DOKUZ AY SONRA YANGIN YERİNDE İNCELEME (Mİ?)

Geçtiğimiz yılın ağustos ayında Kozan’da yaşanan orman yangını nedeniyle evini, bahçesini yitiren çok sayıda yurttaşın sorunlarının çözülmediğini yazmıştım bir süre önce.

İnsanların geçim kaynağı bahçeler için, birçoğunun yaşadığı evler için gereken yardımın yapılmadığını, yapılanın ya parçalanarak, ya da geciktirilerek verildiğini belirtmiştim.

Ağustos ayından bu yana bir kış mevsimi yaşandı; havalar soğuk/ ayazdı! Yaşamlarını geçirmeleri için verilen konteynırlar buz gibiydi!

Geçimlerini, orada bulunan “hurma bahçesine” bağlayanlar yüz üstü bırakılmıştı!

Yangın sürecinde ne olay alanına gelen bakanın “zararlarınızı gidereceğiz” sözü, ne de Horzum yaylasında yapılan Kozan AKP kongresinde “iktidar” sözcülerinin verdiği sözler yerine getirilmemişti!

Yangının yıldönümüne çeyrek yıl kala, Kozan AKP İlçe Başkanı’nın yöreye gittiği, yöre halkıyla görüştüğü, geçen dokuz ayın ardından “Ak Parti Kozan İlçe Başkanlığı yangın bölgesinde inceleme yaptı” sözlerinin yer aldığı bültenle karşılaştık!

Sonrasında, alışık olunan “-cek, -cak” ile biten sözcükler…

***

Kozan, yurdumuzun birçok bölgesinden ayrı özelikleri bulunan bir kent... Kimin zorluklar yaşadığı, kimin acısının olduğu, kimin evine yangın düştüğü bilinir!

Hele bir de konu “yangın” olunca…

Yangın öncesinde “o bölgede” kimlerin sürekli yaşadığı, kimlerin “bölgeyi” yazlık olarak kullandığı, yangın sonrasında “kimlerin” aşına/ işine zarar geldiği, kimlerin öncelikli sevindirildiği gizleseniz/ üstünü örtmeye çalışsanız da bilinir!

Yaşamını Kozan’da sürdüren, ancak yılın birkaç ayını “bölgede” geçirenlere “desteklerin” tez elden ulaşması sağlatılırken, yılın tamamını “bölgede” geçirenlere bölük/ pörçük el uzatıldığı da bilinir!

İlle de bunları bilmek için Kozan’da politikacı olmak gerekmez; sözü edilen bir politikacıysa, dokuz ay sonra yapılan incelemede “yapılanları/ yapılacakları” dile getiriyorsa, bu güne değin süren gecikmenin nedeni olarak “arsa/ hisse sorununu” gösteriyorsa “doğru” oturup, “eğri” konuşmamak gerekir!

Üstelik bir de “iktidar” partisinin ilçe başkanıysanız…

***

Köyde, “yangın” bölgesinde, aylar sonra “yangında etkilenen vatandaşlarımızın yaralarının sarılması için devletimiz tüm imkanlarını seferber etti” denecek olursa; orada yaşayan/ üşüyen gecelerinden söz eder, yağmurda içeri sızan yağmuru anlatılır, belirsiz biçimde verilen beş/ on/ yirmibin desteğin biçimsizliğine dokundurur!

“Devletimiz tüm imkanlarını seferber etti” denilen uygulamanın “bu” olması, öyle pek düzeltilecek bir yanlış da değildir!

Bunun adı, doğal yıkımda köylüye “iktidarın seferber ettiği imkan” olmalı; bu covid 19 sürecinde yaşanan, zamansız yapılan, yetmeyen, ballandırılan, insanları psikolojik sorunlara sürükleyen “destekler” gibi…

Yanılıyor muyum?

***

Dokuz ay boyunca yapılanlar “yangından 136 adet vatandaşımız etkilendi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı, AFAD, Sosyal hizmetler müdürlüğü ve ORKÖY vatandaşlarımızın yaralarının sarılması amacıyla 136 adet köylümüze toplamda 3 milyon 640 bin 76 TL hibe şeklinde ödeme yaptı. Ödemeler evdeki hasar, ağır veya hafif hasarlı olmasına göre kişi başı 80 Bin TL’ye kadar yapıldı” sözleriyle anlatılıyor!

İlçe Başkanı’nın bu sözlerinin altına eklenen fotoğraflara bakarken, yapılanların “orada” bulunanları ne denli sevindirdiği anlamak olası…

Fotoğraflara iyice baktım; yüzlerdeki anlatım hiç de öyle demiyordu, verdikleriniz yaşamımızı sürdürmemize yetti demiyordu, dokuz ay önce verdiğiniz sözleri yerine getirdiniz demiyordu, yaralarımız sarıldı demiyordu, yapılan üçbuçuk milyon liralık hibe ile kışı ısınarak geçirdik demiyordu, tarlalar boş kalmadı demiyordu…

Daha çok; üşüdük, doymadık, yalnızdık, çaresiz bırakıldık, üretemedik yazgımıza terk edildik der gibiydi…

***

Kozan orman yangınında ekili bahçesi kül olan, bahçesinden aldığı ürünle yaşamını sürdüren biriyle görüştüm.

Geçtiğimiz ağustos ayında verilen sözlerden, zararlarının karşılanacağını anlatanlardan söz etti!

Bu işin “takibini” yapanların özensiz/ ilgisiz/ içten olmayan tavırlarını unutamayacağını, söyledi!

Dokuz ay sonra “inceleme” adı verilen buluşmanın da “önemsenmesinin” doğru olmadığını sözlerine ekledi!

Belli ki “iktidarın” rahatsız olduğu, yurttaşı “oyalamak” için yeni bir çabaydı!

Yukarıda, Kozan’da “kimin zorluklar yaşadığı, kimin acısının olduğu, kimin evine yangın düştüğü bilinir” dedim! Yangın bölgesi köylünün yaşadıklarını “iktidar” partisinin bilmemesi/ bu güne değin yaşanan zorlukları görmemesi olası değil!

Yaşananlar, “helallik” istenerek karşılanacak bir olgu çünkü!

Önceki ve Sonraki Yazılar