ASKERİ SOSYOLOJİ -4

Profesyonel Asker

Meslek; belli bir konuda uzmanlıklarıyla kendilerine has görevleri yapan görev gruplardır. Profesyonellik, öğrenilmiş meslekler kategorisindedir. Yani bir doktorun veya bir mühendisin ya da avukatın profesyonelliği neyse muvazzaf veya sözleşmeli personelin profesyonelliği de o manaya gelir. Modern ordularda subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar mesleğe yönelik profesyonellerdir.

Bu izaha rağmen profesyonel askeri diğer sivil profesyonel mesleklerle bir tutmamak lazımdır. Bir doktor, bir avukat, bir mühendis mesleklerini, bir kurumun parçası veya bireysel olarak icra edebilirler. Lakin profesyonel olarak tanımlayacağımız askerler için bu durum kesinlikle mevzubahis değildir ve bu nedenledir ki Huntington’ın izahı ile asker profesyonelliği; “amatör” tanımının zıddı olarak bir “profesyoneldir.”

Samuel Huntington “Asker ve Devlet” isimli yapıtında; “Profesyonel ordu” ve “profesyonel asker” deyimleri, maddi kazanım için çalışan kişi anlamında profesyonel olan, kariyer açısından askerliğe girmiş kişi ile topluma hizmet amacı doğrultusunda “ daha yüksek bir ideali” takip etme anlamında profesyonel olan kariyer subayı arasındaki önemli farkı muğlaklaştırmıştır.” “ Subaylık, profesyonel ideale yaklaştığı ölçüde güçlü ve tesirli halinde; bu idealden uzaklaştığı ölçüde de en güçsüz ve kusurlu halindedir.” Açıklamasını yapar.

Faydacı subay

Daha az teknoloji, daha az ekonomik olanaklar, daha fazla devletçi politikaların ve daha az başka ordularla temas eden orduların mensupları ve özellikle bizim gibi kara hudut tehlikesinin yoğun olduğu, siyasal demokratik anlayışın henüz tam olarak gelişmediği ülkelerde, subaylar birer kahraman subay olarak yetiştirilirler. Kahramanlıklarının çıkış noktası; devleti kuran değerler ve devleti kuranların orduya ve özellikle subaylara yüklediği misyon ve yasal sorumluluklar subayları birer kahraman gibi hareket etmeye zorlar. Çünkü kahraman asker anlayışı, daha devletçi ve milliyetçi anlayıştır. Çünkü bu zihniyetteki subaylar yüce değerlerle kuşatılmıştır. Yaptığı ve yapacağı her türlü fedakârlığın devleti, ülkesi ve milleti için olduğunu düşünür. Böyle davranmadığında kişisel olarak büyük suçluluk ve utanç duyar.

Ulus devlet ordularında askerler-subaylar genellikle sıradan halk çocuklarıdır. Subaylar için subaylık mesleği, sosyolojik olarak kültürel ve ekonomik sınıf atlama ve statüsel üst tabakaya geçiş anlamına da gelmektedir. Bu şartlar altında baskılanan subay, mesleğini kendi kişisel geleceği, yüce değerleri ve ailesi için bir kahramanlık mesleği olarak görür, inanır ve ifa eder. Aslında bunun ardında yatan ana neden, katı anayasal ve yasal dayatmalardır. Yasal sorumluluklardır. Daha çocuk yaşta imzalanan meslekten ayrılmama, yani mecburi hizmet süresinin tahakkümüdür.

****

Küresel gelişmeler, iletişim çağının başa çıkılamaz hızı, baş döndürten teknolojik gelişmeler ister sosyalist, isterse kapitalist ülkeler olsun, sonuçta emperyalist devletlerin açgözlü çıkarları, dünyayı bölgesel savaşlara, ülkeleri askeri darbelere ve iç ayaklanmalarla sürüklemektedir. Emperyalist ülkeler, çıkarları için kargaşa yarattıkları ülkelere barış ve istikrar getirme adına müdahale ederler. Bu müdahaleden sonra da diğer ulus devletlerin ordularını barış ve güvenliği sağlamak üzere sahaya sürerler.

Dünyadaki olayların artması, aşırı teknolojik gelişmeler ve iletişim çağıyla dünya kültürüne entegrasyonlar ve özellikle devletinin uluslararası arenada üstlendiği aktif dış politikalar,subayın profesyonelliğine ve meslek anlayışına da tesir etmektedir. Subaylar gün geçtikçe daha fazla diplomatik misyonlu şiddetinde kullanıcısı pozisyonunda görev ifa ederken kendi ülkesi için KAHRAMAN SUBAY anlayışından hızla profesyonelliğinin de desteği ile arabulucu rolünde Faydacı subaya dönüşmek durumundadır. Faydacı subay, ülkesine ve uluslararası barışa katkı sağlayan subaydır. Kendi kişisel çıkarlarına hizmet eden subay demek değildir.

Cumhuriyet döneminin Türk Ordusu kurulduğu günden itibaren uluslararası görevlerini her zaman icra etmiştir. Ancak NATO üyesi olduktan sonra başlayan devamlı görevler ve uluslararası sorumluluklar TSK’nin özellikle kurmay subaylarına ve generallerine büyük sorumluluklar ve misyonlar yüklemiştir. Türk kurmay subayları ve generalleri önce ülkemizin milli menfaatlerini sonra da içinde bulunduğu NATO’nun misyonunun gerektirdiği çıkarları korumak durumundaydı.

