Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

DİN EĞİTİMİ VE ALEVİLER

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kuruluşuna ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi 9 Kasım 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı.

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı;

- Cemevlerinin ihtiyaçlarını belirleyerek hizmet götürecek,

- Alevi-Bektaşilik hakkında tüm yönleriyle, sosyal ve beşeri bilimler bütünlüğü içinde bilimsel araştırmalar yapacak,

- Alevi-Bektaşilikle ilgili akademik faaliyetleri desteklemek amacıyla üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapacak,

- Alevi-Bektaşilik alanında yayınlar yapacak,

- Alevi-Bektaşilikle ilgili eğitim ve kültür faaliyetlerini yürütecek ve destekleyecek.

BAŞKANLIK İHTİYAÇ VE TALEBE GÖRE HİZMET VERECEK

Kısa bir süre sonra kadrosunun açıklanarak faaliyetlerine başlaması beklenen Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın cemevlerine yönelik hizmetleri gönüllülük üzerine ve talep oluşması ile yürütülecek.

Yani, kimi bozguncu kesimlerin iddia ettiği gibi, cemevlerinin yönetimine müdahale veya cemevlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanması gibi bir yapısal zorlama söz konusu değil.

Tam tersine, ihtiyaç sahibi cemevlerinin taleplerinin değerlendirilip karşılanması dışında, Başkanlık ile cemevleri arasında başkaca bir “organik” ilişki veya bağ öngörülmüyor.

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın daha yoğun çalışacağı alanın bilimsel ve akademik faaliyetler ve yayınlar olacağını söyleyebiliriz.

Bu noktada, tercüme edilmeyi bekleyen binlerce doküman, cönk defterleri, mecmualar, velayetnâmeler, erkânnameler, fermanlar, vakfiyeler, vakayinâmeler ve sair evrâkı düşününce, hiçbir Alevi vakıf veya kuruluşunun tek başına altında kalkamayacağı bir hizmetin Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın görev alanı olarak belirlenmiş olmasından son derece memnun olduğumu söyleyebilirim.

Hele ki, Çarlık Rusya’sının Erdebil’in işgal edildiği 19. yüzyılda zorla götürdüğü ve şu anda Petersburg’daki Heremitage Müzesi’nde saklanan, Safevî hanedanı ile Anadolu Türklerinin ilişkileri vb kıymeti ölçülemeyecek değerde on binlerce belgenin de Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın girişimi ile bilimcilerimizin istifadesine sunulması sağlanırsa, Türkiye, Topkapı Müzesi ile birlikte, sosyal, teoloji ve tarih bilimleri alanlarında dünyada eşsiz bir konuma yükselecektir.

ACİL BEKLEYEN SORUN: DİN EĞİTİMİ DERS KİTAPLARI

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın bir diğer, kanaatimce önemli çalışma alanı ise, Alevi-Bektaşilikle ilgili eğitim ve kültür faaliyetlerini yürütmek ve desteklemek olacaktır.

Kültür ve sanat alanlarındaki eğitim müfredatına Alevilik-Bektaşilik altında dersler eklenmesi yanında, özellikle de Ahilik ile bağlantılı olarak, meslek eğitimi, ticaret, işletme ve ekonomi bilimleri eğitimi alanlarında da topyekun bir dönüşüm gereklidir.

Elbette, din eğitimi de doğrudan Alevi-Bektaşi inançlı yurttaşlarımızı ve çocuklarını etkilediği için yeniden ele alınmak durumundadır.

Bilindiği gibi, AK Parti 2004 yılından bu yana, din eğitimi müfredatına Alevilik-Bektaşilik yolunun eklenmesi konusunda çeşitli girişimlerde bulundu.

2010 yılında, Alevilik Çalıştaylarının sonucu olarak da din dersi kitaplarının Alevilik-Bektaşilik inancını da içermesini sağlayacak değişiklikleri yapmak üzere komisyonlar kuruldu.

