İnsanlık tarihinin bitmeyen başarıları kadar çelişkileri,
umutsuzlukları,
yakasında duran apoleti gibi ele veriyor.

Hangi yüz yılda daha mutluydu insanlık,ya da hangi sistem daha doğru işliyordu...

Zaten,bunları sorgulayan görece sosyal bilim akademileri, gelip kadın özel kütüphaneleri,
kadın sığınma evleri,
kadın sanatçılar okulu kurulmasına uzanan bir çıkışı getirdi.
Sanki,
Sappho aşk mektupları tabletlerini bize bıraktığında neye çağrı yaptığını düşünmüştü.
Eline düşen yürek sancısı,insanın insana kattığı eşsiz varolma mutluluğu savaşındaki düşleri bir bakış gibi işlemişti.
O tarihi ışığın kadının elini yine bir kadının çevirdiği tabletlerle gün yüzüne çıktı.
Sappho, 
Muazzez İlmiye Çığ buluşması müthiş bir armağandı insanlığa.
Füruğ,
Kalıcı olan sestir.
Vurgusunu kadınların öncü savaşcılar olmasının parolası yapmıştı.

Aşka Boyanan Kadınlar kitabının çalışmalarına girdiğimde, Kadın Aydınlanması sayfaları,
 iddialı kadın öncülerimiz ile karşılaştım.
Onlar dünyaya çığlık olanlardı.
Nakiye Elgün ilk çocuk haklarını Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde açıklıyordu.
Türkiye de Kadınlar Kurtuluş Savaşı'nda sadece mücadeleye katılmamışlardı.Aynı zamanda eğitim,kültür,
sanat alanında da öne çıkmaları ile tarih yazacaklardı.
Çünkü,
İkinci dünya savaşının insanlık yıkımlarını yaratan emperyalist ülkelerin kadınlara,
analara bıraktığı acılar,ölümler,
kimsesiz kalan çocuklar,aç ,
evsiz kalan aileler yine bir diriliş ile doğacaktı.
Osmanlı İmparatorluğu kadına sadece haremi ve şehveti veren saraylarda saklıyordu onları...

Cumhuriyet Devrimi ile Kul olmaktan çıkan kadınların eşit yurttaş insanlığı için varoluşu uzun sürmedi.

O yüzden,
Aşka Boyanan Kadınlar tarihimiz, 
Yeni kurulan dünyanın anayasası sofrası olur.

Mihri Müşfik hanım dehalığındaki fırçanın ilk portre çalışması, Atatürk olması muhteşemdir.
Semiha Berksoy ile doğan tiyatro ve opera sanatı,
Afife Jale ile sahnelere yazılan kadın tarihi devrimi durmak bilmez.
Sanatın her dalında yaratır onlarca kadın sanatçısını.

Aşka Boyanan Kadınlar rüzgarı için arkamızda duran tarihi omzum da taşırken geçen yarım yüzyılın aynasında kırılan zamanlar vardı.

Bu gün kadınların öldürülme,taciz,tecavüz,
yaralama,koca dayağı,sevgili tarafından yakılması,
betonlara gömülmesi gibi korkunç haberleri okurken içimizdeki sabrı zorladım hep....

Bu karanlıklara dur demek için tekrar,
İnsanlığımızı köklerine bir sanatçı olarak dönüp,fikir üretmek zorundaydım.
Aşk Boyanan Kadınlar manifestosu saatine akrostiş sanat felsefesi dili ile cevaplar vermek ve bu dili kullanmak için şiirler,besteler,
konserler,
sergiler düzenliyordum.
Babama yoğun bakımlarda bakarken kardeşlerim ile dönüşümlü zamanlarda onların eskizlerini ürettim.

Yüzlerce kadın sanatçının yarattığı sanat eserleri,sanat emekleri,sanat günleri,sanat çocukları vardı.

Prof.Dr.
Tülin Onat,
Prof.Dr.
Nurseren Tor,
Meriç Hızal,
Aydan Birdevrim,
Gülten İmamoğlu,
Mehlika Korol,
Atölyelerinde yetişen,dersler alanlar,
 dışında üç kuşak kadın sanatçıların üretim çoğalması artık gündemimizde.

Aşka Boyanan Kadınların altını çizerken, bir o kadar yarının sanat dünyası arayışında kadınların öncülüğünü ilan etmesine katkı sunuyorum.

AKROSTİŞ SANATI VE KADINLAR

1-İnanamadılar böyle anlatılacakları için ve çok mutlu oldular.

2-Sanatın kahramanı kadınlar da olabiliyormuş.

3-Her fırça,renk,tablo gelecek, kurabilirmiş.

4-Demek ki 
Çocuklar, kadınların sanatta var olmalarını bu tür kitaplardan öğrendikçe incelikler insanı olacaklar.

5-Akrostiş Sanat sadece adımızın gücüne değil,varlık olarak geleceğimizi düşünme kapısı açtı.

6-Kadın Sanatçıların sanattaki yeri,toplumsal hayata katılacak kadının önünü açan şiir sayfası.

7-Korona günlerinde 
bu akrostiş sanatın doğması tesadüf olamaz.

8-Kadın Sanatçılar dünya da yıkılmayacak bir sanatın derinliği ile dahada bilinçlenen toplumla yaşayabilir.

9-Her gün erkeklerin ağzından düşmeyen o küfür yarası bitecek,kadın sanatçıların kim oldukları,ne yaptıkları öğrenildikçe,
Kirli ataerkil sistem yıkılacaktır.

10-Artık,
Türkiye de ilk on katından beşi gerçek sanatçı adayı ve yaratıcıdır.

11-Aşka Boyanan Kadınlar sayfalarında okunan her kadın ismindeki  şiir hayatı notaları bir renk,bir filim,bir dans,bir tiyatro,bir heykel,bir fotoğraf,bir mimari insanlığın daveti olarak aramızda,
sokağımızda,
işyerimizde,
okullarımızda,
hastanelerde,
cezaevlerinde,
aşk oluyor,
aşkın çocukları vatanda büyürken yeryüzü kitabı dağıtılırken ...

Öğrenciler yetiştiren sanatçılar arasında oldular.