YİRMİ BİRİNCİ YÜZYILIN SİYASİ SIFATLAR SÖZLÜĞÜ

(Dilerim ki bu yazımı çok kişi okur, öküzün altında buzağı aramadan düşünür, arzu ederse paylaşır.)

Onlar ki, yüzyıllar da geçse, “Naçiz vücutları toprak olsa” da ağızlarından çıkan sözleri, düşünceleri, duyguları “ilelebet payidar” kalır. Rehber olur, aydınlatır, yol gösterir. Onların her sözü vecizedir. Çocuklarımıza en büyük mirastır.

Niceleri vardır ki, onlar, kraldır, vezirdir, efendidir, ağadır, beydir, paşadır, siz yaygın kullanılan bir başka unvan da ekleyebilirsiniz. Kimse ne sözlerini ne şatafatlarını ne de adlarını hatırlamaz. Bir ümmi şairin dizeleri, erksizin sözleri dillere pelesenk olurken, muktedirlerinin karşısına el pençe divan olanlar bile gün gelir muktedirlerin adlarını anmayı utanç sayar.

Bilirsiniz ki dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araçtır; dil kendi kuralları içerisinde yaşar, gelişir. Bir milletin “insanlarını” birleştirir, onların ortak malı, sosyal ve canlı olgusudur.

Dili var eden en önemli organlarından biri sıfatlardır. Sıfat aynı zamanda ön ad olarak da bilinir. Varlıkları tanıtma ve tanımlama da rol oynar.

Kimi sıfatlar niteler, kimi sıfat belirtir. Belirtenlerin, belgisiz olanları vardır, işaretçileri vardır. Asıl, sıralı, kesirli, üleştirici türlü sayıları gösterenleri vardır.

Sözleri, yaşadıkları zamana ve zamanlar sonrasına vecize olarak kalan kişilerin ağızlarından çıkan her cümle ölçülmüş, biçilmiş, tartılmış, ad, sıfat, zamir, edat, fiil türü kelimelerin oluşturduğu cümlelerdir. Ne fazlası vardır ne noksanı. Ki, gelecek kuşaklar, dillerinin inceliğini, nüktesini, hicvini, anlamın gücünü, algısını, söyleyenin zekasını, zevkini, adabı muaşeret bilgisini, erdemini anlar, örnek alır, onlar örnek gösterilir.

Elimde imkânım olsa, ya bir üniversitenin sosyal bilimler veya dil hocası olsam, ya da o bölümlerde akademik kariyerin başında öğrenci olsaydım, ya çok sevdiğim ve yetenek gördüğüm bir öğrencime tez konusu verirdim, ya kendim tez yapmak için hocalarıma önerirdim:

“Milenyumun Yirmi Birinci Yüzyılında Türk Siyasi Sıfatları Sözlüğü”

Bırakın büyükleri, yarının büyüğü olacak çocuklarımız bu sözlüğü okusunlar ve duygularını, düşüncelerini, hayallerini bu sıfatlardan kurusunlar. Kendilerine örnek olması beklenilenlerin düzeylerini görsünler.

Son zamanlarda yayınlanmış gelişi güzel iki üç gazete haberini gözden geçirdim. Siyasilerimizin günümüz ve yarınlarımızın çocuklarına miras olarak bıraktıkları, birbirlerine yakıştırdıkları sıfatları sıraladım. “Milenyumun Yirmi Birinci Yüzyılında Türk Siyasi Sıfatları Sözlüğü” çalışmasına ilk harç benden olsun istedim. Elbette sizler de iki üç gün haberleri dinleyerek, yeni sıfatları ekleyebilir, ya da son iki üç aylık bir tarama yaparak eklerde bulunabilirsiniz. Siyasilerimize kerameti kendilerinden menkul, televizyonların kadrolu yorumcularını da dahil etmek mümkün.

Sevgili dostlarım bu tür konulara girerken korkmadığımı söyleyemem.

Ahkam kesmek,

Ahlaki çarpıklık

Ahlak yoksunu,

Ahmak,

Akıl fukarası

Alçaksın, şerefsizsin,

Ananı da,

Atışma havarisi

Ayarsız,

Azgın ..!

Babanın çiftliği.

Besleme,

Bozgunculuk tohumu

Buğuz

Bühtan etme

Cahil,

Çapulcu,

Cibilliyetsiz,

Çiğ ve ucube savrulma

Contası yanmış,

Çöp

Dengesiz

Densiz,

Dili çatallaşmış,

Faşist,

Fitne

Fitne ve fesat

Fitne fücurla beslenen,

Gafil,

Geri zekalı

Gözü körleşmiş,

Güruh,

Habis ve hastalıklı

Habis ur,

Haset

Hainler,

Hamaset ve hamakat çukuru,

Hırsız,

Hıyanet,

Hezeyan,

Hoşgörüsüz,

İcazetli kurmay,

İblis,

İfritin çaşıtları,

İftira,

İhanet,

İhanetin çakalları,

İllet,

İlletin başat aktörü,

İnsafsız,

İsrail dölü,

İzansız,

Kâbus,

Kalleşçe,

Kalbi kuru,

Kan emici,

Kayışı kopmuş,

Kaos tellalı,

Kaos çığırtkanı,

Karanlık yüz

Kepazelik,

Kıçı topuğunda,

Kifayetsiz,

Kimsin sen ya!,

Kindar,

Kirli,

Kucağına oturma,

Kucağına oturduğun,

Kumpasçı,

Laf cambazı,

Mankurt,

Mayası bozuk,

Melanet

Meşrebi bozuk,

Mezellet,

Motoru su kaynatmış,

Muhteris,

Müfteri,

Necaset,

Nefret,

Mabadı açıkta duruyor,

Mafya bozuntusu,

Melanete,

Mezellet,

Menfur,

Müfterilik,

Musibet,

Nedamet

Nefret,

Nesebi gayri sahih,

Ölçüsüz,

Paralel hazine,

Pervasız,

Peşkeş,

Pislik

Pontus

Rezillik,

Rezil.

Ruhu kararmış,

Rüşvet ve yolsuzluk çamuru,

Satılmış,

Saray beslemeleri,

Sen kim oluyorsun?

Seviyesizlik,

Seviyesiz,

Siyaset ayıbı,

Siyasi ahlak sorunu,

Soyka

Şeref ve mertliğin işportası,

Şerefsiz,

Şer ittifakı,

Tahammülsüz,

Terörist

Tezek,

Tefrika tohumu,

Totaliter baskıcı,

Tuzak,

Türemiş,

Vatan haini

Vesayetçi,

Yalan, dolan,

Yalancı,

Yolsuzluk,

Yolsuz,

Zahirde,

Zırvalayan,

Zillet,

Zillet ittifakı,

Zillet,

Zürriyetsiz

Önceki ve Sonraki Yazılar