Son olarak, 2018 yılında oluşturulan komisyonda, Alevi-Bektaşi meşrepli şu isimler yer alıyordu: Sakine Tükek, (Dosteli Vakfı Başkanı), Yaşar Tükek, (Bektaşi Babası ve Dosteli Vakfı Başkan yardımcısı), Prof. Dr. Ali Yaman, (Dede), Zeynel Şahan, (Dede, Nurtepe Cemevi Başkanı), Gazi Aslan, (İstanbul Cemevi Başkanı), Mahmut Erik Aydın, (Bektaşi Babası), Gültekin Karahan, (Emekli vergi dairesi müdürü), Ali Küçük, (Dede, Seyit Seyfi Cemevi Başkanı, yazar), Naki Evsen, (Dede, Sarı Saltık Vakfı Başkanı), Birol Yıldız, (Dede, İstanbul Cemevi, Yazar), Hıdır Uluer, (Dede), Mansur Yalçın, (Dede), Mesut Caner, (Dede, TV programcısı) Doruk Kaya, (Sosyolog), Özcan Salman, (Tarihçi), Tuncay Salan, (İnsan kaynakları müdürü) Tuğtekin Bektaş, (Hacı Bektaş Veli Anadolu Proje Lisesi Okul Müdürü), Mehmet Özgür Ersan, (Memur, yazar, Bektaşi Babası), İlhami Bütün, (Dede), Hakkı Saygı, (Bektaşi Babası, Bakırköy Cemevi Başkanı), Binali Doğan, Erikli Baba Cemevi Dedesi).

Dosteli Vakfı Başkan yardımcısı Yaşar Tükek ile özel görüşmemizde verdiği bilgiye göre, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan uzmanların da katıldığı oturumlarda, yukarıda andığımız isimlerle birlikte MEB ders kitabı hazırlama programına uygun olarak hazırlanan Alevilik- Bektaşilikle ilgili ders öğretim programları, MEB, Orta Öğretim Programlar Daire Başkanlığına, Din İşleri Genel Müdürlüğüne ve Talim Terbiye Kurulu Başkanlığına 2019 yılı Mart ayında teslim edilmişti.

Yine, Sayın Tükek’ten aldığım bilgiye göre, müfredata eklenecek sınıflara göre konu başlıkları şöyle idi:

- Alevî-Bektaşî Edebiyatı 10. Ve 11. Sınıflar için Öğretim Programı,

- Alevî-Bektaşîlik'te Toplumsal Kurumlar 10. Sınıf Öğretim Programı,

- Alevî-Bektaşîlik'te Yol ve Erkân 9. Sınıf Öğretim Programı

- Sosyal Bütünleşme 9. Ve 10. Sınıflar için Öğretim Programı

- Tefekkür ve Gönül 9. sınıf Öğretim Programı.

Din eğitimi müfredatının yeniden ele alınması konusunda oluşturulan çalışma komisyonlarının hemen hepsinde yer alan Prof. Dr. Ali Yaman’ın da çok önemsediği bu çalışmanın hayata geçirilemediğini belirtmeliyim.

Böylece, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın önündeki en acil ve hayati çalışma alanlarından birisinin de, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) ders kitaplarının bugüne kadar yapılan çalışmaların sonuçlarını ve Alevi-Bektaşi inançlı yurttaşlarımızın beklentilerini de dikkate alarak revize edilmesi olduğu ortaya çıkıyor.

Bu noktada hatırlatmak isterim ki, MEB’in din eğitimi konusunda, tek başına DKAB dersi ile sınırlanan bir çalışma yürütmesi, beklentileri karşılamayacaktır.

Bilindiği gibi, DKAB tüm öğrencilere yönelik bir ders programıdır.

DKAB, dayanağını Anayasa’mızın 24. Maddesinden alır:

Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.

Zorunlu din kültürü eğitimi çerçevesinde, Alevilik-Bektaşilik hakkında öğrencilere bilgiler vererek, aynı ülkede yaşayan insanlarımızın birbirini tanıması, hoş görü, birlik ve aidiyet bilincinin geliştirilmesi tamamen doğrudur.

Ancak, bunun yanında, Sünni meşrepli öğrencilerin ve velilerinin beklentilerine uygun olarak konulan seçmeli din eğitimi derslerinin benzerlerinin Alevi-Bektaşi meşrepli öğrenciler için de sunulması gerekir.

Alevi-Bektaşi öğrencilerin inançlarını, tarihlerini, şekil ve içerik bakımından ibadetlerini ve ritüellerini öğrenmeleri haklarıdır.

İlk aşamada, öğrencilerin cemevlerini ziyaret ederek, oradaki din görevlileri aracılığı ile bilgilenmesi sağlanabilir.

Ancak, Alevi-Bektaşi meşrepli öğrenciler için de seçmeli din eğitimi dersleri sunulabilmesi için, MEB’in en kısa zamanda eğitim-öğretim araç-gereçlerini hazırlaması gerekmektedir.

İşte, tam da bu noktada, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın yönlendirici rolünün ve sunacağı katkının önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar