Sivas Divriği’mizde yaşanmış olaylar sonrası kaybedilen güzel insanların ardından yazılan ağıtları derlemeye devam ediyoruz.

Yağbasanlı Ali Cevat Karayalçın, 1947 Divriği Yağbasan Köyü doğumlu, eşi ve dört çocuğuyla İstanbul Alibeyköy Güzeltepe mevkiinde bakkallık yapmış, Garip Musa Sultan ocağı soyundan çevresinde sevilen bir kişidir.

Çocuklar büyüyüp elleri ekmek tutmaya başlayınca çok sevdiği memleketine, Yağbasan köyüne geri döner. Babadan kalma eski evlerini tamir ettirip eşi Hatice hanımla köyde yaşamaya devam eder. Büyük şehir onu hasta etmiş astıma da yakalanmıştır.

2005 yılının Temmuz ayında Köyde beklenmedik bir hal gelir başına.. Arının biri dönüp, dolanıp, gelir Ali Cevat Karayalçın’ı ağzından vurur. Kasaba doktor kilometrelerce uzaktadır. Feryat figan derken yakınları ve köylüleri tarafından Divriği’ye götürürken Hakka yürür.

(Allah rahmet eylesin. Ruhu şad olsun. Karayalçın Ailesi’nin ve sevenlerinin başı Sağ olsun.)

Onun her zaman yanında olan Ali Cevat Karayalçın gibi İstanbul’dan köye göçmüş arkadaşı Şair Musa Erdoğdu da bu olayların canlı şahididir. O da tüm köylüler gibi bu olaydan bir hayli etkilenir. Arkadaşının anısına aşağıdaki ağıtı kaleme alır.

Bu ağıta “Aşk-ı Yağbasan” adlı imtiyaz sahibi Ali Erdoğdu’nun 2013 yılında çıkardığı dört şairin ve Yağbasan Köyü’nün tanıtıldığı kitabın 66. sayfasında rastladım.

Ali Cevat Karayalçın’ın Anısına

Bahaneler bini buldu nazlı yar
Arı bile öldürüyormuş adamı
Kırmızı gül olsan da yine solarsın
Seher yeli solduruyormuş adamı
 

Gurbet elde çektiklerim az mıydı
Geldi geçti bahar mıydı yaz mıydı.
Beni yakan ateş miydi köz müydü
Zaten ikisi de öldürüyormuş adamı
 

Ardıç Tepe de yatar genci yaşlısı
Çürümüş toprak olmuş sırma saçlısı
Böyle mi döner bu düzenin dişlisi
Nasıl olsa çürüdüyormuş adamı
 

Ali Cevat emsallerin yaşıyor
Koru komşu cenazeni taşıyor
Gücü yetmez bu MUSAmı aşıyor
Adam nasıl olsa öldürüyormuş adamı

Musa Erdoğdu

Bu ağıt Yağbasan Köyünden Şair Musa Erdoğdu’ya aittir.

1954 doğumlu Musa Erdoğdu; Mehmet Ali ile Zeynep Erdoğdu çiftinin yedi çocuğunun üçüncüsüdür. İstanbul’da gurbeti yaşamış, kaçırdığı eşi Türkmen hanımdan dört evlat sahibi olmuş, çeşitli kurumlarda çalışıp emekliliğinde köyüne dönmüş bir şairdır. Köylerinde arkadaşı Hüseyin Erik’in tavsiyesiyle şiire başlamış, şiirlerinden bazıları - Kitapta anlattığına göre Abdullah Papur ve 2020 de kaybettiğimiz Garip Ünlü tarafında okunmasına rağmen adından bahsetmemişlerdir-. Şair Musa Erdoğdu’nun 20 şiirinin yayınlandığı kitapta Kışın İstanbul da, Yazın da çok sevdikleri Yağlasan köyünde yaşadığını anlatmaktadır.

Derleyen: İsmail Aydoğmuş