Alman profesörler BioNTech aşısı hakkında endişeli

Leipzig Üniversitesi'nde Analitik Kimya Profesörü Jörg Matysik, Bochum Ruhr Üniversitesi'nde Organik Kimya Profesörü Gerald Dyker, Tübingen Üniversitesi'nde İnorganik Kimya Profesörü Andreas Schnepf ve Zürih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde Malzeme ve Proses Mühendisliği Profesörü Martin Winkler'in 20 Ocak 2022 tarihinde BioNTech şirketine ve aşının mucidi Uğur Şahin'e gönderdikleri açık mektup şideetli tartışmalara neden oldu.

Alman profesörler BioNTech aşısı hakkında endişeli

Almanya'nın başkenti Berlin'de yayımlanan Berliner Zeitung gazetesinin kamuoyuna taşıdığı açık mektuba şirket tarafından verilen yanıtları değerlendiren Prof. Dr. Unruh "BioNTech tarafından verilen cevaplar kısmen oldukça belirsizdir, bu nedenle ifade ettiğimiz endişeler hiçbir şekilde ortadan kaldırılmaz. Ayrıca BioNTech'in bazı açıklamaları, yeni aşıların kalite güvencesi açısından dile getirdiğimiz endişeleri açıklığa kavuşturmak için aşağıda daha ayrıntılı olarak tartışmak istediğimiz yeni sorulara yol açmaktadır." dedi.

BioNTech tarafından verilen cevapların, daha fazla soru sorulmasına yol açtığını vurgulayan bilimciler, Aşıların yan etkileri ve nedenleri hakkında acil sorular hala cevapsız kaldığına da dikkati çektiler.

MRNA'yı aşılar için kullanılabilecek şekilde stabilize etme olasılığını çok heyecan verici buluyoruz. Hem genel halk sağlığı, hem de başarılı bir kimya ve ilaç endüstrisi için önemli olduğunu anlıyoruz” ifadelerine yer veren bilimciler şu soruları yöneltti:

Bilimcilerin ilk sorusu, aşı prospektusunda yer alan bir ifade ile ilgili. Prospektusta, aşının rengi ile ilgili olaran “beyaz ile kirli beyaz arasında farklılık” gösterebileceği belirtiliyor. Aşıda kullanılan tüm malzemeler beyaz renkte olduğpu halde, neden bu ifadeye yer verildiği sorusunu bilimciler önemli ve endişe verici buluyor.

Tübingen Üniversitesi'nden Prof. Dr. Andreas Schnepf, beyazın kirlenme olasığının ancak bazı şeylerin yanlış yapılması durumunda mümkün olduğuna dikkat çekerek, BioNTech şirketinden tatmin edici açıklama beklediklerini söyledi.

Bilimcileri rahatsız eden ikinci konu ise, aşı üretiminde uygulanan kalite-kontrol süreci ile ilgili. Prof. Dr. Andreas Schnepf bu konuda da bilimcilerin kaygılarını şu sözlerle özetledi:

Bilim insanları olarak, BioNTech’te hangi (kalite kontrol) yöntemlerinin kullanıldığını öğrenmek istiyoruz. Meslektaşlarımızla görüştük ve bu kadar büyük hacimli bir ürün için mRNA teknolojisinin kalitesinin nasıl sağlanacağı konusunda herhangi bir yöntemsel başlangıç ​​noktası bulamadık.

İNSAN TIBBI ALANINDA ONAYLANMAMIŞ BİLEŞENLER Mİ KULLANILDI?

Bilimcileri endişelendiren başka bir konu da aşıda kullanıldığı belirtilen “insan tıbbı alanında kullanımı için onaylanmamış bileşenler”.

Bu, insan vücudunda veya üzerinde kullanım için doğrudan onaylanmayan “lipid nano parçacıklarının oluşumu için kullanılan ALC-0159 ve ALC-0315 bileşenleri” için geçerli.

ALC-0315 için güvenlik bilgi formunun “ALC-0315’in hem gözleri hem de cildi veya mukoza zarlarını tahriş ettiğini” açıkladığını vurgulayan Prof. Dr. Schnepf sorunu şu şekilde açıklıyor: “Gözleri veya cildi tahriş edebiliyorsa, dokuyla ilişkisi ne olacak? Burada netliğe ihtiyacımız var.

Profesör Matysik de  “Biontech, bu karmaşık karışımı stabil hale getirmek için mevcut en iyi malzemelerle çalışıyor. Bununla birlikte, bu, lipit parçacıkları ile çok karmaşık bir süreçtir, çünkü bu bir kendi kendine organize olma sürecidir. Kontrol etmek çok zor” dedi.

PROFESÖRLERİN DİĞER SORULARI

Farklı üniversitelerden, kendi alanlarında en saygın bilimciler arasında gösterilen profesörlerin diğer soruları ise şöyle:

Tutarlı-bütüncül ürün kalitesi nasıl sağlanır veya bunu nasıl temin edebilirsiniz ve paketlenecek mRNA'nın lipit nanoparçacıklarında ne ölçüde mevcut olduğundan emin olabilirsiniz?

Ayrıca, her serideki mRNA ilacının konsantrasyonu nasıl kontrol edilir ve lipid nanoparçacıklarının içindeki ilacın konsantrasyonu parçacıkların dışındakine göre nasıldır?

Yalnızca katkı maddesi olarak kullanılan maddelerin uygulamadan sonra nerede olduğunu lokalize etmek için şu anda devam eden veya planlanan çalışmalar var mı? 

Maddelerin veya bunların biyolojik bozunma ürünlerinin toksikolojik etkilerini belirlemek için başka planlanmış veya devam eden çalışmalar var mı?

Farklı lot numaralarında, farklı parti üretimlerde farklı yan etkiler var mı? Varsa, bu gerçek nasıl açıklanabilir ve bu partileri diğerlerinden ayıran nedir ve bu önemli yönü daha yakından araştırmak için çabalar sürüyor mu?