TUTARLILIK

Cumhurbaşkanlığına adaylıkta tutarlı olan yeni sistemi savunan genel başkanların aday olmasıdır.

Çünkü onlar sonu diktatörlüğe gidecek bir yolu açmakta kararlı davranmışlardır.

Partili cumhurbaşkanı, iktidar erkinin tanzimini tek adamın iki dudağının arasına bırakmak, temel ilkeleri olmuştur.

Siyasi tarihimizdeki her iki uygulamanın getirdiği ciddi sorunları bilerek bu yeni siyasal düzen uygulanmıştır.

Şimdi tek adama yanaşma tepişmesinin yarattığı ve esas beka sorununa yol açacak süreç başlamıştır.

Seçimlere dolu dizgin giden bir ortamda kürek sakallı piskopatların milleti tahrik etmesi, kaset savaşlarının gündeme gelmesi, ekonominin her gün işsizlik, pahalılık, yoksulluk uçurumuna yeni yurttaşları atması.

Ve maske, mesafe, temizlik, yasaklar, kısıtlamalar uygulaması ile tehdit seviyesi bilinmeyen pandemi.

Böyle ortamlardan geçtiğimiz 71 baharında "binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete" dememizin üzerinden fazla geçmeden 12 Mart formülü topluma giydirilivermişti.

O zaman iki kutuplu dünyanın bir yanının ne dediğine bakılan bir ülkeydik.

Şimdi çok kutuplu dünyadayız.

Ve yönetenlerimizin ne dediğine bakıp rota çizdiği merkezlerin elinde beğenmedikleri rejimlere el atması için yalnız darbe silahı yok.

Darbe, iç savaş kışkırtması, kaset savaşları,kitlesel imha bombalamaları, suikastler, zehirlemeler, biyolojik savaş...

Elli çeşit numaraları var.

Konumuza dönelim. 

* * *

Bu yeni sistemi getirenlerin genel başkanları cumhurbaşkanı adayı olmakta tutarlıdır.

Ama yeni sisteme karşı olup, güçlendirilmiş parlamento ve partisiz cumhurbaşkanı ilkesini savunan genel başkanların cumhurbaşkanı adayı olması tutarlı mı?

Tabii ki değil.

Geçiş sürecinde yarı temsili bir cumhurbaşkanı adayı üzerinde anlaşmakta ise, neden zorlanıyorlar?

Çünkü gelecek cumhurbaşkanının yetki zehirlenmesine uğrayıp kendilerini yok saymasından korkuyorlar.

Kendisini getiren güce, al oku diye kitap fırlatıp siyasi krize yol açan bir geçmiş kötü deneyim var.

Ki, o zamanki yasada cumhurbaşkanı tam anlamıyla temsili idi.  

* * * 

Gidişi değiştireceğiz diyen siyasilerimizin zorlanmalarının bir diğer nedeni de bu giderse yerine kim gelecek  sorusuna verilen "kim gelirse gelsin bundan iyidir" yanıtının karşılık bulmaması.

Milletin, yoksulluğunu seçimlere kadar altlık yapıp, seçimden sonra elindeki ekmeği alan, böylece, sırtındaki kamburlara bir kambur daha ekleyen siyasetçileri bilerek oylarını kullandıkları gerçeğini görüyorlar.

12 Eylül yasaları ile partileri parti olmaktan çıkarıp ahbap çavuşların "zevzeklik" merkezi yapan siyasilerimizin esas sıkıntıları bu noktada.

Zırhlı araçlar, korumalar, parti militanları ile ancak milletin içinde dolaşabilmelerinin nedeni de bu.

Önceki ve Sonraki Yazılar