Eğer bir kurmay subay veya general, sadece para kazanmak ve kendi kişisel menfaatlerini geliştirmek üzere yurt dışına gitmenin ısrarla yolarını arıyorsa, gerek o kurmay subay, general ve gerekse onları ısrarla yurt dışına gönderenlerde çıkarcı bir anlayışın izlerini takip etmek gerekir.

Az gelişmiş veya geri kalmış ülkelerin uzun süre yurt dışı görev yapan subay ve generalleri, direkt veya endirekt yoldan, görevde bulundukları ülkenin tesiri altına girme olasılıkları çok yüksektir. Zayıf karakterli çıkarcı zihniyetli subay ve generallerin ülkelerine ve kendi ordularına yabancılaştıkları, özellikle sempati duyduğu emperyalist ülkenin de desteğini arkasında hissederek kendi ülkesinin ulusal çıkarlarına ve demokrasisine zarar verecek şekilde darbelere ve iç huzursuzluklara sebebiyet verdiği bilinen klasik vakalardandır. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası ABD yetkililerinin bizim “çocuklar yapmış” yaklaşımı önemli bir örnektir. Yine her ne kadar inkâr edilse de, 15 Temmuz 2016 FETÖ’cü subay kalkışması ve onun öncesinde Ergenekon-Balyoz kumpas operasyonları ABD eliyle beslenen, desteklenen, korunup kollanan vaka olarak da görmek mümkün değil midir?

Yeteri kadar sivil denetimin olmadığı ordularda, orduları sevk ve idare eden yüksek karargah kurmay subayları ve generalleri arasında gettolaşmaların başladığı öne sürülebilir. Bunun en büyük emaresi de, ilgili devletin yasal hiyerarşik yapılaşmanın dışında, rütbe ve kıdemi devre dışı bırakan kurmay ve generallere “ayrıcalıklı sınıf” muamelesi yapan aşırı sosyal tabakalaşmaların olup olmadığının izlerini sürerek ortaya konulabilir. Böyle bir çıkarcı sosyal tabakalaşma; zaman içerisinde orduları şirketi, askerleri de çalışanı olarak gören, kıtalardan ve kıtada görev yapanlardan uzak, empatiden bi haber, asli vazifesi orduya ve kıtalara yani devlete hizmet etmek olan kurmay sınıfları ve general kadroları kendi kişisel çıkarlarını koruyup kollamak için her türlü yola baş vurarak çıkar gruplarına dönüşebilir. Ülkelerine ve ordularına yabancılaşmak pahasına en büyük yanlışlığın içine girerek, askeri sosyolojiyi çok iyi kullanan emperyalist devletlerin tuzağına düşerek, kendi devletlerine ihanet edecek yapılanmaların içine girmektedirler. Bu nedenledir ki faydacı subay faydalı subay olmak zorundadır. Aksi durum da ihanet içerinde girmesi olasıdır.

İster NATO olsun, isterse bir zamanların demir perdesi olsun hepsinin gerçek bir sahibi yüksek menfaatlerini kollama peşindeki büyük ve güçlü emperyalist ülkelerdir. NATO için ABD, bir zamanların demir perdesi için de o günlerin Sovyet Sosyalist Halk Cumhuriyetidir. Bu iki ülke, ikinci dünya savaşından sonra dünyayı parsellemiş ve kendi emperyalist emelleri doğrultusunda etkisi altına aldıkları ülkelere sanayi ve ticari mallar, harp silah araç ve gereçleri satmakta ve kendilerine mahkum etmektedir. Ulusal bilince sahip faydacı subaylar bu durumun kesinlikle farkında olmalıdır.

Son söz olarak Hundington’ın subaylık üzerine ifadelerini aktaralım.

“Subay, ne hizmetini en iyi ödüllendirildiği yere aktaran bir patalı asker, ne de kendini şiddet yönetiminde mükemmelleştirme yönünde istikrarlı ve kalıcı bir arzusu olmaksızın, anlık ve yoğun vatanseverlik ve görev aşkının ilham verdiği bir geçici yurttaş-asker değildir. Subayın güdüsü, zanaatına yönelik teknik sevgisi ve de bu zanaatın tolumun yararına kullanılmasına ilişkin toplumsal zorunluluk hissidir. Bu itkilerin bir kombinasyonu, mesleki güdüyü oluşturur. Öte yandan, toplum, bu güdüyü sadece subaylarına faal görev görevleri sırasında ve emekliliklerinde sürekli ve yeterli ödeme yaparak temin eder.

…..

Siyaset, askeri yetkinliğin kapsamı dışındadır ve askerlerin siyasete katılımı, mesleki yetkinliklerini gölgelemek, meslek içinde bölünmeler yaratmak ve mesleki değerlerin dışsal değerlerle ikame edilmesine yol açmak suretiyle profesyonelliklerini zedeler. Bir subay, siyasi açıdan tarafsız kalmalıdır. “bir komutan askeri konulardaki yargısının siyasi kaygılarla sapmasına hiçbir zaman müsaade etmemelidir.”

“Askerlik mesleği devlete hizmet için vardır.”

“Bir subay kadrosu, sadece askerlik idealine itaatkar olduğu ölçüde profesyoneldir. Diğer bağlılıklar fani ve bölücüdür. Bugün siyasi açıdan cazip görünen bir şey yarın unutulacaktır.”

Aşağıdaki link cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili yazıma esas olmak üzere yaptığım bir araştırmanın linkidir. Arzu eden okurlar ankete katılabilirler.

https://forms.gle/Qrqp98RBZpvTT74p9

Önceki ve Sonraki Yazılar