Gülay Sormageç

Gülay Sormageç

TEVHİT

“O; kendisinden başka Tanrı olmayan Allah’tır…” (Haşr:59/22-23)

Tevhid; Allah’ı bir olarak bilmek ve inanmak. Tevhidin açılımı İhlas Suresidir.

Kâinatı yaratan, idare eden, kendisine ibadet edilen tek ve en yüce varlık Allah!

Allah’a iman, iman esaslarının birincisi ve temelidir. Bütün ilahi dinlerde Allah’ın varlığı ve birliği (tevhid) en önemli inanç esası olmuştur. Çünkü bütün inanç esasları Allah’a imana ve O’nun birliği esasına dayanmaktadır. Allah’a iman; Allah’ın var ve bir olduğuna, bütün üstünlük sıfatlarıyla nitelenmiş, noksan sıfatlardan uzak ve yüce olduğuna inanmaktır. Bir başka ifadeyle Allah hakkında vacip (zorunlu, gerekli), caiz ve imkânsız sıfatları bilip öylece kabul etmektir. İslam akidesine göre Allah birdir ve tektir. Bu bir oluş, sayı yönüyle bir “bir” lik değildir. Çünkü sayı bölünebilir ve katlanabilir. Allah böyle olmaktan yücedir. O’nun bir oluşu zatında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde, rab oluşunda ve hâkimiyetinde eşi ve benzeri olmayışı yönündendir.

İhlas suresi tevhid’in açılımı demiştik: “De ki: "O, Allah'tır, bir tektir. Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır, o, hiçbir şeye muhtaç değildir.) Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir). Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir." 

Allah’ın bir olduğu, hiçbir şeye muhtaç olmadığı, doğurmadığı ve doğurulmadığı, O’nun hiçbir denginin bulunmadığı net ne çok güzel ifade edilmektedir.

( İhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak demektir. Allah’a bu sûrede anlatıldığı şekilde inanan, tevhit inancını tam anlamıyla benimsemiş ihlâslı bir mü’min olacağı için sûre bu adla anılmaktadır.)
Kur’ân-ı Kerîm’in bir din kitabı olduğu ve onun âyetlerinin Allah’ı doğru tanıtmayı ve O’na karşı kulluk görevlerini bildirmeyi hedeflediği dikkate alınınca İhlâs sûresinin bütün sûrelerle ilişkisinin bulunduğu görülür. Meselâ Fâtiha sûresindeki, “Biz ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz” meâlindeki âyetle Allah’ın samed ismi arasında böyle bir ilişkinin varlığı dikkat çekmektedir. İhlâs’tan sonra gelen Felak ve Nâs sûrelerinde ise insanlar, “samediyyet” diye ifade edilen Allah’ın büyük lütufkârlığından ve koruyuculuğundan istifade etmeye çağrılmaktadır.

Kâfirun suresi: “De ki: "Ey Kâfirler! Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk etmem. Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz. Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim. Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.”

Kâfirûn sûresinin nüzûl sebebi hakkındaki rivayetlere göre Kureyş’in önde gelenlerinden bir grup Hz. Peygamber’e gelerek şöyle söylemişlerdir: “Ey Muhammed! Bir yıl biz senin ilâhına tapalım, bir yıl da sen bizim ilâhımıza tap; böylece anlaşmış oluruz. Eğer senin bildirdiklerin bizim inandığımızdan daha doğru ise ondan biz de istifade etmiş oluruz; bizim taptığımız senin taptığından hayırlı ise bu takdirde sen ondan faydalanmış olursun”. Fakat Resûlullah, “Kendisine şirk koşmaktan Allah’a sığınırım” diyerek bu teklifi reddetmiş, bunun üzerine sûre nâzil olmuştur (Vâhidî, s. 343-344).

Sûrenin muhtevası dikkate alındığında, özellikle İslâm inanç sisteminin temelini oluşturan tevhid ilkesi üzerinde durularak yalnızca Allah’a ibadet edilmesi ve O’na ortak koşulmamasının vurgulandığı görülür. Ayrıca Hz. Peygamber’in dilinden onun ibadetinde şirk unsurunun bulunmadığına dikkat çekilmektedir. Sûrede aynı zamanda din ve ibadet özgürlüğü çerçevesinde hiç kimsenin bir başkasının ibadetini engelleme hakkının bulunmadığına işaret edilmektedir. Sûrenin sonunda yer alan, “Benim dinim bana, sizin dininiz size” ifadesi müşriklerin tavırlarından kesinlikle uzak durmayı vurgular. Nitekim bu hususun daha sonra nâzil olan bazı Mekkî sûrelerde de tekrarlandığı görülür (meselâ bk. Yûnus 10/41, 104).

Kâfirun ve İhlas sureleri Mekke’de nazil olan surelerdendir. Mekke’de nazil olan Kur’an ayetlerinin birçoğu doğrudan tevhidi telkin etmekte, bir kısmı da şirki reddetmektedir.

Tevhid: Allah’ı tek ilah, Rab ve otorite olarak tanımak, birliğini ikrar etmek, her çeşit ortaktan uzak olduğuna inanmakla gerçekleşen, İslam dininin en önemli özelliğidir.

Tevhit Allah adıdır;

Ağızların tadıdır,

Gönüller muradıdır,

La ilahe illallah!

Kaynakça: TDV İslam ilmihali ve Kur’an meali

Önceki ve Sonraki Yazılar