Gülay Sormageç

Gülay Sormageç

ALLAH ONLARDAN RAZI

Seni seviyorum Yüce Yaradan;

Bütün engelleri kaldır aradan,

Hiçbir şey istemem fani dünyadan,

Ben seninle Ya Rab; daha mutluyum!

 

Bu dünyanın zevki nefse hoş gelir;

Ahireti tatmışım dünya boş gelir,

Senin ismin kalbe gayet hoş gelir,

Ben seninle Ya Rab; daha mutluyum!

Yüreğe can veren, titreten ve halden hale koyan bu dizeleri ilahi olarak ilk duyduğumuz anda kulağımızı dolduran o güzel sese meftun olmuştuk. Üstelik o gün babacığımı rahmeti Rahman’a yolcu etmiştik. O gün, bugün hiç unutmadık bu sözlerin cezbesinden hiç kurtulamadık…

Aynı cezbe hali “ …Allah onlardan razı!” ayetini fark ettiğimiz dem de yine ruhumuzu sarmış, bir hoş olmuştuk… Yıllarca okursunuz ama bir an gelir uyanış, fark ediş, halden hale geçiş başlar…

Beyyine Suresi 7.- 8. Ayetleri ve Tevbe Suresi 100. Ayeti sanki bunun içindir… Hay Hak!

Düşünürsünüz, gözleriniz nemlenir, imanın safiyeti ruhunuzda tüllenir, hayranlık ve hoşnutluğunuz dillenir, közlenir ve küllenir!

Ayetlerin anlam ve tefsirinde bir yolculuk edelim mi?

“ İman edip dünya ve âhiret için iyi, yararlı işler yapanlara gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.

 Onların rableri katındaki ödülleri, altından ırmaklar akan, içinde devamlı kalacakları adin cennetleridir. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu, rabbini sayıp O’ndan korkanlar içindir.” Beyyine/ (7-8)

(Allah korkusu: Allah’ın büyüklüğü karşısında duyulan hayranlıktan, saygıdan, sevgiden veya yerinde bu sevgiyi kaybetmekten kaynaklı bir korku… Haşr Suresinde bu “Haşyet” kelimesiyle ifade edilmiştir.)

Surenin 6. Ayetinde iman etmeyenler halkın en şerlileri olarak nitelendirilmiştir.

1- Medine ve çevresindeki yahudiler ve hıristiyanlar Hz. Muhammed’in risaletinden haberdar oldukları ve bildikleri halde, o hak peygamberi ve Kur’an-ı inkâr etmiş olanlar, halkın en kötüleri olarak nitelendiriliyor

2- Putperest müşrikler ise Bir olan Allah’a ortak koştukları için halkın en kötüleri olarak nitelendiriliyor

Sonuçta inkârcılar yeryüzünün en kötüleri olarak uhrevî cezayı, inanıp iyi işler yapanlar ise yeryüzünün en iyileri olarak uhrevî mutluluğu hak etmişlerdir. İnanıp iyi işler yapanların ereceği en büyük mutluluk yüce Allah’ın rızası; “ Allah onlardan razı!” Bir hadîs-i kudsîde belirtildiği üzere onlara gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insan aklının tasavvur edemeyeceği kadar güzel bir ödül hazırlanmıştır (Buhârî, “Tevhîd”, 35; Müslim, “Îmân”, 312). Bundan dolayı 8. âyette onların da Allah’a karşı hoşnutluk ve memnuniyet hissiyle dolacakları bildirilmektedir.

Bir de Tevbe Suresi 100. Ayetine bakalım:

“ Muhacirlerin ve Ensar’ın ilkleri ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan razıdırlar. Onlara, sonsuza dek hep içinde kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Büyük bahtiyarlık işte budur.”

Bu ayette ise en zor şartlar da bile Hz. Peygamber’e ilk desteği veren, İslâm mesajının insanlığa ulaştırılması uğruna kendilerini feda etmeyi göze alan örnek nesle özel bir gönderme yapılmış, onların Allah’ın hoşnutluğunu kazandığında şüphe bulunmadığı ve iyilik yolunda onları kendileri için rol model kişilikler olarak görüp onlar gibi davranmaya çalışanların da bu övülenlerle birlikte olacağı bildirilmiştir.

Muhâcir: bir yeri terk eden, ülkesinden ayrılıp başka yere göç eden kişi. İslâmi terminolojide muhâcirûn kelimesiyle, Allah’a ve Hz. Muhammed’in O’nun peygamberi olduğuna iman ettikleri; insanca ve inandıkları gibi yaşamak (Müslüman olarak) istedikleri için Mekkeli müşriklerin çeşitli eziyetlere uğrattıkları ve yurtlarından çıkmaya mecbur edilen kimseler kastedilir.

  • ilk hicret, peygamberliğin beş ve altıncı yıllarında az sayıda müslümanın Habeşistan’a göç etmesi

  • Asıl büyük hicret ise peygamberliğin on üçüncü yılında Resûlullah’ın da katıldığı Medine’ye yapılan göçtür.

Sözlükte ensar “çok yardım edenler” anlamına gelir; İslâmî bir terim olarak Resûlullah’a ve Mekke’den göç eden müminlere kucak açan Medineli müslümanları ifade eder. Hz. Peygamber’in zorlu iman mücadelesinde onun en yakınında yer alan muhacirlerle gerek onu gerekse muhacirleri bağırlarına basan ensar, birçok âyet ve hadiste övgüyle anılmışlardır. “Allah onlardan razı!”

“Muhacir ve ensarın ilkleri”

-İki kıbleye (hem Mescid-i Aksâ’ya hem Mescid-i Harâm’a) doğru namaz kılmış olanlar,

- Bedir Savaşı’na katılanlar, Bey‘atürrıdvân’da hazır bulunanlar (Taberî, XI, 6-8; Râzî, XVI, 168).

- Râzî’ye göre âyette bu erdemli kişilerin hangi hususta “ilk” oldukları açıklanmadığına göre bu sözcüğü muhacir ve ensar nitelemesiyle birlikte kullanıldığı dikkate alınarak yorumlamak isabetli olur.

- “ilk hicret edenler ve Resûlullah’a ilk yardım edenler” şeklinde anlamak uygun olur (XVI, 168-169).

- Sahâbenin belirli bir kısmının değil, “muhacirler ve ensar olarak nitelenen ilk müslümanlar” anlamının yani bütün sahâbenin kastedildiği yorumu da yapılmıştır. Yine, âyetin “onlara güzelce uyanlar” diye tercüme ettiğimiz kısmını tâbiîn nesli şeklinde anlayanlar olduğu gibi, bu ifade “kıyamete kadar onların yolunda yürüyen müminler” şeklinde de tefsir edilmiştir. Öte yandan, “onlara güzelce uyanlar” denince hatıra ilk gelen mâna, onların iyi davranışlarının örnek alınmasıdır; ancak bu ifadeye “onları iyilikle ananlar, onların hâtırasına saygı duyanlar” anlamı da verilmiştir (İbn Atıyye, III, 75; Râzî, XVI, 171-172; Şevkânî, II, 452-453).

Yolumuz, uğrumuz açık olsun efendim!


Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 665-666 / Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 51-52

Önceki ve Sonraki Yazılar