Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

PUTİN' E MEKTUP -3

Egemenlik ve Hegemonya

Bay Putin, normalde üstünde yaşadığımız bu mavi gezegen bir toprak ve su parçasıdır. Gönül ister ki, ülkenizde yatan büyük şair Nazım Hikmet'in dediği gibi yeryüzü hepimizin memleketi olsun.

Ama madem ki bir devlet kurdu atalarınız ve Rusya Ana üzerindeki egemenlik haklarını ilan ettiler. amenna!

Bir toprağı ülke yapan nedir?

Üstünde yaşayan ve bedenlerini ve ruhlarını mahut egemenlerin sömürüsüne bahşetmiş olan bir toplumun varlığıdır. Toplum ise binlerce bağlantının birbirine destek olduğu bir ORGANİK bir bütündür.

Ancak bu toplumsal gövde üzerinde yükselen devletten, devlet biçimleri olarak da faşizim, demokrasi, monarşi, otokrasi, oligarşi vb bahsedilebilir.

Belli bir organik birliğe erişmiş toplum olmadıkça, her ülke silahlı çeteler tarafından gasp edilmiş bir toprak parçasıdır.

Osmanlıyı 600 yıl ve Türkiye Cumhuriyetini 100 yıldır ayakta tutan birleştirici hamurun, Anadolu'da hiçbir otoritenin bulunmadığı ÖZGÜR BİR dönemde Mevlana ve diğer arifler tarafından kurulduğunu belirtmiş idim.

Sayın bay, sizin ülkenizin manevi birliğini halen sağlayan büyük alimleri de Bizans'ın ağır baskısına rağmen Anadolu'nun müşvik ve özgürlükçü bağrından doğduğunu ve bugün bir toplum olma vasfınızı bu kişiler borçlu olduğunuzu hatırlatırım.

Ortodoks düşüncenin kurucu babaları olan Origenes’in fikirleri 553 yılında yapılan konsül ile yasaklanıp, tekfir edilince taraftarları Anadolu’ya geçmiş ve Kapodokya’ya yerleşmişlerdir. Oradaki peribacaları bunlara kalkan olmuştur. Büyük Basilius ( veya Busilius), Nazianz’lı Gregorios ve Nysa’lı Gregorios Aziz Gregorios gibi babalar sayesinde burada tutunmuştur. Bu bölgenin o zaman Kayseri sınırları içerisinde olduğunu belirtelim.

Bu nedenle ayağınızın altındaki muazzam topraklar ülke olarak kalacak ise, birbirine karşıt olan organik , dinamik, çelişik, mürekkep ve mütacanis ve murtabit ilişkiler ağını çözmeyin. her türlü şiddet bir toplumun ORGANİK DOKU BAĞLARINI ÇÖZER.

Egemenlik madden ve manen kuvvete takabül eden bir keyfiyettir ( nitelik). Ve ancak devletin cebir kudreti ile sürdürülebilir. Oysa hegemonya ise kültürel, ideolojik, dinsel, sanatsal ve estetik bazda yürür. Bay Putin sadece egemenlik ile bir ülke ancak 100 yıl yaşayabilir.

Tüm hegemonya araçları ise ancak sınırsız özgürlükler ortamında yaratılabilir ve bu özgürlüğe ket vurarak , ülkenin geleceğini riske atıyor olabilirsiniz. Olanca hıncınızı bırakarak bir DOSTOVESKY çıkması için gerekli koşulları sağlayın yeter. Değilse doku bağlarınızın çözülmesi kaçınılmazdır.

Bu sürecin sonu ülkenin bir kara delik gibi kendi üstüne çökmesi ve kozmik evrenin kimyasal kalıntısı olmasıdır.

Oysa demokrasi İSYANLARIN REJİMİDİR. Fransa 1789 dan itibaren 1000 den fazla ayaklanma ve hak arama eylemine sahne olduğu için ve sürece ayaktadır.

Size tarihin en önemli usul hukukçularından bir olan Ebu Hanife'nin şu ünlü sözünü hatırlatırım: "Özgürlük kendi zıddında mündemiçtir". Mündemiç içkin, içerimlenmiş, özüne yerleşmiş demek. Yani bayım, kendi karşıtınız yok ise aslında siz de özgür değilsiniz.

Gelişme ve ilerleme

Özgür bir Asya Ülkesinde cep telefon firmasında teknoloji bazlı kanser olayları görülmüş idi. Olayın mağdurları 5 yıl boyunca sürekli gösteriler yaptılar. Karışan olmadı. Tutuklama olmadı, baskı olmadı, ve dah da önemlisi vatan hainliği ile suçlanmadılar.

Sonra bağımsız yargı olaya el attı

Basın özgürce dillendirdi.

Bu firma, henüz özür dilemiş olmasa da, geliştirdiği yeni teknoloji ile bu radyoaktif olguyu önledi.

İşte özgürlükler, yeni bir teknolojik buluşa yol açtığı gibi, kalifiye iş gücünün korunmasına da yol açtı.

İşte sayın bay, özgürlük böyle bir şey, hem insanlarınız ölmez, hem bilimsel- teknolojik ilerleme kaydedersiniz. Değilse diğer tün otoriter ülkeler gibi sadece tüketici olursunuz.

Bay Putin sizin daha iyi bileceğiniz gibi, Mao'nun deyişi ile bırakınız " BİN ÇİÇEK AÇSIN BİN FİKİR AKIMI TARTIŞILSIN".

İşte tüm bunların teminatı Sidis'in dediği üzre tekil bireyin bir özne olarak özgürlüğüne DOKUNULMAMASIDIR.

Önceki ve Sonraki Yazılar