TAHİR OLMAK AYIP DEĞİL

Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı olmak her yaşta mümkün ve ayıp değil. Nazım Hikmet de aynı görüşte:

“Tahir olmak de ayıp değil

Zühre olmak da,

Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,

Bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte.” demiş

1949 yılında. Faruk Nafiz, aşkta ümitsizlik olmayacağı olamayacağı görüşünde:

Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım,

Ey sevdiğim, ben ümitsiz değilim gene

Ak düşünce saçların kumral rengine

Kollarında son aşıkın ben olacağım.

Ey başında şimdi sevda rüzgarları esen,

Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün

Sen benimsin büsbütün terk olunduğun gün ...

O mukadder günü, bilmem, düşündün mü sen?

Ben bir beyaz saçlı aşık, sen bir ihtiyar ...

O gün bana yaklaşırken ey ilahi yar,

Esirgeme gözlerimden bir son buseni,

Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın,

Çünkü, ruhum, sen de o gün anlayacaksın

Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni

Her sevgililer gününde anımsadığım bir hikâyeyi aktarayım da isteyen istediği dersi alsın:

Öykülü hepiniz bilirsiniz:

Bir zamanlar üç arkadaş varmış. Aşk, Dostluk, Güven…

Üçü bir arada oldu mu harikaymış her şey.

Gün gelmiş Aşk'ın işi çıkmış. Eh. Meslek bu kolay mı? Ama araların-dan ayrılmadan önce söz vermiş onlara.

“Beni özlediğinizde gelin,” demiş; “Uzaklarda olmayacağım. Nerede gözleri arzuyla dolu birbirine bakan bir çift görürseniz ben oradayım.”

Ve ayrılmış yanlarından.

“Peki” demiş Dostluk, Güven'e; “Madem öyle bende yoluma düşeyim. Görev çağırır. Ama merak etme, nerede birlikte ağlayan iki insan görürsen bil ki ben oradayım.”

Güven ağzını açmış veda etmek için ama Dostluk ayrılmış arkadaşının yanından. Onun son sözünü dinlemeden! Ve gitmiş uzaklara.

Güven sessizce içinden geçirmiş elinde olmadan.

“Beni Kaybederseniz, Bir Daha Asla Bulamasınız!”

Galiba biz güveni kaybettik. Aldanmak, aldatılmak kuşkusu günlük yaşantımızın bir parçası haline gelmiş. Bunun aşk ve sevda kulvarına gelince o daha çok can yakıyor:

Aldatma düşüncesi bile tüylerimizi diken diken ederken bunun eyleme dönüşmesi kimi zaman kaçınılmaz oluyor. Eşinden / sevgilisinden ilgi görme-yen erkeğin ya da kadının gözleri dışarıda gezmeye başlıyor ve aradığı sevgiyi / ilgiyi yakaladığı anda kendini kaybedebiliyor.

Gazetenin birinde çıkan kadınların öne çıkan aldatma sebepleri şunlar:

Aslında beni hiç sevmemiş

Meğer beni aldatıyormuş!

Son zamanlarda bana kötü davranıyordu.

Uluslararası ölçekte bir kadın araştırması yapan sosyolog, dünyanın çe-şitli ülkelerinde kadınlara bir soru sormuş:

Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız?

Soruya ülkelere göre verilen yanıtlar ise şöyle olmuş:

İsveçli: Neyimi beğenmediğini sorarım.

Rus: Evi terk ederim.

Fransız: Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.

İtalyan: Kadını vururum.

İspanyol: Kocamı vururum.

Yunanlı: Her ikisini de vururum.

Türk: Benim kocam yapmaz!

Türk kadını kocasına ve kendine toz kondurmuyor. Bir gün gerçekle karşı karşıya gelince içini şöyle dökerek rahatlamaya çalışıyor:

“Beni sözde çok seviyordu hatta benim için ölüyordu ama neymiş eteğim uzunmuş yok saçlarım uzun muş yok elini tutmuyormuşum ama doğru söylüyor benim gibi namuslu kız ona yaramaz ona namusuz kız lazım…”

Oğlan kıza mesaj çekiyor: “Vefasız sevgilim Alzheimer hastası bile senin kadar çabuk unutmaz pes.” Bir başkası şöyle yazmış: “Bırakıp gittin beni… Seni unuttum sanma, zaman alışmayı öğretti belki ama unutmayı asla…”

Acaba unutmak da bir tür aldatma mıdır? İnsan âşık olduğu birini gün gelir de unutur mu?

“Gün gelir de beni unutursun demiştin

Kalbindeki bu derdi uyutursun demiştin

Ne ben seni unutabildim

Ne bu gönlü avutabildim

Ne bu derdi uyutabildim”

Diyen şarkı yalan mı? Bana göre yalan değil. Unutulmaz. Ama Şemsi Belli unutmuş:

“Unuttum

Seni sevdiğim zamanlarda

Sevda gönlümde hevenk hevenkti

Güzel bir kadındın amma

Gözlerin ne renkti?

Unuttum...

Başını göğsüme dayadığın an

Saçların ne kokardı?

Ve ilk defa karşılaştığımız akşam,

Üstünde hangi elbisen vardı?

Unuttum...

Hiçbir şeyi unutmayacağımı sanırdım.

Aşk ne tatlı

Ne yalan şeydi

İsmin neydi?

Eğer Fuzuli;

“Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin

Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır

Ger derse Fuzuli ki güzellerde vefa var

Aldanmaki şair sözü elbette yalandır”

diyorsa; bu söze yalan diye bakmak lazım. Fuzuli de, Şemsi Belli’de şairce yalan söylüyor. Seven unutmaz.

YARIN SEVGİNİN EVRENSEL BOYUTUNU ANLATACAĞIM

Önceki ve Sonraki Yazılar