TÜRKÜLERİN YILDIZI VE HACI BEKTAŞ VELİ

Turnaların kanadına sığınırsa zaman kimsesiz kalır mı?
Bu yolculuğun ayak izleri vatan yaratmaz mı?
Mızrabı telli kur'an bağrında akar gerçeğine nefes olur.

Hangi zalimlik korkar, aynasından?
Ya kimlerin elinde söner yalanlar?
Tarihine yaslanmayan insanlık erenlerini kim ciddiye alır?

Ne ustalar emek biriktirdi,alınteri döktü aşk davalarının sofrasında zalimlerin geleceği olmasın,kaleleri yıkılsın derdiyle  direnç türküleri ördüler,bedeller ödediler!

Türkülerin içini boşaltan ve bir o kadar onu onurunu yıkanlarla bir yüz yılın içinde yaşıyoruz.

Türkülerin felsefesi ve onun öncüleri olanların binlerce sayfaları önümüzde duruyor.

Ahmet Yesevi'den,
Taptuk Emre'ye;
Seyyid Nesimi'den, Hacı Bektaş Veli'ye; 
Yedi Ulu Ozan'dan, Mahzun Şerif'e gelen ışık notaları var.

Onların hayatını anlamadan,
yaşamadan akademik çalışmalar yapılır mı?

Türkü Barları kültürsüzlüğü içinde kalıp ahkam kesenleri gördük,bir de karşımıza akademi ünvanlı türkü filozoflarını, devlet kadrolarında maaş alan ve şöhret olmak için her şeyi yapanlarla karşılaştık.

Anadolu Uygarlıklarının, Ozanlar tarihinin güneş çocuklarının bıraktığı türküler ve notaları acının,
yoksulluğun,
mutluluğun nasıl bir savaştan geçtiğini anlatır.

Kapitalist dünyanın temsilcileri ve devletleri hala kendi pazarına ne kadar daha sermaye katarım hesaplarını yaparken yaşam savunmasının insanlığı ise direniş rotasında cevaplarını türküleri ile yazar.

Hacı Bektaş Veli'de o insanlık aşkının çığlıklığı olarak Anadolu'yu ve Türkülerin vatanın'daki anayasayı çoğaltanların başında gelir!

Batı'nın dünyayı haçlı işgalleri ile kasıp kavururken kendi din savaşları mülkiyetini kan göllerinde yıkayan ve ortaçağ karanlığının gölgesi sürerken,
insanlık aydınlanması türküsü olan bir güneş doğar.

Türkiye Aydınlarının Aydınlanma denilince söyleyemediği gerçekte budur!

"Anadolu Aydınlanması Ve Vatan" köprüsünü kuran, 
Hacı Bektaş Veli damarı dünya için bir doğuştur.

"Gelin canlar
 bir olalım" türküsü bir söz değil,yaşam anayasası takvimidir.
Halkın bağrına saplanmış ihanetler hançerini çıkarıp,yok etmektir.

Uzun zamandır kardeş acısı,ana yarası,baba sancısı çeken çocukların gülmesi gelip anahtarını bulur!

Hristiyanlar,
Katolikler,
Protestanlar,
Aç gözlü derebeylerinin çukurlarında yok olur.

Asya'nın tozunda, Mezopotamya'nın alnında duran türkü güneşi 
Hacı Bektaş Veli elinde yıkanır.

"Bilim ile gidilmeyen yolun sonu karanlıktır" divanında kurulan insanlık atlasının türkü felsefesi erenleri burada tarih sahnesine ,
insanlık ömrüne gelir hayat türküleri yazdırır,ferman dokur.
Türkülerin Yıldızı olmak için ekmeği dağıtılan insanlık kokusu  her zaman insanı insanda arar,işler.
Gelenekten geleceğe yaslanan erenler yatağı yurdun anavatında vicdan ve vefa demine çağrısını geçiktirmez!

Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş savaşı
Pusulasını çizerken 
Hacı Bektaş Veli ışığına gelir.
O saatlerin türküsü tarihin devrimine akar.

Yüz yılların insanlık öğretileri ve dünya sistemini elinde tutanların karşısında türkü insanlığı ve savaşçıları olacaktır!

Ucuz akademik pazarlamacılar ve Cumhuriyet Devrimleri düşmanlarına fırsat verilmeyecektir ki türkü çocuklarının duvarda asılı duran telli kur'anları yeter zalimler devranına...

HACI BEKTAŞ VELİ İÇİN AKROSTİŞ ŞİİR 

Hatırlarım dünya bağrında yanan ateşi

Akıl ışığına sığınan zaman cellatına

Can suyu katmak için divaneyim

Irak kalan insanlık sayfalarımız

Bizi getirdi günlerin güneşine

Evrenin yasasında el verdik vatana 

Kimsesiz kalmadı canlarımız

Tarihi utandırdık!

Aklımızla alay edenler gördü cehennemlerini

Şaşırmadık
 o insanlıktan çıkan  hallerine

Vefamızı Anadolu'dan aldık ona verdik;

Elenen zalimler  ordusu

Lamı  cimi yok artık! 

İnsanlığın çocukları anayurdunda teslim olmadı

Önceki ve Sonraki Yazılar