Akın Ok
GÜL FIRAT ÇOCUKLUĞU
Gözleri gördü yalnızlığı!
Günleri saya saya büyüdü!
Geçit vermeyen zaman kapısı vardı!
Gerçeklerin insan sütü kadardı!
Geleceğin hayallerini kuruyordu içinde!
Gayrı dayanacaktı insanlığın gurbeti olmaz mı?
Gardaşlık aranmaz mı?
Gemileri yapmış aileler yok mu?
Gar kapısında duran umutlar solmaz mı?
Gövdesi yaralı zaman gibi
Geçti yılların acımasızlığı izler bırakırken
Güzellikler yaratısına gelen haber var ki
Gayya kuyusundan gelen çığlığın devrimine çare oluyor.
Gazeteler yazacak bir haber arasa
Gazellere sözler dizilse
Gamzedeyim deva bulmam demek yok artık!
Gözlerinin pasını silen şah sultanların inadında
Güneşini biriktiren çocukluk ateşinin dünya kuran emek elleri
Garibanlar sofrasını çiğneyen karanlıklara çare dokuyan yasaların kahramanı
Gümbür gümbür yağmur yağdırmaz mı?
Gayrı dayanamam ben bu acıya demez mi?
Gizlenen hukuk insanlığına divan kurmaz mı?
Gönlü zengin dünyanın ömrünü çalanlara insanlık öğretmez mi?
Gül kokusuna sığmayacak yaralar kanıyorsa onun cevaplarını verecek yıldızlar doğurur!
Geldi geçti diye inkarı olan suç insanlığının haritası değişir.
Girdabına sığınanların ellerinden alınan gelecek sokağında büyürken
Gezginler ruhu kadar özgür bir dünya saatinin ömür zili başlıyorsa
Gece gündüz hayat yaratanların
Görkeminde başlayan kitaplarını roman yapanlar olur ki
Gülenlerin mutluluk devranından gelen uçurtmanın
Güz köprüsünü kuranların yıktığı gurbetleri görmek ne büyük mutluluk değil mi?
Gül Fırat, Dicle'nin dudağında sevda türküsü çığırırdı dünya insanlığı sevinç umudunda
Gözleri cesur yaşam everest'i!
Günleri yeryüzü aşkının deryası!
Gelene ağam gidene paşam demeyen hukuk tarihini geçiktirmeden yazarak,yaşatarak!