BU TEPKİLER SİSTEME YARAR SAĞLIYOR!

“AKP’li beş Adanalı üyeye sorum:

Adana’ya “umut” için var mısınız?” diye sormuştum, geçen yazıda.

Okurlardan “nasıl” diye sorunlar oldu!

Milletvekilini bırakın, cumhurbaşkanlığı sisteminde “bakanın” bile işlevsizleştirildiğini/ tek başlarına “hiçbir” karar veremediklerini söyledi!

Gelin buna “yandaş medyayı” inandırın, gelin buna “iktidar” rantçılarını inandırın, gelin buna “iktidara” yakın durarak koltuğuna/ gününe/ kasasına güç katanları inandırın!

İçinde bulunulan “sistemin/ rejimin”, bugünlerde yaşananları getireceğini öngörenlerin gerek ekranlarda, gerekse köşe yazılarında nasıl yerden/yere vurulduğu günleri anımsıyorum!

Milletvekillerinin varlığına hiçbir şey olmayacağını, bakanların işlevlerinin artırılacağını “iktidardan” aldıkları güçle/ avazları çıktığınca bağıranları anımsıyorum!

Okura bunları anlattım. Bunu öğrenmenin zamanı çünkü…

***

Adana’da yerel basın, “iktidar” partisi AKP’nin, 2023’e gidiş sürecinde sözü olacak, MKYK üyeliğine seçilen beş Adanalı isim açıklanınca, kocaman başlıklar attı. İsimler de şöyle sıralandı: Ömer Çelik, Jülide Sarıeroğlu, Fatma Güldemet Sarı, Derya Yanık, Sunay Karamık…

Adana için “iyi” olacaktı! Bakan değillerdi, ancak bakanlarla daha rahat görüşebilmenin önünü açacaklardı! Adana’nın sorunlarına daha sıcak ilişkiler içerisinde çözüm aranacaktı!

Google ara motorundan, Adanalı “muhalefet” milletvekillerinin hangi soru önergelerini/ ne zaman verdiklerini, nelere tepki gösterdiklerini, hangi sorunların büyümesi kaygı oluşturduğunu görmek olası…

En son CHP’li Ayhan Barut "havalimanımızı kapatmayın, Adana'ya bu kötülüğü yapmayın. Unutulmasın ki, havalimanımız kapatılırsa sadece Adana değil herkes kaybeder" diyerek kaygılarını belirtti.

Daha önce, Kozan’da altı ay önce yaşanan orman yangınında bahçeleri yanan köylülere gerekenlerin “neden” yapılmadığı soruldu!

Yine daha önce, Adana- Mersin yolunda bulunan Çukobirlik binalarının ”neden” atıllıktan kurtarılmadığı soruldu!

Yine sürekli üreticinin içinde bulunduğu “girdi sağlama” zorlukları dile getirilip soruldu!

Adana metrosu soruldu, Organize Sanayi Sitesi soruldu, emekçileri soruldu, dar gelirlileri soruldu, birkaç yıl önce Aladağ yangınında öğrenci yurdunda yananlar soruldu!

Bunlardan “bir tanesine”, “beklenen” biçimde sonuç alındığını duydunuz mu hiç?

***

Bu nasıl olacak sorusu beliriyor, doğal olarak…

Bu durum, daha önce de yazdığım, Celal Doğan’ın belediye başkanlığı döneminde Gaziantep’te gerçekleştirdiği uygulamayı anımsatıyor; sorun belirlenir, çözecek yer saptanır, bir kurul oluşturularak “oraya” ulaşmanın yolları aranır…

Sorunu çözmede “kim/ kimler” emek harcamışsa/ sonuca götürmüşse kentinde dile getirilir! Ayak sürüyen de/ kim olursa- olsun aynı biçimde anlatılır…

Benimsenmeyecek bir durum var mı burada?

***

Bunca gösterilen tepkiler, yapılan eleştiriler, verilen soru önergeleri madem yerine ulaşmıyor/ ulaşsa da sonuç alınamıyor, şöyle bir yol izlenmesi için bir engel var mı?

Geçtiğimiz yıllarda ülkemizin gerek ekonomisine katlısı ile, gerekse “taşı altın” özelliğiyle belleklerde yer edinen Adana’nın küçümsenemeyecek bir gücünün olduğu biliyor; yanılıyor muyum?

Adana’nın seçilmiş milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları, odaları her fırsatta bunu şimdi bile yinelemekten geri durmuyor; yanılıyor muyum?

Şu ya da bu sorunu, demiyorum. Adana’da hepsinin yaşamsal önem taşıdığını, burada yaşayan yurttaşları da da/ ülkeyi ilgilendiriyor; yanılıyor muyum?

CHP’li Barut’un “havalimanı” tepkisini ele alalım:

Her fırsatta “iktidarın” yaptıklarına/ gücüne övgüler dizen odaları da içine alan, yerel yönetimleri de kapsayan bir kurul oluşturulup, “havalimanı” için yapılmak istenenlerin masaya yatırılması/ tartışılması doğru olmaz mı?

Kurul “havalimanı” düşüncesi üzerinde düşünce birliğine varmışsa eğer, bu konunun “ilgili bakanlığı” nereyse/ oraya ulaşmanın yollarını aramak en “etken” yol değil mi?

Sorun belli, “ilgili bakanlık” da belli, yapılacak “tek şey” oraya ulaşmak!

İçinde bulunduğumuz “sistemin/ rejimin”, meclisi güçlendiği/ bakanlıkları daha işlevsel yaptığı ileri söyleniyor ya; Adana’nın sorunu için, kurul yola koyulsun. Bakana ulaşsın. Sorunu dile getirsin. Nasıl bir gelişme yaşandıysa, Adana’da basına açık bir toplantı yapılarak anlatılsın. Yerinde olmaz mı?

Haydi diyelim “ilgili bakanlık” randevu vermiyor, görüşmek istemiyor, AKP’nin MKYK üyeliğine seçilen beş Adanalı isimlerinden birine ulaşmak olası değil mi?

Yeter ki sorunu çözme odaklı çaba harca…

***

Adana’nın çözüm bekleyen sorunu çok da olsa, “gidiş” yönünde yöntem oluşturamayış “sorunun” kalıcı olmasına neden oluyor gibi!

“Muhalefet” milletvekillerinin gerek tepkilerine, gerekse meclise verdikleri soru önergelerine, “ilgili bakanlıktan” yanıt gelmesi yetiyor sanki!

Yetmemeli…

Konu havaalanıysa da, üreticiyse de, sanayiyse de, hastaneyse de; “bir başına” değil oluşturulacak kurullarla üzerine gidilmeli, yapılan/ gösterilen/ uygulanan neyse yurttaşla paylaşılmalı…

İşte o zaman “yandaş” sesler, susmak zorunda kalacaklar; yoksa tüm yapılanlar “sistemin” çarkına yarar sağlayacak!

Önceki ve Sonraki Yazılar