harap oldu ona yanarım” Nakarat Mısralarının yerini

Bir felek vurdu da bir de sen vurdun” Nakarat mısrası almıştır.

Değerli Mustafa Özgül bu derlemeyi 05.01.1986 tarihinde yapmıştır.

Murmana’daki tren kazasında ölen Bayram Şahin’in Doğumu:1313 Ölümü: 23 Temmuz 1946 dır.

Yani olay 1946 da olmuştur.

Yukarıdaki eseri yazıp söyleyen Battal Karababa Şahin Köyü’nde 1893 te doğmuştur. 1954’te Şahin köyünde vefat etmiştir.

Olayla ilgili Battal Karababa hakkındaki eserini Cumhuriyet Üniversitesinin değerli öğretim görevlisi Dr. Doğan Kaya ÇAMŞIK OZANLARI Çamşık Hüseyin Abdal Yayınları 2012 Sivas Sayfa 164 – 168 Sivas’ta 2012 yılında yayınlamıştır.

Şimdi bir başka kayıttan bahsedeceğim

Ezgi Adı: Kahpe Felek Şaşırttırdı Yolumu

Yöresi: Sivas/Divriği
Kaynak Kişi: Nuri Üstünses
Derleyen: Muzaffer Sarısözen
Notaya Alan: Muzaffer Sarısözen
TRT REPno:1172

Kayıt tarihine ulaşamadım. Ama derlemecinin ve kaynak kişinin ölüm tarihlerine bakınız

Nuri Üstünses D:1909 Divriği – Ölüm: 18 Nisan 1978 İstanbul

Muzaffer Sarısözen 1899 Sivas - ö. 4 Ocak 1963, Ankara

Şimdi de BU YAZIMIZA KONU OLAN DERLEMEYİ “2. MURMANA AĞITI”nı okuyalım

KAHPE FELEK ŞAŞIRTTIRDI YOLUMU

Kahpe felek şaşırttırdı yolumu

Tren kesti ayağımı elimi

Kimseler görmedi böyle zulumu

Parça parça oldu ona yanarım

Hanem haraboldu buna yanarım

 

Üç gün evvel tren girdi düşüme

Düşümü söyledim kendi eşime

En sonunda bu iş geldi başıma

Parça parça oldu ona yanarım

Hanem haraboldu buna yanarım

 

Komşularım yavrum size emanet

Süremez çiftimi küçüktür gayet

Bir can için kime edeyim minnet (vay zalım)

 

Parça parça oldu ona yanarım

Hanem haraboldu buna yanarım

 

Yukarıdaki eserde de dikkat ettiyseniz siyah yazıyla gösterdiğim dörtlüğün sözleri iki ayrı eserde de AYNIDIR.
 

Üç gün evvel tren girdi düşüme

Düşümü söyledim kendi eşime

En sonunda bu iş geldi başıma

 

Parça parça oldu ona yanarım

Hanem haraboldu buna yanarım”
 

Hanem haraboldu buna yanarım” Nakaratları Battal Karababa eserinin nakaratlarıdır.



Konuyu ceman toparlayacak olursak ağıtları yakıcıları yakar, yazıp çizen, notaya alanlar bu eserleri çeşitli zamanlarda kayıt altına alır.

Alındığı zaman bazı karışıklıklar olabilir. Ama yine de ağıtlar canlı organizma gibi her okuyanın dilinde bir başka ek alarak, bir başka güzellikte söylenip yaşar.

Gelin Çamşıhı yöresi halk ozanlarından HÜSEYİN KARAKOÇ’un ağzından dile getirilen bu ağıtı dinleyelim ve son kıtayı dikkatli dinleyelim.

https://www.facebook.com/www.huseyinkarakoc.com.tr/videos/10215630444748203

https://www.youtube.com/watch?v=ig8i-7p59GA

Bu da yaptığımız araştırmalarda 1. Murmana ağıtının HALK İÇİNDE SÖYLENEN SÖZLERİ de şöyledir. Yorum sizin…

TİREN GELDİ MURMANA'YA DAYANDI

Tiren geldi Murmana'ya dayandı

Celeplerim al kanlara boyandı

Tren beni kesti bekçi uyandı

Bir felek vurdu da bir de sen vurdun

 

Tiren geldi bir top gibi patladı

Bekçi geldi kemikleri topladı

Ceketinin arasına katladı

Belki ölmez idim anam ona yanarım

 

Komşularım Hüseyin’im amanet

Süremez çiftini küçüktür gayet

Bir can için etmem feleğe minnet

Yavrularım küçük ona yanarım

 

Hemi malım gitti de hemi de canım

Bekçi yok mu senin dinin imanın

Çeksen gırmızıyı göstersen ganım

Bir felek vurdu da bir de sen vurdun

Önceki ve Sonraki Yazılar