TARAFLARIN BAKIŞIYLA LOZAN

Lozan Antlaşması sık sık tartışma konusu yapılıyor. Bir kesim insanların Sevr’le karşılaşma yaptığını, bir kesimin de anlaşılmış bir tarafı bulunmayan ve bir temenniden ibaret bulunan Misak-ı Milli ile kıyaslama yaptığını görüyoruz. Kimileri de Lozan’ı, mimarına siyasi öç malzemesi yaptığını saptıyoruz. Bir kısmı var ki 12 Adalar’ı Lozan’da verdik, diyor ama hangi Lozan’da olduğunu domuzuna söylemiyor.

15 Ekim 1912’de imzaladığımız ilk Lozan tarihlerimizde “Uşi Anlaşması” diye geçer ise de resmî adı “Lozan Anlaşması”dır, hattâ 1930’lu senelere kadar “Birinci Lozan” denmiştir. Üstelik bu ilk “Lozan”ın aslı, Osmanlı Arşivleri’nin “Muahedeler” tasnifindeki 418 ve 419 numaralı dosyalarda muhafaza edilmektedir.

İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Lozan Barış Antlaşması’nın yürürlüğe girişinin doksanıncı yıldönümünde “Taraflarının Bakışıyla Lozan” adlı bir sempozyum düzenlenmişti. Sempozyum, 9-10 Mayıs 2014 tarihinde İstanbul’da yapılmıştı.

Lozan Barış Antlaşması’na taraf ülkeler arasında tartışma konusu olan ve sonradan tadil edilen belli başlı meselelerin ele alındığı sempozyum “Boğazlar”, “Batı Trakya”, “Hatay-Musul”, “Ekonomi/Hukuk” ve “Komşularda Lozan Algısı” konu başlıkları altında beş oturum halinde yapıldı.

Lozan ne anlama geliyor? Türk Ocakları İstanbul Şubesi, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, “Tarafların Bakışıyla Lozan” adını taşıyan Sempozyum’un bildirileri kitap halinde yayınlandı.

Sempozyumun Düzenleme Kurulu’nda görev alan bilim adamları şunlardı: Prof. Dr. Cezmi Eraslan (Başkan), Dr. Cezmi Bayram, (Türk Ocakları İstanbul, Şubesi Başkanı), Yrd. Doç. Dr. Savaş Açıkkaya, Dr. Nilüfer Erdem, Dr. Ali Şahin.

Kitabın editörlüğünü; Prof. Dr. Cezmi Eraslan, Dr. Cezmi Bayram, Yrd. Doç. Dr. Savaş Açıkkaya, Dr. Nilüfer Erdem yaptılar.

Lozan Barış Konferansı ve Antlaşması’nın türlü yönlerini ele alan beş oturumda on beş bildiri sunulup tartışıldı. Kitabın önsöz yazısında Dr. Cezmi Bayram, Lozan Antlaşması’nın yetersiz kalan yanlarına rağmen, milli mücadelenin ardında son Haçlı Seferini de neticesiz bırakan bir antlaşma olduğunu belirtmişti.

Sempozyumunun başkanlığını yapan Prof. Dr. Cezmi Eraslan, misak-ı milli mukayesesi ve mübadele sorunlarına değinen konuşmasında şu görüşünün altını da çizmişt:

“…. 90 yılını idrak ettiğimiz Lozan Anlaşması Osmanlı Devleti'nin insani unsurları, siyasi ve sosyal problemleri ve dönenim şartlarına göre başarılı için bir sonuçtur. Türkiye Cumhuriyeti için ise siyasi, sosyal coğrafi bir toplum ve devlet için bütün yönleri ile taze bir başlangıç olmuştur.”

Öte yandan Dr. Cezmi Bayram da açış konuşmasında, “Lozan Antlaşması. Türk Devleti açısından son derece önemlidir. Yaygın kullanılan ifadesiyle kurucu antlaşmadır. …. Lozan Antlaşması Osmanlı Devleti'nin değil, Milli Mücadele'nin ve onun gazi meclisinin antlaşmasıdır,” demişti.

Selanik Üniversitesi’nden Associate Professor Spyridon Sfetas’ın Yirminci Yüzyıldaki Türk-Yunan İlişkilerinin Işığında Lozan Antlaşmasının Mirası: Yunanistan’daki Lozan Antlaşması Algılamaları konulu bildirisinde önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sözlerine yer vermiş. Lozan’ın 87. Yıldönümünde Gül şöyle demişti: "Lozan Barış Antlaşması, Türkiye'ye Birinci Dünya Savaşı'nın mağlubu gözüyle bakanlara karşı ve dönemin tüm olumsuz koşullarına rağmen kazandığımız bir diplomasi zaferidir. Bu Antlaşma ile atılan temel üzerinde, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan modern Türkiye Cumhuriyeti yükselmiştir. Lozan Barışı'nın arka planında aziz milletimizin canıyla, kanıyla, emeğiyle ve kararlılığıyla fedakârca zafere taşıdığı milli kurtuluş mücadelemiz bulunmaktadır…”

Aradan yedi yıl geçmiş. Şöyle bir göz gezdirince, Tarafların Bakışıyla Lozan Uluslararası Sempozyumu Bildirileri kitabı Cumhuriyet Dönemi Türk tarihi araştırmaları için önemli bir kaynak niteliği taşıdığı kanısına vardım.

Önceki ve Sonraki Yazılar