Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

AŞI OLDUM KURTULDUM MU?

Kovid-19 pandemisi yer küremizde insan oğlunu bunaltmaya devam ederken pek çok ülkede aşılama çalışmaları hızla devam ediyor. Bizde de 65 yaş üstü vatandaşların ardından 65 yaş yaş altındakilere sıra geldikçe aşılar uygulanıyor. Yalnız burada bir soru işareti var? Aşılar hala devam eden salgına karşı ne kadar koruma kapasitesine sahip? Aşı oldum, artık normal yaşamıma dönebilirim, rehavetine kapılmalı mıyız?

Bu sorulara cevapları Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi mükemmel bir derlemeyle cevap aramış. WSJ’in, “Aşılandıysanız Bile Neleri Yapabilir Ya da Yapamazsınız” çeşitli tıp uzmanlarıyla görüşüldükten sonra hazırladığı haber şöyle:

“Pek çok kişi Kovid-19 aşısı olduktan sonra normal hayatlarına dönebilecekleri gibi bir sanıya kapılıyor. Yani artık maske takmaktan kurrtuldum, sosyal mesafeye son, yakınlarımla istediğim gibi kucaklaşabilirim, kapalı alanlarda yemekli toplantılara güvenle katılabilirim, düşüncesiyle hevesleniyorlar.

“Ama gerçeklere baktıüımızda bu iş biraz karmaşık. Bir evin içinde aşılanmış bireylerle aşılanmamışlar nasıl bir arada yaşayacak? Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi bu konuda bazı kurallar yayımladı. Merkeze göre aşı dozlarını tamamlamış olanlar aynı şekilde aşılanmış kişilerle kapalı alanlarda daha fazla önlem alma gereksinimi duymadan bir araya gelebilirler. Ayrıca aşılı bir aile, aşılanmamış ama Kovid-19 semptomları göstermeyen sağlıklı bir aileyle de maske-mesafe kuralı uygulamadan bir araya gelebilir. Ancak aşılanmış kişiler kamusal alanlarda gene de maske-mesafe kuralına çok dikkat etmek zorundalar. “

Merkezin uzmanları, bütün toplumda sürü bağışıklığı elde edilene kadar salgına karşı dikkati hiç bir şekilde elden bırakmamak gerektiğinin altını kalın çizgilerle çiziyorlar. Bu arada aşının ne kadar süreyle ya da mutasyonlara karşı ne kadar etkili olduğu tartışmaları da var. Uzmanlar bu konuda zamana ihtiyaç olduğunu ve aşıların mutasyonlara karşı ne kadar direnç göstereceklerini incelemekte olduklarını belirtiyorlar.

Şimdi dönelim ülkemize. Mart ayına doğru, alınan önlemler sayesinde inişe geçtiği saptanan salgın birden yeniden doruk noktasına ulaşmaya başladı. Özellikle de Karadeniz bölgesi illeri, İstanbul, Bursa yeniden yüksek riskli bölgeler ilan edildi. Basında çıkan haberlere bakılırsa bu bölgelerde kapalı alanlarda “lebaleb” düzenlenen parti kongrelerinde maske-mesafe önlemlerine fazla dikkat edilmemiş. Hele de İstanbul kongresinde başka illerden getirilen binlerce partilinin otobüslerde maskesiz, neredeyse üst üste görüntüleri bulaşıcılığın ne kadar hızla yayılabildiğinin kanıtı olarak gösteriliyor.

Yüksek risklerin artması üstüne yeniden sıkı önlemlerin uygulanması kararları alındı. Hafta sonları sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Akşamları 21’den sonra sokağa çıkma yasağı zaten uygulanmasına rağmen geştiğimiz Cuma akşamı Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi’ndeki üst üste insan görüntüleri halkın aymazlığının bir fotoğrafını çekiyordu.

Bu arada şunu da not etmekte yarar var: Ramazan ayında yeniden bütün kafe ve lokantalar kapatılacak, sadece paket servisi vermelerine izin var. Ancak teravih namazları serbest. Eh, kardeşim bu virüs kafe ve lokantaları çok seviyor ve oralara giden insanlara bulaşıyor da camilerden, toplu namazlardan ödü mü kopuyor acaba? Bir bilen varsa söylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar