EGE VE AKDENİZ'DEKİ YALNIZLIK PALAVRASI

EGE VE AKDENİZ'DEKİ YALNIZLIK PALAVRASI

Dün gece E.Tümamiral Cem Gürdeniz Ege Sorunu ve Doğu Akdeniz Meselelerine dair Kübra Par'ın sorularına cevap verdi.

Yoğun ilgi gördüğünü düşündüğüm program oldukça da verimli geçti.

Sayın Gürdeniz,  "Doğu Akdeniz'de safları belirlerken, ABD, Almanya ve Fransa'nın Yunanistan'a açık destek verdiğini ifade ederken...

 İtalya ve İspanya'nın (Malta dahil), Türkiye'nin tezlerine yakın durduğundan bahsetti"...

Lakin kısıtlı zamandan dolayı "niye, böyle bir pozisyonu alıyorlar?" bahsetme gereği duymadı.

İtalya'nın bizden  yana tavır koyması...

1912 Trablusgarp Savaşı'nda, Derne ve Bingazi Direnişleri sebebiyle kesin zafer elde edememesi nedeniyle...

Ege'de boşta kalan Rodos ve çevresinde Oniki Adalar'ı işgal etmesi...

Araya Birinci Savaş da girince, antlaşmaya mutabık kalmayıp savaştan sonra adalara çökmesi sebebiyledir.

Ardından İkinci Savaş'ta mağlup olunca...

Galiplerin Paris Antlaşması ile 12 Adaları Yunan'a vermesi İtalyanları Yunan'a düşman etmiştir.

İtalyanlar bölgenin eski sahibidir.

"Venedik Roma'nın varisi... Bugünkü İtalya da Venedik'in devamıdır.

Bodrum, Rodos gibi kentler St.Jean Şövalyeleri'nin elindeydi. Bunlar İtalyanların ileri karakollarıydı.

Dolayısı ile biz buraları Yunan'dan değil, şövalyelerden aldık.

Nasıl olsa Osmanlı'nın karşı koyacak bir donanması olmadığından...

İtalyanlar Anadolu'yu da işgal için köprübaşı olarak gördükleri Meis'i de hiç bir direniş ile karşılaşmadan işgal etti.

Meis'in İtalyanca'daki adı Castellorisso...

Adadaki kızıl kayalardan dolayı bu adı veriyorlar.

Bizdeki adı ise Kızılhisar.

İtalyanlar işgal altında tuttukları adalarda kalıcı olmayı planladıklarından adaları...

Özellikle Rodos'u mimari açıdan adeta ihya ettiler.

Lakin adada çoğunluğu oluşturan Yunanlılar Kıbrıs'da Enosis'i gerçekleştirmek için nasıl İngiliz'e kıyama kalktılarsa...  
"Megola İdea" için İtalyanlara öyle baş kaldırdılar.  İtalyanlar zaman zaman gerçekleşen bu isyanlara İkinci Savaş'a kadar fırsat tanımasalar da...

İkinci Savaş'ta mağlup olmamak için birlik kaydırmak zorunda kaldıklarından adaları terketmek zorunda kaldılar.

Arkalarında ise...

Misal, "Gri zon"diye tanımlanan, egemenliği belirsiz adalardan biri olan, şimdilerde Yunan'ın nüfus ve imar inşa edip işgal etmeye çalıştığı Bulamaç Adası'nda gençliğinde esir edilen Sezar'ın hikayeleri gibi anılar bıraktılar.

Diğer yandan...

Mağlup İtalya, hâlâ 1947 Paris Antlaşması'nın ceremesini çekmektedir.

Her bulduğu fırsatta maksimalist politikalar uygulayan Yunanistan'ın Batı yönünde karasularını 12 mile çıkarmasından ve MEB ilanlarından rahatsızlık duymaları gerekir.

Lakin Yunanistan ile sınır komşusu Arnavutluk gibi o da sesini çıkarmamıştır.

Peki, İspanya ne tarafta duruyor?

İspanya tarafsız bir duruş sergiliyor. Elinden gelse Türkiye'den yana tavır koyar; fakat AB'nin yayılma politikası elini kolunu bağlıyor.

Neden Yunanistan'a destek vermediğine gelirsek...

Birinci sebep, Fransa'nın Doğu Akdeniz'de rol çalmaya çalışması...

İspanyolların hafızalarında Fransa'nın Bask Meselesi'nde yediği herzeler hâlâ tazedir.

Basklar sadece Kuzey İspanya sınırında değil, dağlık İspanya sınırına yakın Fransa'da da yaşamakta...

Fransa bu münasebetle bağımsız bir Bask devleti kurmaya çalışan Batasuna Partisi üstünden...

Terör örgütü ETA'ya destek vererek  İspanya'yı bölmeye çalışmıştır.

İspanya kısasa kısas hesabı bunu ancak Paris'in göbeğinde bombalar patlatarak durdurabilmiştir.

Velhasılı; İspanya, Fransa'nın daha fazla güçlenmesini kendi egemenliğine tehdit görmektedir.

İspanya'nın çekimserliğinin ikinci unsuru ise "Navteks" meselesidir.

Akdeniz'in Navteks Koordinatörü İspanya'dır.

Son dönemde Türkiye ile  Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de ilan ettiği Navteks'ler İspanya'yı yormakta...

Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de karasuyu olmamasından dolayı egemenlik hakkını Güney Kıbrıs üstünden tahsis etmeye çalışarak...

Meşruiyetini Güney Kıbrıs'daki Navteks İstasyonu üstünden sağlamaya çalışmaktadır.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'e dair Antalya'da bir istasyonu mevcut iken, Yunanistan bir kara ülkesi olduğı halde...

Her adaya ayrı karasuyu ve MEB(Münhasır Ekonomik Bölge) üretmeye çalışmakta...

Güney Kıbrıs'ın hamiliğine soyunup Navtekslerini onun üstünden meşrulaştırmaya çalışmaktadır.

Yunanistan'ın bu hukuksuzluğu İspanya'ya götürüldüğünde, bunu ancak sükunet ile karşılamış...

Türkiye ile Yunanistan arasındaki meselelerde tarafsız kalmayı yeğlemiştir.

Konu çok uzun.. 

O kadar çok husus var ki, şimdilik meseleyi tarihi hafıza üstünden açıklamaya çalıştık...

Konunun askeri, hukuki, siyasi, iktisadi, geostratejik..
Libya, Mısır, İsrail, Suriye, Lübnan, hatta Filistin gibi...

Bir çok ilgilisi olup...

Her biri ayrı bir makale konusudur.

Konu ile yakinen ilgiliyim. 

Gelişmeler oldukça konuya tekrar dönmeye ömrümüz vefa eder inşaallah...

Önceki ve Sonraki Yazılar